Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Kitabın en iyi alıntısı
Dostoyevski'nin yazar olduğundan emin olmak için ondan illa kimlik sormak mi gerek? İstediğiniz romanından beş sayfa alın, karşınızda bir yazar olduğundan kimliksiz de emin olursunuz. Öyle sanıyorum ki, hiç kimliği olmamıştır! Sen ne dersin? Dedi korovyev.
—Olmadığına bahse girerim.
—Siz Dostoyevski değilsiniz.
—Kim bilebilir ki bunu, kim bilebilir.
—Dostoyevski öldü. Dedi kadın yurttaş ama pek de emin değil gibiydi.
- Protesto ediyorum! Dostoyevski ÖLÜMSÜZDÜR!
Sayfa 450Kitabı okudu
Dikkat..! Bu kitap bir hayal ürünü değildir. Tamamıyla gerçek bir hayattan, hatta yazarın kendi hayatını anlattığı bir romandır.
Yazar kitap karakterini kendisi ile oluşturup başından geçenleri bizlere anlatıyor. Waris Dirie’nin hayatını okurken yaşamış olduğu zorluklara sırdaş olacaksınız.
Yazarın anlatım dili gayet sade ve akıcı… Kitabın konusuna gelecek olursak çölde göçebe bir hayat yaşayan, kız çocuklarının sünnet edilmesi gibi gelenekleri olan Somali’de yaşayan Waris’in başına gelen acı olayları okuyacaksınız. On iki yaşına geldiğinde babası tarafından belirli bir ücret karşılığında yaşlı bir adamla evlendirilmek istenildiğinde içinde filizlenen özgürlüğün sesine kulak verip bilinmeze yelken açacaktır.
Önce Somali’de yaşayan akrabalarının yanına, oradan Londra’da bulunan akrabalarının yanına ve sonra da onu keşfedecek fotoğrafçının hayatına girmesi ile Waris bambaşka bir dünyada kendini keşfedecektir.
Waris her ne kadar özgürlük ateşini yakıp birey olma yolunda emin adımlarla ilerlese de memleketine ve ailesine duyduğu özlem duygusu ağır basacaktır. Somali’deki yaşamı düşününce insanların hayatın zorluklarına karşı nasıl üstün geldiklerini anımsatıyor bizlere. Bu kitabı yazarken de kadınların güçlerine olan inancı ışığında ülkesinde bulunan kadın sorunlarına karşı lider olmak istiyor. Özellikle kadın sünnetine değinen yazarımız bu tür geleneklerin Afrika ülkelerinde devam ettiğini tüm dünyaya duyuruyor.
Kitabının haricinde filmi de çekilen bu eseri MUTLAKA OKUYUN!
Keyifli okumalar dilerim.
"Ama o hızlı, çarçabuk buharlaşan doruk noktasına itilmeleri onları aynı zamanda gerçekten değer verdikleri, uzun vadede tatmin olmuş hissetmelerini sağlayacak şeylerden de uzaklaştırıyordu. İçlerinin boşaldığını hissediyorlardı."
Uzun zamandır sürekli nedensizce ertelediğim bu kitabın incelemesini nihayet şimdi
Yazarın daha önce de birkaç eserini okumuştum. Bunların içinde en cok sevdigim bu kitabı oldu. Tabii digerleri de guzel eserlerdi. Çünkü öyle bir kitap yazmis ki okuyan her genci aşka getirecek şeklinde. Yani bu kitabı okurken " Allah Allah Allah" nidalarıyla cihada gidesim geldi diyebilirim. Bu kitap bana birçok sey kattı. Öncelikle Islam'ın gençlerin omuzunda yukseldigini bu kitap vesilesiyle ogrendim. Ikinci olarak; herkesin hayalinde "biri gibi olmak" dusuncesi vardir. O "biri" dedigimi hepimiz icin degisir. Bu kitaptan sahabeler gibi olabilmeyi, onlar gibi düşünebilmeyi ve bunun için çabalamam gerektigini öğrendim. Sonrasinda en etkilendigim yerlerden ve daha once hic aklima gelmeyen bir yer vardı... "Ramazana gitmek..." Bu yaşıma kadar meğer hep Ramazan bana gelmis, bunu farkettim... Yani yazar; Ramazan'a gitmekle, onun icin hazırlıklı olmamizi söylüyor, diye algıladım ve bu çok hoşuma gitti. Kendime soruyorum, bu zamana kadar neden hiç böyle düşünemedim, diye... Kitapta birçok yerin altını çizdim velhasıl herkese tavsiye edebilecegim güzel eserlerden biri olarak kitaplığımdaki yerini aldi.
