632 okunma, 69 beğeni - Abdulkadir Turan kitapları, eserleri, Abdulkadir Turan kimdir, öz geçmişi, Abdulkadir Turan nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Abdulkadir Turan sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Dini konulardan oluşan kitapları mevcuttur. Ayrıca Doğru Haber gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.
İlkokulu doğum yeri Mardin’in Dargeçit (Kerburan) ilçesinin Kurucu (Şikeftika) Köyü’nde, ortaokulu Dargeçit’te okudu. Mardin İmam Hatip Lisesi ve Dicle Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Öğretmenliğinden mezun oldu. Bir süre Burdur’da Milli Eğitim kurumlarında öğretmenlik yaptıktan sonra kendi isteğiyle istifa etti. Ankara’da farklı dershanelerde ders verdi. Uzun yıllar aynı anda birden çok üniversiteye hazırlık dergisinde Türkçe-Edebiyat zümresini yönetti. Türk Dili ve Edebiyatı bilgilerinin sınav için hazırlık aracına dönüştürülmesi üzerinde çalıştı. Bu alanda çok sayıda kitabı yayımlandı. 2008’de öğretmenlikten ayrıldı.
Yüksek lisansını Sakarya Üniversitesi’nde sosyoloji (Toplumsal Değişim Analizleri) alanında yapan yazarın İnzar, Doğruhaber, Kelhaamed, Milli Şuur dergilerinde yazıları yayımlanırken “Müteahhit” ve “Selahaddin” adlı iki romanının yanı sıra “Kürtlerde İslamî Kimliğin Gelişmesi” ve çocuklar için hazırlanan “Peygamberimi Tanıyorum” adlı kitapları vardır. Doğruhaber gazetesine yazdığı rehberlik yazılarının bir bölümü de bir broşür niteliğinde kitaplaştırılmıştır.
Selçuklularla Fatimiler arasında sıkça el değiştiren Mısır -Suriye arasındaki koridoru kullanan Haçlılar, bir yıl önce (491/1098) Antakya Haçlı kuşatmasında iken Fatimiler tarafindan kırk gün boyunca kuşatılıp surlarının bir bölümü tahrip edildikten sonra Artuklular'ın elinden alınan Kudüs'ün çevresine 15 Receb 492'de (7 Haziran
Nûreddin, II. Kılıcarslan'a bir elçiyle gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
Senden üç şeyi terk etmeni istiyorum: Birincisi, senin İslâm toprakları üzerindeki hâkimiyetini kabul edebilmem için benim elçimin huzurunda İslâm'ını yenileyeceksin [zira II. Kılıcarslan, filozofların mezhebinden olmakla itham ediliyordu]. İkincisi, senden gazve için asker talep ettiğimde sefere çıkacaksın, sen İslâm diyarında geniş bir yer tutan bir kesite hükmediyorsun. Bizanslılarla cihadı terk ettin ve onlarla barıştın. Ya Haçlılarla savaşımda bana askerinle destek vereceksin ya da çevrendeki Bizanslılarla savaşacaksın ve onlara karşı cihadı genişleteceksin. Üçüncüsü, kızını kardeşimin oğlu Seyfeddin Gazi ile evlendireceksin.
İbnü'l-Esir'e göre Nureddin başka şartlar da koştu. Kılıcarslan mektubu dinlediğinde "Nureddin benimle ilgili zındıklık şayi ası yaymak istiyor. Onun taleplerine cevap vermek benim için bundan iyidir. İslâm'ımı onun elçisinin önünde yeniliyorum " dedi ve bunun üzerine barış hâsıl oldu.
Mahmud'un ilk lakabı "Nûreddin"dir." "Nûreddin", bir unvan veya herhangi bir başarı karşısında Mahmud'a verilmiş bir lakap değildir. İslâmiyet'ten önce Orta Asya Türklerindeolduğu gibi," o devirde de çocuklara adları konurken verilen ve çoğu zaman Selâhaddîn-i Eyyûbi'de olduğu gibi" asıl addan daha çok bilinen lakaplardan biridir.
