1921’de Almeria’da doğdu. 1935’te çırak olarak çalıştığı bir tekstil fabrikasında CNT’ye katıldı. 1936’da Barselona’da aktif olarak savaştı. 1939’da Franko birliklerinin zaferinden sonra Fransa’ya kaçtı ve orada diğer İspanyol savaşçılarla birlikte çeşitli kamplarda (Argelès, Barcarès, Saint-Cyprien) tutuklu olarak kaldı. 1942’de İspanya’ya geçerek faşist diktatörlüğe karşı mücadele eden liberter gerillaya katıldı. Ancak, aynı yılın Aralık ayında yakalandı ve tutukluluğu 1953’e kadar sürdü. Bir kez daha Fransa’ya iltica etti ve orada bir matbaada çalışarak 1977’ye kadar kaldı. Bu tarihten sonra Barselona’ya dönen Abel Paz, anılarını ve İspanya Devrimi’ni konu alan pek çok kitap yazdı ve çeşitli ülkelerde konferanslar verdi. Bu çalışmaları kapsamında 2002’de İstanbul ve Ankara’ya da gelerek çeşitli söyleşi, sunum ve radyo programları gerçekleştirmiş olan Abel Paz, 13 Nisan 2009’da, Barselona’da hayata veda etti.
Ne zaman birisi, proletaryaya daha iyi hizmet etmek bahanesiyle kendini işçi sınıfından ayırırsa, bunun anlamı ihanet ve bürokratlaşmanın başlaması, bir başka deyişle egemenliğin yeni bir biçimde ortaya çıkmasıydı.
"Ne zaman birisi, proletaryaya daha iyi hizmet etmek bahanesiyle kendini işçi sınıfından ayırırsa, bunun anlamı ihanet ve bürokratlaşmanın başlaması, bir başka deyişle egemenliğin yeni bir biçimde ortaya çıkmasıydı."
Van Paassen ısrar etti: "Tek başınıza kazanabilir misiniz?" Durruti yanıt vermedi. Çenesini kaşıdı. Gözleri parladı. "Zaferi kazansanız bile bir yıkıntının üzerinde duruyor olacaksınız." Van Paassen bu sözlerle onu daldığı alemden kopartmaya çalışmıştı.
"Biz her zaman gecekondularda, delik deşik duvarlar arasında yaşadık" diye yanıt verdi Durruti sakince. Ve boğuk bir fısıltıyla ekledi: "Zamanla kendimiz için uygun yerleşimin nasıl olması gerektiğini öğreneceğiz. Unutmamalısınız ki, biz de inşa edebiliriz. Bu sarayları ve kentleri, burada İspanya'da, Amerika'da ve her yerde inşa eden bizleriz. Biz işçileriz. Biz onların yerine başkalarını inşa edebiliriz. Ve daha iyilerini yapabiliriz. Yıkımdan en ufak bir korku duymayız. Biz yeryüzünün mirasçılarıyız. Bu konuda en ufak bir kuşku duymamak gerekir. Burjuvazi tarih sahnesini terketmeden önce kendi dünyasını yakıp yıkabilir. Biz yeni bir dünyayı burada, kalbimizde taşıyoruz." Ve ekledi: "Bu dünya şu anda bile büyümektedir."