(jackie Collins adlı yazarın Şen dullar adlı kitabının eleştirisi. Sitede kitap yüklü olmadığı için ileti olarak paylaşmak zorunda kaldım.)
Yazarı 1000 kitap'taki bir haberde tanıdım. Yazarın ölüm haberiydi bu haber. Bu üzücü haber benim yazarla tanışmama vesile oldu. Kadın ölümüyle bile okur kazandı. Bir yazarın en çok istediği şeylerden biri de
Yazarı 1000 kitap'taki bir haberde tanıdım. Yazarın ölüm haberiydi bu haber. Bu üzücü haber benim yazarla tanışmama vesile oldu. Kadın ölümüyle bile okur kazandı. Bir yazarın en çok istediği şeylerden biri de bu olsa gerek. Öldükten sonra da okunmak...
Yazarın üslubu Harold Robbins adlı yazarla benzerlik gösteriyor. İkisi de benzer vakitler kitap
Çüş Orhan Pamuk, çüş!
Önce bir-iki haftadan buyana hemen her yerde, hattâ ATM’lerde bile reklâmı yapılan, bahsi daha açılır açılmaz hayranlık krizlerine girilen ve yüceltile yüceltile göklere çıkartılan bir romandan aynen aldığım şu paragrafı okuyun:
“...Bir dönem skandal ve cinayet haberlerini öne çıkaran gazeteleri Oidipus ve Rüstem benzeri
Grange'dan 4. kitabımı da okudum ve hayret ettim. Bu adam bu ülkede doğup buralar da mı yaşadı ? Çok başarılı bir Türkiye analizi yapmış yazar. Diğer okuduğum kitaplarında da diyar diyar gezdiriyordu. Bu romanında da aynı şekilde gezdik fakat biraz daha az gezdik. Kurgu, betimleme, akıcılık, sürükleyicilik ve sadecelik gayet güzel.
Kitaba
Aşkın ana ürünü birbirini deli gibi seven iki insan ise, yan ürünü edebiyattır. Bunu yaklaşık iki yüzyıllık bir kitabı okuduğunuzda kolaylıkla anlıyorsunuz.
Jane Austen, İngiliz Edebiyatının modernleşme sürecinin temsilcilerinden birisi. Modernleşme süreci ile kasıt, romanın konusunun gündelik yaşama ve sıradan insanlara indirmesini içeriyor