#Okuyorum
#Kitapyorum
#NikosKazancakis
#Zorba
Aleksi Zorba adında Makedonyalı bir adamla,hayata karışmak amacıyla Girit'e gidip orda hem yazmak hem de linyit yatağı işletmek isteyen genç bir adamın tesadüfen tanışıp sıkı birer dost olmalarının hikayesidir.
Yazar, bu genç anlatıcının gözünden Zorbayı anlatır ve hayata dair büyük -küçük depremler
824 syf.
8/10 puan verdi
Tatyana ve Alexander. Baş karakterler. Kitap 2.Dünya Savaş'ında geçiyor. Rusya-Almanya. Kadın dili yani yazar açık iyi bir dili vardı. O açlığı , yoksulluğu,', hüznü insan hissediyor. Tatyana tecrübesiz saf bir kız ; Alexander da yaşı genç olmasına rağmen görmüş geçirmiş bir karakter. Bence ikisinin beraber olmasında biri tecrübesiz diğeri tecrübeli bu onları dengeli bir hale soktu. Olmalarında büyük etkisi var diye düşünüyorum. Okuyun derim. Hiçbir şey kaybetmezsiniz.
İnsanlar tecrübesiz veyahut bilgisiz olduğu konularda bir yol göstericiye bir rehbere ihtiyaç duyar. Nasıl ki okullarda hocalar öğrencilere yol gösterir ise, tasavvufta da belirli merhale kat etmiş ister Üstad deyin ister Şeyh kendisine müracaat eden insanlara tıpkı okullardaki gibi bir yol gösterici olarak görev alırlar.
Bu kapsamda tasavvuf konulu kitaplara devamla ikinci kitap olan Muhyiddin Şekûr-Su Üstüne Yazı Yazmak eserini okudum. Eser yazarın bir Şeyh'ın yol göstermesi ile yaşadığı olaylardan dersler çıkarmasını anlatıyor. Mesela bir Araba arızalanmasindan istikamette kaymayı, evindeki boruların tikanmasindan kalpte nefsin baskın olmasını, bir çiçeğin ölümünden ölmeden önce ölünüz hadisi şerifini çıkarmak gibi bir çok yaşadığı şeylerden Allah'a çıkarıcı bir yol bulmuş.
Okuduğum da aklıma Yavuz Sultân Selim'in
Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş,
Bir veliye bende olmak cümleden a’la imiş.
sözünün geldiği bu kitabı tasavvuf meraklılarına tavsiye ederim
Dipnot:
Muhyiddin Şekûr sonradan müslüman olmuş biridir. Daha doğrusu böyle denilmesine kızıyor (Her insan müslüman olarak doğardan dolayı). Amerika da psikoloji alanında çalışmalar yapan yazar şuan için Turkiyede misafir öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
(Şu yazıyı cozebilir iseniz bana da bilgi vermeyi ihmal etmeyin
400 syf.
9/10 puan verdi
Ortadoğu denilince istemsiz bir şekilde İbn-i Haldun aklımdan geçiyor. Onun çıkarımlarına hakim olmasam bu kitabı anlamam daha güncel bilgilerle olacaktı.
Mukaddime de "Coğrafya kaderdir."diye bir sözü geçmez İbn-i Haldu'nun fakat anlatmak istediklerinin özetidir bu cümle.
Ortadoğu'da var olan sistem şu şekilde işler.
Riyaset:
272 syf.
8/10 puan verdi
Birkaç aydır instagramda keşfettiğim ve burada da takip edildiğini gözlemlediğim “evladımsanadiyorum/ Alternatif Eğitim Okumaları” grubuyla birlikte eğitim okumaları yapmaya gayret ediyorum. Bu vesileyle hem branşım adına teknik, hem çocuk psikolojisini temel alan çocuk-aile-öğretmen-çevre ilişkileri üzerine kurmaca metinler okuyorum. Aslında
Psikoloji,sosyoloji, tarih ve bilim kitapları bir bedense, roman o bedenin ruhudur bence... çünkü onların yetersiz kaldığı yerde roman estetik bir tamamlayıcıdır. Hareket, renk ve duygu katar . O yüzden roman,öykü okumayı seviyorum. İşin erbabından okuyorsanız eğer psikoloji,sosyoloji,tarih vs. hepsi bir arada üstelik sıkmadan bunaltmadan dozunda
