Yaklaşık iki yıldır boğuştuğum ağır depresyonumla birlikte merakımı cezbeden bir soruyu kapakta görünce hemen okumaya başladım.
Hayatın anlamı nedir? Benim hayatımın anlamı nedir? Dün neydi ve bugün nedir? Peki yarın ne olacak? Bu soruları ölümü çoktan kabul etmiş ve hatta ölmüş olanlara sorun, 30 yaşında olup da ölüm döşeğinde olanlara, ölüm haberini almadan önce ve hemen sonrasında... Ve derken ölümlerinden bir anda kurtulanlara, yeniden hayatı bulanlara, yeniden doğmak ve yaşamak zorunda olanlara... Yazar da tam olarak bu süreçlerden geçiyor ve bu soruları soruyor kendine; benim anlamım ne?
Benim anlamım ne hala bilmiyorum, bu kitapla birlikte anladığım şey ise şu; hayatın anlamı dediğimiz şey o anımızın değerine bağlıdır, anlıktır, andaki mutluluktur, ötesini sorgulayıp yarına odaklanmak ise anlamdan vazgeçmekle eş değerdir.
Keşke... Keşke biraz olsun yapabilseydim, anımın anlamına ve değerine odaklanabilseydim, yarını ve ötesini, ötemi düşünmeden.