Zeynep, babasının ölümünden sonra annesi ile üvey baba elinde çile çeken kızımız... Çalıştığı paradan kendisine minibüs parası bile ayıramıyor. Ve bunun da ötesinde şiddete maruz kalıyor.
Uygar ise anne ve babasını küçük yaşta organ mafyasının saldırısında kaybetmiş ve o yaşta intikam yeminleri ederek bir gün ailesinin intikamını almıştır. Artık o keskin bakışlı bir mafya lideridir. Ama masumların yanında olan bir mafya muhtaçların yanında olan güzel yürekli bir adam...
Bir gün durakta kesişti Zeynep ve Uygar in gözleri ve o an vazgeçilmez oldu Zeynep Uygar için... Ne kadar uzak durmaya çalışsa da kokusu olmadan yasayamayacağını anladı. Aşk, güven, sadakat, dostluk ve tutkunun bolca bulunduğu harika bir kitaptı.
Ben şahsen Zeynep e bazı yerlerde çok kızdım. Yahu yürek mı yedin hatun sen adam mafya lideri sen neden gizli işler çeviriyorsun. Ve Uygar sen nasıl bir adamsın ya böyle de sevilir mi gerçekten ona bişey olacak diye bütün korkuları ve kıskançlıkları başka göze değmesin sevdiği istiyor ne güzel bir sevgidir bu... Derin ah sen yok musun sen ortalığı karıştıran saf yürekli kız ve Ömer seni de seviyorum. Ama biri var ki o kitaba ayrı bir hava ve keyif katmıştı. Kim mi tabiki Ramon... Ya bitirdin beni o nasıl bir konuşma nasıl bir laf sokma öldürdün beni gülmekten keşke daha çok yer verseydi yazarımız sana.
Kısacası kitaba bayıldım ve sabırsızlıkla ikinci kitabını okumak için beklemedeyim. Kitap öyle bir yerde bitti ki meraktan çatlayin oh olsun size dedi resmen yazar bize. Kitap kesinlikle tavsiyemdir. Kitapla kalın dostlar.