A. Erol Göksu

Hasret author
Author
6.3/10
4 People
43
Reads
3
Likes
2,576
Views

A. Erol Göksu Posts

You can find A. Erol Göksu books, A. Erol Göksu quotes and quotes, A. Erol Göksu authors, A. Erol Göksu reviews and reviews on 1000Kitap.
Hayatın anlamını sorgulama eylemi, başlı başına bir anlam arayışıdır. İnsanlar çok eskilerden beri, hayatın anlamı ile ilgili sorularına cevap arayarak varoluş amacını anlamaya ve yaşadıklarını deneyimlere anlam vermeye çalışmaktadırlar. Bu arama ve sorgulama yolculuğu, genellikle meşakkatli ve zorlu bir yolculuktur. Ancak, aramayan bulamaz. Okumayan bilemez. Araştırmayan sağlıklı bir hedefe ulaşamaz. Nihayetinde, hayatlarının anlamının ne olduğuna ve nasıl anlamlı hale getirileceğini karar vermek, her bireyin kendi kapasitesine, kendi düşüncesine ve kendi arayışına kalmıştır.
Sayfa 120 - Az KitapKitabı okuyor
Doğduk, yaşıyoruz, öleceğiz. Elbette ki yaşamak için bize verilen doğal, insani görevler var. En büyük gerçek, herkesin sonunda bir gün öleceği ve öbür dünyaya göç edeceği. Ama bu süreyi sadece o sona odaklanarak yaşamak, bizim gibi normal insanlar için kolay değildir. Eskiden bazı ulemalar tekke hücrelerinde bunu yapmışlardır. Ancak günümüzde yaşamak için çalışmak, para kazanmak ve öğrenmek bir zorunluluktur. İnsan gibi yaşamak için bir sorumluluktur. Buna ilaveten aile olmak, üremek de gayet insani bir olgudur. Ama tüm bunların yanı sıra o son noktayı akıldan çıkarmamak da insanı, daha iyi insan yapar. Herkesin sonunda öleceğini ve öbür dünyaya gideceğini bilmesine rağmen, hayatın sadece kişinin ölümüne hazırlanmakla ilgili olmadığını bilmek de önemlidir. İçinde bulunduğumuz şimdiki zamanda yaşamak ve kendimize, ailemize, çevremize olan sorumluluklarımızı yerine getirmek, anlamlı bir dünya hayatını sürdürmek için gereklidir. Önemli olan bu dünyadaki hayatımızla öbür dünya hayatımız arasında bir denge kurmaktır. ''Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış'' sözü, yaşadığımız ömrün her anında hatırlanması gereken, tekrarlanmasında yarar olan bir slogan gibidir.
Sayfa 118 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
Sosyal medyada saatlerce dolaşıp kim ne yapmış, ne söylemiş, nasıl söylemiş, hele hele ünlülerin sözlerini alıp müzik eşliğinde paylaşıma sunulması anlamsızdır. Sosyal medyada herkes kendine bir sorsa ne öğrendim bana ne verdi diye? Hele küfürlü konuşmaları komikmiş gibi gülerek izlemenin, müstehcen yayınlara bakmanın anlamlı mı, anlamsız mı olduğunu kişi kendisi değerlendirebilmeli. Kişi bu paylaşımları çoluk çocuğuyla rahatça izleyebiliyor mu? Mesela kitap yazmak da okumak da zaman ister? Sosyal medyada öylesine gezinmek de zaman ister. Sonuçta her ikisinde de zaman kavramı ön plana çıkıyorsa da, hangisine zaman kaybedilmiş hangisinde zaman değerlendirilmiştir. Bu bağlamda meydana getirilen eserlere harcanan enerji ise asla boşa harcanmış sayılmamalıdır. Eğer başlangıçta başarısız bir deneyim yaşasak bile, daha iyisini meydana getirmek için kendimizi motive edebilir yolumuza daha güçlü devam edebiliriz. Ve yahut yeni bir eser yaratmaya girişebilir, yeni bir girişimle atağa geçebiliriz. Bir şeyde başarılı olmak için, her zaman illa da sonuca odaklanmak yerine sürece önem vermek, gelecekteki çalışmalarımız için daha yararlı olacaktır. Süreçler, gelecekte başarılı sonuçlara dönüşebilir ve çok daha güçlü olarak ortaya çıkabilirler.
