Abdullah Harmancı

Abdullah HarmancıSeni Ne İhtiyarlattı yazarı
Yazar
Çevirmen
8.2/10
297 Kişi
1.447
Okunma
107
Beğeni
8,7bin
Görüntülenme

Abdullah Harmancı Sözleri ve Alıntıları

Abdullah Harmancı sözleri ve alıntılarını, Abdullah Harmancı kitap alıntılarını, Abdullah Harmancı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... Kendisini secdelerinden başka kurtaracak bir şeyin olmadığını anlamıştı. Anlamak da değil. Anlamasına herkes anlar. Bunu nefsine kabul ettirmiş, nefsini secdelere kapanmaya alıştırmıştı. ...
"İnsan bazen bir taşlaşmış zaman parçasının içinde sonsuza kadar yaşamak istiyor."
Reklam
“Bazı insanlar, bazı insanlara bazı insanları hatırlatırlar; Hatırlayanlar üzgündür, Hatırlatanlar habersiz. Hatırlananlar mı? Onlar , uzak bir şehirde , büyük ihtimalle hiçbir şey hatırlamamaktadırlar, Kocalarına yemek hazırlar , günlük plan yaparlar. “
“...Kitap almak, kitap okşamak, kitap koklamak, kitap dokunmak, kitap sevmek, kitap dikizlemek, kitap karıştırmak bir aşka, bir vecde, bir dine dönüşmüştü. Yaşanırsa ancak böyle yaşanırdı. Yaşamak denen zıkkım, bütün bunlardan öte ne olabilirdi ki?”
En güzeli insanları kendi hallerine bırakmaktır. Onları anlamaya çalışırken üzmek tehlikesi var. İncitmek tehlikesi var. Yaralarına dokunma tehlikesi var.
Karanlık da aydınlık da hep olacak. Kimi galip gelecek kimi yenilecek! Dünya durdukça bu kavga sürecek. Ama aydınlık için savaşmayanlar kaybedecek!
Reklam
İçimde başka bir içim daha vardı ve ben içimin içimden çıkmak istediğini hissediyordum.
Sayfa 9 - TimaşKitabı okudu
Bazen olur bazen olmaz. Oldu, diyorsan bu huzursuzluk ne, içindeki? Tedirginsin. Kıldığın namazın kabul edildiğinden emin olmadığın zamanlardaki gibisin. İçinde bir kırıklık. Ne zaman emin olunur? Ne zaman tatmin olunur? Ne zaman huzur duyulur?
Reklam
Fabrika işçisi değil de yüzlerce kitap yazmış bir bilge gibiydi. Gülümsüyordu. Sabaha kadar konuşacak sandım. Sabaha kadar sustu. Ama onunlayken susmakta çok keyifli bir şeye dönüştü. Hep beraber sustuk.
Her okuyanın içi sızlayacak
Şehrin uzak bir noktasına bir kampüs yapılacak. Yirmi beş sene sonra bu kampüste hoca olacağım. Dedem ölecek. Amcam ölecek. Babam ölecek. Ev satılacak. Ben kampüse giderken ve kampüsten dönerken günde iki defa gözüm dedemin evine ilişmesin diye kendimi sıkacağım. Dalgınlığıma gelince ansızın o resme yakalanacağım. O yeşil ev, gene o yeşil ev. O bahçe solmuş ve küçülmüş ama o bahçe, gene o bahçe. O kayısı ağacı gene o kayısı ağacı. Böyle böyle gidip gelirken… Gözüm o eve ilişti: Evi yıkmışlar!! Evin yan eve bitişik duvarı duruyor. O duvarda dedemin hacdan getirdiği büyük saati asılıydı. Bu çivi, dedemin saatinin çivisiydi…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.