1352
Üsküdar, Kadıköy ve Marmara adalarının fethi.
Sayfa 31 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Mehmet Âkif, mısralarında bu milletin varoluş emelini şöyle özetliyor; "Değil mi, cephemizin sinesinde iman bir, Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir; Değil mi, sinede birdir vuran yürek...Yılmaz! Cihan yıkılsa, emin ol bu cephe sarsılmaz!" BU MİLLET YIKILMAZ.
Sayfa 266Kitabı okudu
Reklam
Çanakkale Şehitleri
Toplam 207 bin 696 zayiatımız var... Rahmet ve minnetle.. Çanakkale Zaferi çok önemlidir: Çünkü İstiklal savaşımızı, Çanakkale Zaferimizin moral desteği üzerine inşâ ettik.
Sayfa 266Kitabı okudu
Orhan Gazi düzenli bir askerî teşkilat kurdu, Osmanlı Devleti'nin ilk parasını bastırdı; fethettiği yerlere adalet ve idari işler için kadılar, askeri işler için subaşılar tayin etti. Şehir, kasaba ve hatta köylerde camiler, mescitler, hamamlar, hanlar, medreseler kurdu. Zamanında Osmanlı Beyliği halkı o kadar varlıklı ve rahattı ki, tarihçiler, "Zekât verecek fakir kalmamıştı" diye yazarlar.
Sayfa 30 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Orhan Gazi / Bizans'a Diz Çöktüren Kahraman
Gerektiğinde sert gerektiğinde yumuşak bir hükümdardı. Bilginleri korur, din âlimleriyle sohbetten büyük zevk alırdı. Savaşlardan arta kalan zamanını dinî sohbetlerle değerlendirirdi. Bursa'yı imar etti. Osmanlı mimarisinin ilk büyük eserlerini İznik ve Bursa'da yaptırdı.
Sayfa 29 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Aşireti Devlet Yapan Büyük Kurucu Osman Gazi (1258-1326)
Osman Bey, düşmanlarına bile iyi muamele eder, adalet yolundan hiç ayrılmazdı. Bu yüzden düşmanları dahi onu sever ve sayarlardı. Devletten hiç maaş almadı. Sadece kendisine ait sürülerin geliriyle yaşadı. Konaklarda değil, herkesin oturduğu evlerde oturdu. Fakirler için günün her saati evinde yemek pişerdi.
Sayfa 21 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Reklam
" 'Bizi din geri bıraktı.' İslam'a saldırmak moda! Maksat; dün dinsizlik, laikçilik hesabına yapamadıklarını bugün İslam'ı sorgulayarak yapmak. Sorgulayanlar kimler, din cahilleri! Ne kadar mı din cahili bunlar: secdeye gitmiş cemaatin fotoğrafını gazeteye basıp altına 'cenaze namazı' yazacak kadar, 'bu yıl hac kurban bayramına rastladığı için aşırı kalabalık oldu' diye ahkâm kesecek kadar. Bilmemeleri ayıp değil, öğrenmeden hüküm vermelerini ayıp sayıyoruz. Üstelik bunlar sıradan insan değil, millete istikamet haritası çizmek iddiasıyla kalem oynatan meşhur yazar ve gazeteciler. Bazen 'Müslümanlar hiç şehir kurmadı' diye tuttururlar. İsfahan'ı, Semerkand'ı, Buhara'yı kim kurdu? Müslümanlar şehirler kurdular, enkaz halindeki fethettikleri şehirleri imar ettiler. Bunlar ortada iken Müslümanlar hiçbir şehir kurmadı demek ilim değil şeddeli cehalettir. Libri: 'Tarihten Müslümanları silecek olsanız, ilmi rönesansımız asırlarca geriye gider.'"
"Cumhuriyet’in onuncu yılı münasebetiyle Burhan Asaf ve Vedat Nedim Tör’e hazırlatılmış, 'Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne: Nasıldı, Nasıl Oldu?' isimli büyük boy bir kitap mevcut. Bahis konusu kitapta deniyor ki: 'Sultanlar, sarayların dört duvarı içinde soysuzlaşmış zulüm ve sefahat mirasyedileridir!' Sultanlar arasında hiçbir ayrım yapılmadığına göre,Yıldırım Bayezid’i, Murad Hüdavendigar’ı, Fatih Sultan Mehmed’i, Yavuz Selim’i, Kanuni Süleyman’ıyla, bütün Osmanlı padişahları, bu ilimsiz, insafsız ve vicdansız hükmün içine giriyor demektir. Evet, hüküm ilimsiz, insafsız ve vicdansızdır: Zira sarayın dört duvarı arasında ömür tüketen mirasyediler, nasıl olmuş da Niğbolu’da, Mohaç’ta, Varna’da zafer üstüne zafer kazanabilmişler? Nasıl olmuş da, alınamaz denilen Konstantiniyye’yi alabilmişler? Nasıl olmuş da Sina Çölü’nü aşıp Mısır’ı fethedebilmişler, Orduy-u Hümayun'u ta Viyana kapılarına götürebilmişler?"
Lâzım olduğu zaman lâzım olan insanı bulabilmek için, zamanında yetiştirmek gerekiyor... Şunu vurgulamaya çalışıyorum ki, Çanakkale kahramanları, ihtiyaç hissedildiği an gökten zembille inmemiş bir gün ihtiyaç hissedileceği düşüncesiyle yetiştirilmişti. Bu yüzden onları iyi tanımak zorundayız..
Sayfa 165Kitabı okudu
Üsteğmen Şevket Bey
Gazze'de İngilizlerin geri alınamaz dediği bir tepeyi geri aldı. Bu yüzden tepeye, 'Şevket Tepesi' adı verildi. Bu tepe halen Gazze bölgesindedir ve 'Şevket Tepesi' olarak anılmaktadır.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
1931 yılının 4 Haziran'ında 200 balya tarihî belge, okkası üç kuruştan, hurda kâğıt olarak Bulgaristan'a satıldı. Bunlardan Bulgar Devleti'nin işine yaramayanlar, 40 milyon leva karşılığında Vatikan'a aktarıldı. Gerisi "Bulgar Tarihinin Türkçe Kaynakları" genel adı altında ciltlerce yayınlandı.
Sayfa 11 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Kıymetli tarihî belgeler mahvoldu. 1402 yılına kadar toplanan Osmanlı Devleti'ne ait belgeler, Timur tarafından Bursa'yla birlikte yakıldı. Bir kısmı Yıldız Sarayı'yla beraber yağmalanıp ocaklara atıldı.
Sayfa 10 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
"Akşam âlim yattım, sabah cahil kalktım.. Her gün ortalama beş saat televizyon izleyen bir toplumu, 'yaşayan toplum' olarak tanımlamak mümkün değil! Biz düpedüz seyreden bir toplumuz. Türkiye'de dergi okuma oranı: % 4, gazete okuma oranı: %22, radyo dinleme oranı: %24, televizyon izleme oranı: %95. Anlayacağınız durum yürekler acısı. Ekranda başkalarının hayatını seyrederken, kendi hayatımızı israf ediyoruz.. 'Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?'"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.