Sayfa 117 - Az KitapKitabı okuyor
İnsan, bir şeyin anlamsızlığının farkına çoğu zaman kendisi de varıyor. Bir yakınını ziyaret etmeye ya da en azından bir hâl hatır sormak için mesaj yazmaya zaman bulamadığını söyleyen kişi, bir elinde cep telefonu olduğu halde televizyonun karşısında boşa zaman harcıyor. Eskiden benim gençliğimde bilgi kaynaklarına ulaşmak için değişik ansiklopedilere başvurur ve ansiklopedilerin ciltlerini karıştırırdık. Şimdi elinde cep telefonu olan kişi, genelde kim ne paylaşmış, kim neler yapmış, ne yemiş, nereye gitmiş, ona bakıyor. İnternetteki çoğu bilgi ise kaynağı sorgulanması gereken uçsuz bucaksız bir okyanus gibi. Gençler, bu yapay ve anlamsız okyanusta kendilerini kaybediyor, sadece zaman öldürüyor. İnsanları ekran başına bağlayan televizyonlardaki tartışmaların da birçoğu genelde çok anlamsız. Faraziyeler üzerinden tahmin yürütmek sadece. İnsanlar boş konuşmak, anlamsız tartışmalara girmek ya da sosyal medyada zaman öldürmek gibi belirli etkinlikleri zamanla anlamsız bulabilirler. İnsanlar amaçsız ya da yönsüz bir hayat yaşamanın anlamsız olduğunu görebilirler. İnsanlar ayrıca olmadıkları biri olmayı hayal edip, onun için çalışmanın ya da sadece toplumun trendlerini takip etmenin anlamsız olduğunu görebilirler. İnsanlar tutkusuz, inançsız bir hayat yaşamanın anlamsız olduğunu da fark edebilirler.
Sayfa 116 - Az KitapKitabı okuyor
Dövmeli de, engelli de, başı kapalı da, başı açık da olsa biz insanlar hepimizin kardeş olduğunu, hepimizin Allah tarafından yaratıldığımızı, hatta inançlı da olsak inançsızda olsak hepimizin kardeş olduğunu unutmamalıyız. Bir arada yaşayan farklı inanışlara, farklı mezheplere sahip insanların ortak paydası dürüstlük, doğruluk, çalışkanlık, güvenilirlik olmalıdır. İşte, bizim bu hoşgörü ortamımızı, beraberliğimizi kıskanan, hazmedemeyen bazı dış unsurlar, insanların bu hassas noktalarını kullanarak bizi karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır. Şu üç günlük dünyanın geçiciliğini bilen insan, bu tür ayrımcılık yapanları iyi tanımalı ve onlara fırsat vermemelidir. Mesela ben Katolik bir Almanla Müslüman bir Türk'ün ne kadar iyi bir arkadaşlık yaptığını bilirim. Herkesin inancı, ibadeti kendisi içindir. Önemli olan insanların birbirini anlaması ve ayrılan noktalarda da birbirlerini dışlamak yerine birbirlerine saygılı olmalarıdır. Şimdi rahmetlik olan Erzurumlu bir camii hocası, çocukluğunda Ermeni ailelerle komşu olduklarını ve çok dostça yaşadıklarını anlatmıştı. Hatta o çocuk yaşlarda, ekmeğine yoğurt ya da salça sürüp sokağa fırlayan çocuklarına, Ermeni annelerin, 'Şimdi Müslümanların oruç ayındayız, karşılarında ekmek yemeniz saygısızlık olur' diyerek seslendiklerini anlatmıştı. Aynı şekilde Müslüman ailelerin de o insanların inançlarına karşı anlayışlı olduklarını açıklamıştı. İnsanlar birbirlerine saygılı oldukça, birbirlerinin farklı inanışlarına değer verdikçe, yaşanan bu hayatın daha anlamlı olmaması için hiçbir sebep olamaz.
