Rus politikasıyla nikâh kıyan yazar-çizer takımından biri ile ilgili anektod
Meselâ: Bizim çok meşhur solcularımızdan biri, Taşkent’teki Özbek yazarlara, göğüs geçirerek şöyle demiştir: «— Ah ne güzel, ne güzel. Size imreniyorum! Burada , böyle bir rejim altında böyle imkânlarla yaşamaktan, kim- bilir ne kadar mutlusunuz? Size imreniyorum!» Yazarımıza, kapalı salonda hiç bir cevap verilmemiştir. Orada densiz bir adamın ihbarından veya dinleme cihazlarından endişe duyanlar, susmuşlardır. Ama bahçeye çıkıldığında, bir Özbek yazarın, solcu edibimizin kulağına fısıldadığı sözler, onu sersemletecek kadar etkili olmuştur: «— Sen, Türkiye’de sahib olduğun hakların ve imkânların yarısını bana ver; ben de Sovyetlerlerde ki bütün hak ve imkânlarımı sana memnuniyetle devredeyim! Var mısın beyim?» Bu tekliften sonra, ilerici (!) yazarımız «varım!» diye­memiş, ortadan yok olup gitmiştir. İşte bu olayı o solcu yazarımızın, Türkiye’deki bir yoldaşının kulağına fısıldaması bile mümkün değildir. Rus politikasıyla nikâh kıyan yazar-çizer takımımız, Sovyetleri hep bir masal dünyasının efsunlu cümleleriyle ballandıra-ballandıra an­latıp duruyorlar.
Sayfa 296Kitabı okudu
1980-2008 yılları arasında ben de Moskova'ya dört defa, Türk Cumhuriyetleri'ne on defa gidip geldim. Türk Cumhuriyetleriyle ilgili olarak 101 Tv programı hazırlayıp sundum. Çeşitli şehirlerimizde konferanslar verdim, makaleler, kitaplar yazdım. Samimiyetle inandım ki, Marksizm yeryüzünün en yalancı, en zalim, en sömürgeci, en kanlı
Reklam
işte böyle
Yalnızım. Gündüzler,geceler boyu yalnız, Ne elimden tutan dost,ne yüzüme gülen kız Dolaşıp durduğum sokaklar ıssız. Sokaklar unutturmaz yalnızlığımı.
Hiç unutmuyorum; Sivasta, Ziya Gökalp İlkokulunun 8. sınıfında sevgili öğretmenimiz bir tarih dersinde dedi ki: “Çocuklar! Hain Padişah Vahdettin, vatanımızı İngilizlere, beş çuval altın karşılığında satmak istiyordu. İngilizler, padişahın istedigi beş çuval altını alıp getirdiler. Vahdettin'in gözleri sevinçten ışıl damaya başladı. İşte tam o sırada Atatürk, Samsun'a çıkarak oradan Erzurum'a ve Sivas'a gelip kongreler yaparak vatanımızın İngilizlere satılmasını önledi...” Medeni bir devletin okullarında, çocuklarımıza böyle ahmakça yalanlar, iftiralar nasıl anlatılır anlamıyorum! Bazı zavallılar sanıyorlar ki Atatürk'ün kahramanlığı ve vatanperverliği, Vahdettin'in korkaklığına ve hainliğine bağlıdır. Birtakım zırcahil adamlar sanıyorlar ki Cumhuriyet imizi sevdirmek için Osmanlı ya sövmek lazım! Bunlar, utanç yüklü safsatalardır.
....bir davette içki içmek istemediği halde, dostları, susuz bir rakı bardağını onun eline kurnazca tutuştururlardı. İlk yudumundan sonra; — Bak yine şaşırdın Âşık! derlerdi. Allah’ın mübarek suyu yerine işte susuz rakı bardağını kafana dikmeye başladın! Veysel başını sallayarak gülümserdi ; — Benim gibi kör bir adam, böyle yanlışlıklar yapar işte!
SANÇAR SORGULANIYOR Hâkim: İddia makamının son tahkikat kararındaki iddialarını dinlediniz. Buna karşı ne diyeceksiniz? Sançar: Efendim önce, iddianamede diğer sanıklarla birlikte benim hakkımda da "hıyanet-i vataniye" tabiri kullanılmasını reddederim. Ben bir Türk milliyetçisiyim. Hayatın manasını, mensup olduğum millet uğrunda savaş
Reklam
68 öğeden 81 ile 68 arasındakiler gösteriliyor.