Dünyayı kafasında taşıyan bir gaye adamı (:
Lala Cafer Paşa, ilerleyen yaşına rağmen, sanki günden güne gürleşen sakallarını karıştırarak, "Bundan sonraki hedefimiz neresidir inşaAllah Sultanım?" diye sordu harp öncesi coşkusuyla. Yavuz Han güldü, "Sen sır tutmasını bilir misin Paşa?" Paşanın yüzü umutla aydınlandı, "Elbette Sultanım." "Ben de bilirim." diye yanıtlayarak bir kahkaha patlattı Selim Han.
Sayfa 189 - Timaş Yayınları
Sefir çıktıktan sonra, "Görüyor musun Hersekzade?" diye sordu Selim Han, "Senin bahsettiğin o muhteşem, ancak içi boş görkem, kınından sıyrılmış çeliğin yalın ışıltısı karşısında işte böyle dilsiz kaldı. Allah çifte su verilmiş kılıcımızı keskin etsin. Ne zaman ki bu kılıç paslanmaya yüz tutar, işte o zaman düşmanların başları dikleşir. Ama inan, kan dökülmesin, analar ağlamasın, ailelerin ocağına ateş düşmesin, tüm dünya mamur bir gezinti bahçesi olsun diyedir bütün gayretimiz." Acı bir sesle güldü, " Dedem Fatih gibi, beni de bir kan içici olarak tanıtmak isteyecekler ileride. Oysa adaletin terazisi çok hassastır ve iki tarafın da gayretini gerekririr..."
Sayfa 101 - Timaş Yayınları
Reklam
MERCİDABIK - 24 AĞUSTOS 1516
Lala Cafer Paşa, ilerleyen yaşına rağmen, sanki günden güne gürleşen sakallarını karıştırarak, “Bundan sonraki hedefimiz neresidir inşallah Sultanım?” diye sordu harp öncesi coşkusuyla. Yavuz Han güldü, “Sen sor tutmayı bilir misin Paşa?” Paşanın yüzü umutla aydınlandı, “Elbette Sultanım.” “Ben de bilirim.” diye yanıtlayarak bir kahkaha patlattı Selim Han.
Sayfa 189 - TimasKitabı okudu
“Bundan sonraki hedefimiz neresidir inşallah Sultanım?” diye sordu harp öncesi çoşkuyla.Yavuz Han güldü “Sen sır tutmasını bilir misin Paşa?”.Paşanın yüzü umutla aydınlandı “Elbette Sultanım.” “Ben de bilirim,” diye yanıtlayarak bir kahkaha patlattı Selim Han.