Bundan sonrası geceye ait -
° Merhabalar uzun bir süre sonra tekrardan bir inceleme ile karşınızdayım.
Kitap hakkında ki yorumlarımla başlayalım. Okuduğum, okumakta en çok zorlandığım kitap olabilir kendisi, kitap benim elimde süründü ben kitabın elinde süründüm. Geceleri rüyama giriyordu kitap bitiremiyordum bitmiyordu.
Bana kalırsa kitap hiç te öyle akıcı değildi.
Nietzsche'nin Zerdüşt'ü...
Kitabı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine merak edip araştırdım. Ve Nietzsche'yi ile bu eseri sayesinde tanımış oldum. Yazarın hayatını felsefi ve edebî düşüncelerini öğrenme fırsatı buldum. Beni en çok genç yaşta filozof olması ve ölüm nedeni etkiledi.
Kitap genel olarak gayet akıcı ve anlaşılır. Ama bazı anektodlar var ki; deyim yerindeyse şapkayı önünüze alıp düşünmeye sevk ediyor.
Her cümlesiyle derin anlamlar içerdiğinden sakin bir kafayla okunması tavsiye ediliyor.
Alman filozof Nietzsche tarafından yazılan roman felsefî bir başyapıt olarak nitelendiriliyor. Yazar bu romanda felsefi fikirlerini geliştirerek kendine olağanüstü bir kimlik belirlemiş. Ve "yazılmış en derin eser" olarak tanımlamış. Herkes için aynı zaman da hiç kimse için yazılmış bir roman. Nietzsche'ye göre Tanrı ölmüş ama Tanrıyı düşünce ve tinde yeniden yaratmış.
Bu romanda ermiş olarak tanımladığı Zerdüşt karakteriyle kurgusal bir hikayeyi betimlemiş. Böyle buyurdu Zerdüşt; diyor ve başlıyor anlatmaya ve kendince aydınlatmaya. Genel olarak nasıl Üstinsan olunur? Sorusuna cevap niteliğinde alt başlıklara altında toplanmış kısa hikayeler. Önce insanlara bunu anlatmak istemiş ve kendi tabiriyle "Beni anlamıyorlar. Ağzımdan çıkan sözler bu kulaklara göre değil." http://1000kitap.com/gonderi/100530161Deyip mağarasına sığınıyor. Kendisine ulaşmak isteyen insanlarla karşılaşıp tinsel ve ruhsal açlığı doyurmayı yeni hedef olarak belirliyor. #100922648
Tavsiye ediyor, keyifli okumalar diliyorum...
"Belki de tek kurtuluşumuz Cehennem'dir.."
"Dünyalılar,
birazdan okuyacağınız bu inceleme, ideolojisine körü körüne bağlanmış şahsiyetler için uygun olmayan cümleler içermektedir.
Bay K. keyifli okumalar diler."
Dünyalılar, Bay K. Cehennem'den korkmuyor. Sizler de korkmayın.
İnsanların, insanlara insanlık dışı olgularla hükmettiği bir dünyada yaşıyoruz, neden Cehennem'den
Balzac, bu nasıl bir ifade gücüdür!
Herkese selamlar,
İncelememe spoiler uyarısıyla başlayayım.
İlerleyen kısımlarda kitap içeriği ile ilgili ciddi bilgiler olacaktır. Kitabı okumadıysanız tadınız kaçmasın:)
Önce kısaca bir yazara değinmek istiyorum. Balzac 1799’da kitabımızın da geçtiği Fransanın Tours şehrinde doğmuş. Annesi kendisini bir türlü kabullenememiş ve hiç sevgi
01.06.2018
Üzerimde yoğun bir eleştirel baskı hissediyorum. Evet sıkılanlar var. "Tekrar Ahmet Erhan incelersen sessize alacağım." diye tehdit edildim. "Taktın sen de Ahmet Erhan'a" dedi bir başka arkadaş. Son dört beş inceleme kaldı kurtuluyorsunuz. Şimdi şunu söyleyeyim bu farklı bir Ahmet Erhan çünkü bu bir öykü kitabı.
Öykü kitabı
Pia Lange, on üç yaşında Philadelphia’nın fakir kesimlerinde yaşayan Alman bir kızdır. 1918 yılında babası savaşa gitmiş, annesi ve daha dört aylık ikiz erkek kardeşleriyle yaşamaktadır. Ölümcül İspanyol gribinin birden ortaya çıkmasıyla hayatı değişmiştir.
Annesi, gribe yakalanarak önce halsizleşmiş, ertesi gün Pia onun suratını morarmış, ağzından ve gözlerinden kan akmış halde ölü bulmuştur. Artık ikiz kardeşleriyle tek başınadır. Annesinin cesedi odada çürümekte, yiyecek gittikçe azalmaktadır.
Dışarıda da durum farksız değildir. İnsanlar çöp atar gibi cesetleri sokağa atıyorlardır. Her yer ölüm kokmaktadır.
Kitap, Pia’nın ikizlere yiyecek bulmaya gitmek için onları evde bırakmasıyla başlıyor. Gerisi spoilera girdiği için yazmayacağım.
Kitap gerçekten güzeldi. Bernice’ten öyle nefret ettim ki, anlatamam. Sevgi uğruna verilen savaş konularını okumayalı uzun zaman olmuştu. Pia’nın yerinde olsam ben de aynısını yapardım. Ayrıca İspanyol gribinin etkilerini, insanlar üzerindeki yarattıklarını yazar çok iyi betimlemiş. Bazı ölümler beni hayrete düşürdü, bazıları da çok üzdü.
