Abdullah Ataşçı

Abdullah AtaşçıSusmak Derdi yazarı
Yazar
7.9/10
95 Kişi
402
Okunma
31
Beğeni
7,6bin
Görüntülenme
372 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Heder Ağacı
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Abdülhamit dönemi sonlarından Birinci Dünya Savaşı'na kadar geçen sürede yaklaşık 3 kuşağın öyküsünü okuyoruz. Olayların büyük çoğunluğu Elazığ ve çevresinde geçiyor. Dünyada değişmeyen bir kural vardır. İktidar sahipleri gücü eline alınca zayıfı ezmeye, kendinden farklı olanı yok etmeye başlar. Devir değişse,
Heder Ağacı
Heder AğacıAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 2022122 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
Yara bende
"Her şey senin şu anki yaşına ayak bastığım gün başladı." Cümlesiyle söze başlayan yazarımız, daha ilk satırda beni eşsiz bir şekilde etkiledi. Sahi ben kaç yaşındaydım? 9, 13, 17, 25, 43 veya 70, belki daha da fazla. Hayata yeni mi gelmiştim yoksa her yeni gün yeniden geliyor muydum? Bu konuda söyleyebileceğim tek söz, insanın her
Yara Bende
Yara BendeAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201881 okunma
Reklam
372 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Evet insan biraz da Ölümdür!!!
2019 Atillâ İlhan Roman ödüllü yazar Abdullah Ataşçı ile yeni tanıştık.Kesinlikle İyi bir kalem ustası Ataşçı. ...kötü bir zamanda bu dünyada bulunmanın cezasını çektiğini bilen birinin teslim olmuş hali vardı. Sayfa 147 Sevdiğini kaybedince geleceğini de kaybeden Kulaksız Hüseyin ile Kenan'ın ve beraberindeki bir avuç gençle zulme
Heder Ağacı
Heder AğacıAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 2022122 okunma
161 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Ben gözlerindeki çekingenlikten çoğaltırdım kokusunu. Utanmazdım asla. Çünkü bir insanın sevmektir belki de büyümek." (Kitaptan Alıntı) Dokuz yaşındaki bir çocuğun mahalleye yeni gelen bir kıza duyulan hayranlığı anlattığı kısım bir kaç başlıktan oluşan bölümleriyle kitabın ilk öyküsünü oluşturuyor. Kızın adı ise
Vicdan Saatleri
Vicdan SaatleriAbdullah Ataşçı · Doğan Kitap · 200815 okunma
248 syf.
1/10 puan verdi
Kitabı öykü kitabı diye aldım ama kitabı okurken de bitirirken de keşke her insan eline kalem almazsa; yazılanlar ne öykü ne de ahlaki ve insani nitelik barındırıyor. Evet kitabı okudum bana ne kattı malesef sadece Zaman israfı
Kimse Bilmesin
Kimse BilmesinAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201715 okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Heder Ağacı / Abdullah Ağacı Tarihi bir kurgu mu masalsı bir gerçeklik mi? Şiir mi destan mı yoksa ağıt mı? Ne okudum sahi ben? İktidarın gücünün gözleri kör eden sözde Işıltısını mı yoksa saraylara hapsedilmişliğin korkaklığı mıydı okuduğum? Kürt aşiretlerinin, Ermeni köylerinin, Alevi dedelerinin sıkışmışlıkları mıydı yoksa beni sayfalara
Heder Ağacı
Heder AğacıAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 2022122 okunma
Reklam
234 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İnsanın derdi hiçbir dönemde hiçbir koşulda bitmiyor. Yıllar değişiyor, isimler değişiyor ama dertler hep aynı. Belki de yazar Susmak Derdi'yle susanlara yarenlik ediyordur. Onların içine attıkları dertleri bizimle paylaştırarak bir nevi yüklerini azaltmaya çalışıyordur. . İçerisinde bulunan 11 öyküyle ülkemizin farklı dönemlerine ait göndermeler öykülerde kendine yer bulmuş. Ön plandaysa öykülere ad olan karakterlerin yaşadıkları gözümüze çarpıyor. Öykülerde 1915'ten başlayarak 2019'a dek uzanıyoruz. Kocasını kaybettikten sonra aklını da kaybeden Rukiye, kütüphaneci Ohannes'in yazmalarını yangından kurtarmaya çalışan Sarkis, askerliği sırasında kahramanlık yapıp halkı tarafından el üstünde tutulurken birden tüm albenisini yitiren Mıhmığ, kızına oyuncak tahta almaya çalışırken kendini Varlık Vergisi'nden ötürü Aşkale'de bulan Mihail, babasının korkusundan iş yerlerinin kasalarını doldurmak için çırpınan Mazlum, aşkı için intihar eden Meryem, dinamitçi kardeşler Aykut ve Kutay, çaldığı paradan ötürü hayatı zindan olan Emin, gecekondusunda korkuyla durup silahıyla nöbet tutan İhsan, kocası askerler tarafından alındıktan sonra onu bekleyen Fatma ve Suriyeli olduğu için dışlanan Samirra öykülerde kendine yer buluyor. . Öykülerin çoğunun ucu açık bırakılmış. Sonlar okura zihninde tamamlanıyor. Ya da yazar istediğiniz sonu kendiniz biçin diyor. Öyküler ne kadar gerçekçi olsa da bazı öyküler de gerçeküstü ögeler gözden kaçmıyor. . Hemen her öyküde bireylerin yaşadığı sıkıntılar ön planda olsa da son öykünün son bölümünde bir umut kıvılcımı bırakılmış.
