Muhtemelen eskiden yazar olmak daha kolaydı. Bilemeyiz. Belki de eskiden insanlık insan soyunun kurtuluşu gibi bir meseleyle yüz yüze değildi, her gün düzenli bir şekilde binlerce kadın, yaşlı ve çocuk mahvoluşa sürüklenmemişti.
Sayfa 123 - Kolektif KitapKitabı okudu
Gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insanlar mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar. Bir paradoks gibi gelebilir. Fakat bu, profesyonel yazar olduktan sonra edindiğim, kendi bedensel deneyimlerimle hissettiğim bir durum. Sağlıklı ve sağlıksız dediğimiz, asla iki ayrı kutupta yer almaz. Birbirinin zıddı şeyler de değillerdir. Bunlar birbirini tamamlar. Bazı durumlarda birbirini doğal olarak sarmalamayı becerebilirler. İnatla sağlığı hedefleyen insanlar, yalnızca sağlığı; sağlıksızlığı hedefleyen insanlar yalnızca sağlıksızlığı düşünürler. Fakat böylesi denklemler, insan ömrünün gerçek meyvelerini vermesine engeldir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
aşktan söz etmeye korktuğumuz zamanlarda edebiyat benim gibi yaratan ruhları yüreklendirirdi. aşk, diye bağıran onca şair, onca yazar, ozan varken aşka sağır olmak mümkün mü?
"Peki Martin neden yazar olmak istiyor?" diye devam etti. "Çünkü para içinde yüzmüyor. Nasıl oluyor da sen kafanı Saksoncayla, genel kültürle doldurabiliyorsun? Çünkü hayatta başarılı olmak zorunda değilsin. Bu işi baban halletmiş."
Romain Gary, garip bir yazar, garip bir yönetmen ve garip bir diplomattı. Adına, Gölgesini Satmış Adam adlı kitabın yazılmış olduğu Gary, her şey ve hiçbir şey olmakla övünürdü. Emile Ajar sahte adıyla romanlar yazdı. Böylece Goncourt adlı edebiyat ödülünü biri sahte adıyla olmak üzere iki kez hak eden ilk yazar oldu. Ki Emile Ajar'ın, Romain Gary olduğu, yazarın vasiyetnamesiyle ortaya çıktı. 1980 yılında kendini öldürdü. Piçlerin aksine tesadüften ve belirsizlikten nefret eden Gary'nin Hakan'la tek ortak noktası, intihar mektubunun son iki cümlesiydi: "Çok eğlendim, teşekkür ederim. Hoşça kalın."
Başta üstadımız İlhan Berk olmak üzere pek çok şair ve yazar, yazının bir cehennem olduğunu belirtir, fakat bir yandan da bundan aldıkları keyfi saklamazlar. Doğrusu ben de geçen yıla kadar bu cehennemdeki ateşin kelimeleri ısıttığını düşünüyordum. Ne var ki son aylarda cehennemin de soğuduğunu, yazıyı ve hayatı yeterince ısıtamadığını fark ediyorum. Evsizlerin soğuk kış günlerinde hapishaneyi özlemesi gibi, ben de işsiz bir yazı­cı olarak yazının o cehennem ateşini özlüyorum.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.