Ders çalışırken, hayal edilen diplomanın getireceği özgürlük ve bağımsızlık özlemi, diploma töreni anından daha anlamlıdır. Bir kitabı yazarken, ya da bir oyuna çalışırken, o kitabın ya da oyunun bittiğinde alacağınız doyumu düşünmek, birkaç dakikalık alkıştan ya da kısa bir övgü yazısından çok daha uzun
ve bu nedenle de doyum düzeyi çok daha yüksektir. Bir yazar, bir sanatçı, bir bilim insanı, bütün bir ömür boyunca çalışır.
Doruğa ulaşmak için değil, kendisi için.
Çalışmaktan zevk aldığı için: Sonra bir gün bakmış ki, dorukta..
Dorukta olduğu için yapılan tören, tutulan alkış, aynen, bir cinsel doruk noktasının saniyelerle ölçülen süresi kadar bir anlam taşır. İşin asıl keyfi, öncesinde ve sonrasındadır.
Öncesinde, yaptığı işten, çalışmaktan, birikimini artırmaktan, kendini eğitmekten, sevgiliye kavuşmak için çaba göstermekten zevk almak.
Sonrasında, yaşadıklarını yeniden duyumsamak, dorukta olmanın, oraya varmak için sarf ettiği çabaların tadını düşünmek, doruktaki anı, aynen cinsel hazzın doruğuna ulaştığı an gibi, defalarca belleğinde yeniden, yeniden yaşamak.
Sevgili kızlarım bedeli ödenmeyen başarının ne tadı olur, ne keyfi ne de anlamı...
Vuslat için de çaba sarf edeceksin, diploma için de, alkış içinde. Bütün bunları da doruk için değil, kendin için, belki de aşkın için yapacaksın. Bu aşk, bir insan ya da bir sanat, bir meslek olabilir...