Susmak Derdi
Susmak DerdiAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201977 okunma
234 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ataşçı, bir söyleşisinde “Bir edebi metin bana göre okuyucuyu rahatsız etmelidir” diyor. “Susmak Derdi”nde yazar bunu ziyadesiyle başarıyor. Yazar, okunması kolay fakat sindirilmesi zor satırları okurla buluşturuyor. On bir öykü yer alıyor kitapta. Acının, zulmün susturduğu yaralı insanları anlatıyor Ataşçı. Bu anlamda öyküler, bütünsel ve uyumlu bir kompozisyon oluşturuyor. Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirinde yer alan “İnsan yaşadığı yere benzer” sözünü doğrularcasını kahramanlar, içinde bulundukları coğrafyanın kaderini yaşıyor. Ataşçı, 1915’ten 2019’a kadar bu coğrafyada yaşanan bazı acı süreçleri, yaşanan tecrübeleri okura hatırlatıyor. Toplumsal gerginlikleri, adaletsizlikleri akıcı ve yetkin bir dille anlatıyor. Kasvetli mekanlar, kendi dilinde konuşamayan insanlar, yurdu olmayanlar, savaşlar, darbeler, çıkış yolu bulamayanlar, derdini anlatamayanlar var öykülerde. Masalsı ögelerin yer aldığı hikâyeler, yazarın kıvrak ve sıkı dokunmuş kalemiyle yazar ile okur arasında güçlü bir bağ kuruyor.
Susmak Derdi
Susmak DerdiAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201977 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Sevgili Ethem Baran'ın bir söyleşinde Abdullah Ataşçı'dan bahsetmesi üzerine yazardan haberdar olup kitaplarını incelemiş ve hem kitabın adından dolayı hem de öykülerden oluşması nedeniyle yazarla tanışma kitabı olarak bu kitabı seçmiştim, iyi ki de seçmişim ve okumuşum. Çok güzel bir kalemden çıkmış çok güzel öyküler okudum. Susmak Derdi, bu ülkenin 100 yıllık sosyal ve siyasal tarihinin fotoğrafını çeken 11 öyküden oluşan bir kitap. 1915'te Rize'de Rukiye'nin hikayesi ile başladığımız yolculuk, Sarkis'le İzmir'e, Mıhmığ ile Sivas'a, Lena ve Mihail ile Erzurum'a, Mazlum'la Elazığ'a, Hüseyin ve Meryem'le Adana'ya, Kutay ve Aykut'la Isparta'ya, Emin'le İstanbul'a, İhsan'la Bursa'ya, Fatma'yla Diyarbakır'a , Samirra ile Ankara'ya ve 2019 yılına kadar uzanıyor. Bu insanlar farklı coğrafyalarda, farklı etnik kimliklere sahip, farklı sosyal sınıflardan, farklı köklerden, farklı acılardan gelen insanlar. Ortak noktaları ise yaşadıkları acılar ve haksızlıklar karşısında hep susmak zorunda kalmaları. Yazarın oldukça sade ve akıcı bir dili var. İnsanı yormayan, duru anlatımı ile çok çabuk ve zevkle okunan, ama bir o kadar da hafızaları tazeleyen, duyguları yoğunlaştıran, yaşanan acılara vicdanlı insanları ortak eden öyküler. Abdullah Ataşçı öyküleri, susmakla derdi olanların, susmak zorunda kalanların sesi , aynı zamanda bu susmaya bir itiraz aslında. Keyifle okuyunuz.
Susmak Derdi
Susmak DerdiAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201977 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Susmak Derdi
"Susmak Derdi" Abdullah Ataşçı'nın on bir öyküden oluşan kitabı.Yazar kitabının başına Umberto Eco'nun "Sözcükler değişince tarih de değişir." sözünü alarak kitaptaki öykülerle yapmak istediği şeyi açığa vuruyor.Edebi eserler tarihi anlatmaz ama bence tarihi olayların ayrıştırıcı biçimde ele alınışının insanların yaşamında yarattığı ayrışmayı da gözler önüne sermek istiyor yazar kitaptaki öyküleriyle. Susmak Derdi'nde her öykünün başlığı bir insan ismi olarak kurgulanmış ve yazar, öyküleriyle ülkemizin yüz yıllık panoramasını farklı bölgelerden ve köklerden insan manzaralarıyla anlatmaya çalışmış. "Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar,aşklar,meslekler,evler,yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında.Bu coğrafyanın hikayesi de kendini tekrar ede ede büyüyor.Susmak derdi buna bir itiraz..." Abdullah Ataşçı'nın "Susmak Derdi " adlı öykü kitabını okumanızı öneririm.