Şehid olmayı çok istediği için" "Nureddin Mahmud eş-Şehid" olarak da bilinen" Nûreddin'in künyesi ise "Kasım'ın babası anlamında "Ebü'l-Kâsım"dır. Nüreddin'in "Kasım" diye bir oğlu bilinmemektedir, dolayısıyla bu künyenin seçiliş nedeni de belirsizdir. Nûreddin, Ebü'l-Kasım künyesinin yanında pek çok lakapla da anılmıştır. Bu lakaplarla birlikte İbn Asâkir, adını, "Mahmud b. Zengî b. Aksungur Ebü'l-Kasım b. Ebû Said Käsimiddevle et-Türki";" Ebû Şâme ise "el-Melikü'l-Adil Nureddin Ebü'l-Kasım Mahmud b. Imâdüddin Atabeg (ki o Ebû Said Zengi b. Kâsımiddevle Aksungur et-Türki'dir)" olarak aktarmış, Nûreddin'e babasından dolayı "Zengi" lakabı, dedesinden dolayı "İbn Kasım" künyesi verildiğini de belirtmiştir.
İbnü'l-Adim ise ondan "el-Melikü'l-Âdil Nûreddin Ebü'l-Kasım Mahmud b. Zengi" diye söz etmiştir.
Nûreddin, Ali b. Vefa'nın Haçlılara yaptığı işbirliğinin oluşturduğu psikolojik ortamda ve şüphesiz Haçlılarla işbirliği yapan Şiî unsurlara karşı tedbir olarak Receb 543'te (1148 yılı sonları) Halep'teki Şiî etkinliklere müdahale etti. Şiiler tarafından sabah ezanına eklenen "Hayye alâ hayri'l-'amel (Haydi en hayırlı amele)" sözlerinin ezanda okunmasını ve Hz. Muhammed'in sahabesi aleyhinde konuşmayı şehrin Hanefi âlimlerinden İmam Ebü'l-Hasan Ali el-Hanefi ve bir grup Sünni'nin talebi ile yasakladı. Nûreddin'in devletinin Haçlı karşıtı Sünnî bir karakter üzerine oturduğunu gösteren bu uygulama, Halep Şiîlerine ağır geldi. Halep'te karışıklıklar çıkardılar fakat Nûreddin'in "meşhur heybeti"nden bu durumu sürdüremediler.
Sevgili kardeşlerim, mümkün olduğunca "her zamanki" okumalarımızı bir kenara bırakıp hassaten Filistin meselesine yönelik okumalar yaparsak daha iyi olur. Bu hem bizim konuya daha çok vâkıf olmamızı, hem de gündemi Filistin ile doldurmamızı sağlar.
İletinin altına Filistin hakkında şu anda okuduğun ya da okumayı seçtiğin kitabı yaz!
1. Akıllı ol, Akılcı olma.
2. İmkân üret, imkana takılma.
3. Duyguların zengin olsun, duygularının esiri olma.
4. İlim sana yol aldırsın, sana yük olmasın.
Selahaddin Eyyubi , bu isim devrinin en popüler isimlerinden biriydi ve namı tüm dünyaya tüm İslam ve Hristiyan alemine yayılmıştı. Onun bu haklı şöhreti, Kudüs gibi mübarek bir şehri seksen sekiz yıl sonra, 1187 yılında Haçlılardan geri alması, Kudüs'ün ikinci fâtihi olmasından dolayıdır.
Devrin tüm sultanlarından farklı bir merhamete sahip
Selahaddin
Kudüs fatihi
Işığın savaşçısı
Haçlıların korkusu
Parçalanmış olan müslünları tek bir bayrak altında ve tek bir amaç doğrultusunda birleştirmiş olan tarinin en önemli komutanlarından..
Onun hayatını öğrenmek isteyenler için gerçekten iyi yazılmış bir biyografi.
Anlatım akıcı okurken sıkılmıyorsuz, o dönemi iyi tasvir etmiş.
Keyifli okumalar dilerim...
SelahaddinAbdulkadir Turan · Dua Yayıncılık · 2011189 okunma
Tarihimizde yaşanmış hadislerin perde arkasını anlatan güzel bir kitaptı. Müslümanları karalamak için Oynanan oyunları roman ile anlatmış yazar. Kalemine sağlık