Sayfa 113 - Az KitapKitabı okuyor
Bir anket yapılsa, insanların bu hayatta en anlamlı buldukları şey ne çıkar acaba? Hayatta her şeyin mutlaka bir karşıtı var. Karşıtı olan her şey gibi, anlamsız ve anlamlı olan şeylerde birbirini ortaya çıkarır. Kötü bilinmeden iyi bilinmez. Yanlış bilinmeden her şey doğru sanılabilir. İnsanoğlu, genellikle bir şeyin kıymetini onu kaybedince anlıyor. Hayatımızdaki anlamsızlıkları anladığımız anda, nelerin anlamlı olduğunu anlamak daha kolay olabilir.
Sayfa 112 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
Dünyevi bir bakış açısıyla, şu andaki hayattan zevk almanın ve bundan en iyi şekilde yararlanmanın önemli olduğu düşünülebilir, kabul edilebilir. Ancak bu dünya için çabalamamız, öbür dünyaya inanmayacağımız ya da buna hazırlanmayacağımız anlamını taşımaz. ''Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, hemen yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için çalış'' sözünde de belirtildiği gibi, tek bir odak noktası belirlemek doğru olmaz. İkisinin de ihmal edilmemesi ve ikisi arasındaki dengeyi bulmak, o dengeyi kurmak elbette çok önemli ve isabetli olur.
Sayfa 112 - Az KitapKitabı okuyor
Kişi, hayatını doğruluk ve dürüstlükle devam ettirirse iç huzuru veren güzelliklerle, sahtekarlık ve yalancılıkla sürdürmeye çalışırsa eninde sonunda belalarla karşılaşması kaçınılmaz olur. Arayan Mevla'sını da bulur, belasını da ünlü sözü kişinin arayışları ve kendine bir rota çizmesi üzerine söylenmiş gibidir. Yani her sorgulama ve arayışta anlamlı bir hedef bulmak her zaman mümkün olmayabilir. ''Kimim, neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum ve bu dünyadaki hayatın anlamı ne olabilir?'' sorularına cevap bulmaya çalışmak, pek çok faktöre bağlı olsa da, bir yol belirlemek için adım atmamızı ve eyleme geçmemizi sağlayabilir.
Sayfa 111 - Az KitapKitabı okuyor
Bu dünya yaşantısının geçici olduğu, her ömrün sonunda ölüm olduğu ve bu dünyada yaptığımız her şeyin ahiret hayatında sorgulanacağı bilinci, insanların daha insancıl daha merhametli, daha yardımsever, daha ölçülü yaşamasına vesile olabilir.
Sayfa 109 - Az KitapKitabı okuyor
Her insanın hayalleri vardır. Bunlar, genellikle dünyevi hayallerdir, Ne yazık ki kurulan hayaller, çoğu zaman gerçekleşmiyor, Elbette bunun birtakım nedenleri vardır. Ya olması çok güç bir şeye yeltenmekten ya da ille de birilerinin desteğine muhtaç olduğundan çoğu hayal gerçekleştirilemez. Hele birinin desteğine gereksinim duyma çoğunlukla insanın motivasyonunu bitirir. Mesela çok iyi resim yapan, çok iyi beste yapan, çok iyi yazan, çok iyi bir yeteneği olan kişinin bunları gün ışığına çıkarması, tek başına gerçekleştirilmesi çok zor işlerdir. Ancak bu işi meslek edinmiş kişilerin, yapımcıların, uzmanların desteği ile bu yetenekler gün ışığına çıkabilir. Sonuçta, "Her şey olacağına varır' sözü ister istemez bir teselli sığına oluyor. Yani gerçekleşmeyen bazı hayallerin üzüntüsünden de çabuk kurtulmak gerekir. İnsan bir şeye emek verir, zaman harcar, hayaller kurar, ama her zaman mutlu sona ulaşamaz. Anlamlı olduğunu düşündüğümüz birçok şey bu yüzden bir anda anlamsızlığa bürünür, anlamını yitirir. İşte bu noktada neyin aslında anlamlı olduğunu bulup ona odaklanmak, kaybettiğini düşünen insanı motive eder. Motivasyonsuz hiçbir iş yürümez ya da sağlıklı olmaz.
Sayfa 98 - Az KitapKitabı okuyor
102 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.