Susmak Derdi
Susmak DerdiAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201977 okunma
Reklam
205 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bazı kavramlar hep bıçak sırtıdır, konuşulması, dile getirilmesi istenmez. Bu konuşulması mekruh olan şeyleri ifade etmenin en güzel yolu ise kalemdir, ruhtur, edebiyattır. Kim suçlu kim değili tartışmadan, aslında aynı ortak yarayı ortaya koyuyor yazar. Önceki romanlarında olduğu gibi bir çok imgeyi alıp yoğuruyor masalsı diliyle. İki farklı olguyu, açık etmeden, ajite etmeden, bambaşka başlangıçlardan aslında aynı sonlara, aynı ortak yaraya nasıl geldiğimizi aktarıyor. Yine soluksuz okudum.
Bırindar
BırindarAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201532 okunma
234 syf.
8/10 puan verdi
Son dönemde ilgiyle takip ettiğim, kalemini müthiş özgün bulduğum, popüler olma kaygısı taşımayan güçlü bir yazar Abdullah Ataşçı. Yara Bende ve Dağda Duman Yeri Yok isimli iki romanını yüreğimden parçalar kopara kopara okumuştum. Bu kitapta da her öykü ile ayrı bir coğrafyaya gittim, masalsı ve özgün bir anlatım beni sarıp sarmaladı. Yazarda sevdiğim başka bir detaysa bende yazma isteği uyandırması, çok garip bir his bu yazmak meselesi. Ataşçı 'nın da kendi söylediği gibi yazmak dışında bir meselesi yok. Bence de olmasın, ve hep yazsın. Ve bence, travmadan geçmiş toplumda yaşayan insanlar için susmak artık bir dert değil, bir alışkanlık. Susulanlar gözümüzden, değilse özümüzden bir şekilde damlar. Damlayan da sus değil, cılız bir ses olur.
Susmak Derdi
Susmak DerdiAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201977 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
Eve Doğru Bir Bakış
Kendi kulvarında gerekli, açık alanları edebiyatla açan oldukça iyi bir kitap. Bazı öyküleri sevemedim ama bu onların neden ve nasıl yazıldığını düşündüğümde geçerli not verdiriyor. Emek veren herkesin ellerine sağlık.
Eve Doğru Bir Bakış
Eve Doğru Bir BakışKolektif · İthaki Yayınları · 20233 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
Dağda Duman Yeri Yok kitabıyla tanışıp kalemine hayran olduğum Abdullah Ataşçı'dan Yara Bende isimli bu belgesel - roman tarzında yazılmış 2019 Attila İlhan Edebiyat Ödüllü, şiirsel bir anlatımı olan kitabı okudum. Roman anlatıcısı Hasan' ın oğluna bıraktığı teyp kayıtlarından oluşuyor roman. Hasan'ın kayıtlarında doğumundan önceki zaman, çocukluğu, aşkı, ailesi, kendisiyle birlikte bir çok farklı hikaye sığdırdığı anlatısı var. Kurgu, rüya, hayal ile birlikte aynı anda apaçık yaşanmışlıkların, masalsı bir dille anlatımı ve anlatımın yer yer yerel nitelikler taşıması benim için kitabı daha çok benimseyerek okumama vesile oldu. "insan, ancak yolunu kaybedip ve onu tekrar bulduğunda hayatı öğrenirmiş." demiş Ataşçı; roman kahramanı Haso, yolunu kaybedip bulma arasında, yalnızlaşmış bir toplumda, yarasıyla beresiyle, doğrusuyla yanlışıyla var olmuş, kendi yolunu önemsemekten çok oğluna yol olmaya çalışmıştı sanki. Severek, hissederek okudum.
Yara Bende
Yara BendeAbdullah Ataşçı · Everest Yayınları · 201881 okunma
279 syf.
9/10 puan verdi
Bütün yolcuların yanlarına en büyük sırlarını, yaşanmışlıklarını aldığı, zorunlu göçe maruz bırakılmış insanların içinde olduğu, ölüm doğuran topraklardan hareket eden bir trendeyiz. Masalsı anlatımın yüzde yüz gerçek ve bizden hikayelerle buluştuğu, kesinlikle apolitik olmayan bir roman Dağda Duman Yeri Yok... Ya da şöyle söylemek daha doğru olur : Roman kahramanlarının yaşadıkları coğrafya, politik keşmekeşin ve hengamenin orta yeri. Dolayısıyla bazı politik unsurlar giriyor işin içine. Ben severek okudum yazarı, kahramanlar üzerinden yazarla konuşmak, bir tren içinde sıkışmış yalnız hayatlara bakmak, dağa, taşa, doğuya ve en nihayetinde bize bakmak güzeldi.
Dağda Duman Yeri Yok
Dağda Duman Yeri YokAbdullah Ataşçı · İletişim Yayınevi · 201126 okunma
Resim