12 esas olmak üzere toplam 30 kitaplık serinin lk kitabı #denizfeneriyolu #cedarcoveserisi olarak geçiyor. Yazar bu serideki tüm kitaplara sanki bir adresin ismi gibi isim vermiş Bu çok hoşuma gitti. Örneğin bu kitabın prjinal ismi #16lighthouseroad başka bir kitabın ismi ise 204 rosewood lane. Tabii biz de çiğ bilirken bu durum devam ettirilmemiş. Aynı zamanda her zaman için yazara biçilen kapakları çok çirkin bulmuşumdur (yayınevi değişiyor yazara yapılan çirkin kapak değişmiyor) bu kapak da nitekim o şekilde. O yüzden iç kapak çekerek paylaştım. Cecilia, kocası Ian'dan daha evlilikleri yol katetmeden bir çocuk kaybettikleri için ayrılmak ister. Yargıç Olivia benzer şeyi kendisi de yaşadığından işi yokuş sürer ve çiftlerin boşanmasını zorlaştırmaya karar verir. Olibivia, gazeteci biriyle tanışır ve yeni bir aşka yelken açar, Olivia'nın annesi Charlotte, eski bir film yıldızının bıraktığı anahtarın gizeminin peşine düşer. Olivia'nın arkadaşı Grace kocası ile sancılı bir dönem yaşamaktadır. Ve daha bir sürü karakter.
Yazarın neden çok sevildiğini anlayabiliyorum yazıları insana umut aşılıyor. Bu seri dışında birkaç kitabını okumuştum ve onları çok beğenmiştim. Özellikle dostluk ilişkilerini çok iyi yazıyor aşk ilişkisine nazaran. Kitabı beğendim ancak seriye devam etmeyi düşünmüyorum hayat çok kısa ve okunacak çok fazla kitap var. Yazarın her ne kadar harika şeylerden bahsediyor olsa da kendini tekrarladığını düşünüyorum her yazar gibi. Standalone olacak şekilde çıkan kitpalarını okumaya devam ederim ama.
İngiliz yazar John Berger'in ilk olarak 2008 yılında yayımlanan romanı A'dan X'e ya da alt başlığıyla söylersem John Berger Tarafından Kurtarılmış Mektuplar, sunuş kısmında bir üstkurmaca bulunan, terör örgütü lideri olmak suçuyla iki kez müebbet hapse mahkum olan Xavier ile ona derin bir sevgiyle bağlı eczacı A'ida arasındaki aşkı A'ida'nın mektuplarıyla gördüğümüz, bu mektupların hemen arkasında da Xavier'in hapishanedeki notlarını okuduğumuz bir kurguya sahip romandır.
Aida ve Xavier isimleri nedeniyle bir Latin Amerika ülkesindeki baskıcı rejimin anlatıldığını düşündüğüm, mekanları ve zamanı bilmediğimiz, yaşamın felsefesine, siyasete, dünya düzenine, küresel ekonomiye dair pek çok cümlenin yer aldığı bir eser A'dan X'e. Bununla birlikte kavuşulması imkansız yıllarca süren ama süresini bilmediğimiz güçlü bir aşkın izlerini de sürüyoruz. John Berger'ın kaleme aldığı Sunuş kısmını bir yana bıraktığımızda kurmaca tamamen A'ida'nın mektupları ve Xavier'in hapishane notları üzerinden ilerlemektedir. Sırf bu yanıyla dahi teknik anlamda da özel bir roman.
Bu romanı detaylıca anlattığım videoyu izlemek için: youtu.be/HfDCgKXsn6g
