Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.. Yavuz Bülent Bakiler
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik , Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma , Gözlerin İstanbul oluyor birden. Yavuz Bülent Bakiler.
Reklam
Duymasa da hiç kimse şair gönlümün Sende karar kıldığını Ve içimin şerha şerha yarıldığını Sen bilsen yeter. Yavuz Bülent Bakiler
Ana başta taç imiş Her derde ilaç imiş Bir evlât pîr olsa da Anaya muhtaç imiş.
Anamın duaları üzerimde olmasa Yıkılır sırtımı verdiğim duvar. ...
Ve alıp verdiğim soğuk bir nefes gibi, İçimde yer etti yalnızlık...
Reklam
Demedim mi bu hasret bitirir seni Ay dolanır gider, yalnız kalırsın.
Üstelik şairim bilemezsiniz Her akşam rüzgar gibi sokaklara düşerek Elleri ceplerinde birisi gezer . Bir yürek taşır göğsünde duygulu , ürkek Ceylan yüreğine benzer. Mısralar anlatmaz şairliğimi.
Cebeci İstasyonu’nda bir akşam üstü Bir başka türlüydü bütün insanlar , Sen bir başka türlüydün . Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi . Gözlerin gözlerimde erimekteydi.
Bulutlar gelip geçerdi üstünden başımızın Bulutlar toz pembe , bulutlar kara . Başıboş bulutlarla her gün ansızın Çıkıp gitmek isterdi uzaklara .
Reklam
Gelip geçtiğin yollara yüreğimi koyardım . Ökçesiz pabuçların yüreğime basardı …
Burası İstanbul mu böyle yosun kokulu ? Gel gitme vakit erken . Gel Beyazıt Kulesi’nden türküler söyleyelim . İstanbul bu kadar güzelken .
Ve alıp verdiğim soğuk bir nefes gibi , İçimde yer etti yalnızlık …
Ve kimse bilmezdi o zamanlar Düğüm düğüm içinden geçenleri …
Resim