Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Abidin Dino

Abidin DinoYüzler yazarı
Yazar
Çizer
Tasarımcı
8.1/10
248 Kişi
928
Okunma
243
Beğeni
11,7bin
Görüntülenme

Hakkında

Divanı Muhasebat Müdürü Rasih Bey ile müzik ve edebiyatla ilgili bir hanım olan Saffet Hanım'ın oğlu olan Abidin, ailenin beşinci çocuğu idi. Doğduğu yıl ailesi Cenevre'ye, ardından Fransa'ya yerleştiğinden çocukluğu Avrupa'da geçti. 1925'te ailesiyle birlikte İstanbul'a döndü. Robert Kolej'de öğrenim görmeye başladı. Önce babasının ve ardından annesinin ölümünden sonra sanata olan ilgisinin ağır basması nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktı ve ağabeyi şair Arif Dino'nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başladı.lk çizimleri Yarın gazetesinde, ilk yazıları Artist dergisinde 1930'lu yılların başında yayımlandı. Bu yıllarda Nazım Hikmet'in Sesini Kaybeden Şehir (1931) ve Bir Ölü Evi (1932) adlı kitaplarına kapak desenleri de çizdi ve kendini çok genç yaşta "ressam" olarak kabul ettirdi. Halkın Dostu Gazetesi’nde yayımlanan Atatürk’ü konu alan, çizgilerle süslü röportajı ile Atatürk’ün de beğenisini kazandı. 1933 yılında "D Grubu" adlı sanat grubunun kurucuları arasında yer aldı. Bu grubun amacı, memlekette sanatın gelişmesini ve yayılmasını sağlamak, düşünce yanı ağır basan resimler yaparak, batıdaki çağdaş akımlarla boy ölçüşecek yenilikler getirmekti.Aynı yıl Türkiye'nin Kalbi Ankara isimli belgesel filmi çekmek için Türkiye'ye gelen Sovyetler Birliği'nin ünlü yönetmenlerinden Sergey Yutkeviç bir sergide resimlerini görüp beğendi. Yutkeviç'in filmini izleyen Atatürk, kendisinden bir Türk gencini yetiştirmesine olanak olup olmadığını sormuştu. Böylece Yutkeviç, Dino'dan dekoratör ve ressam olarak çalışmak üzere kendisiyle SSCB'ye gelmesini istedi. Dino, 1934 yılında sinema öğrenimi görmek üzere SSCB'ye gitti ve üç yıl kaldı. Üç yıl boyuncaLeningrad'da Eisenstein ve Yutkeviç'in yanında makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema eğitimi aldı. Yutkeviç'in yönettiği Madenciler filminde çalıştı. Bu dönemde sol fikirlerle tanıştı. 1937'de II. Dünya Savaşı nedeniyle Sovyetler Birliği tüm yabancı öğrencileri geri gönderince Leningrad'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dino, Sovyetler Birliği'nden sonra Londra'ya ve oradan da Paris'e gitti. İspanya'daki iç savaşta Cumhuriyetçiler safındaki uluslararası gönüllü tugaylar bünyesinde savaşmak için Paris bürosuna başvurduysa da cumhuriyetçiler açıkça kaybetmek üzere olduğundan kabul edilmedi. 1937'de yerleştiği Paris'te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulundu. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisenstein, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurdu.Abidin Dino 1939'da Türkiye'ye döndü, 1941'de arkadaşlarıyla Yeniler Grubu'nu oluşturdu. Grubun açtığı ve Liman çevresindeki balıkçıları konu alan sergi, büyük ilgi uyandırdı. Dino, çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla işledi. Başlangıçta Picasso'nun etkisinde kalan sanatçı, daha sonraları yapıtlarında özgün ve yerel bir senteze ulaştı. Çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savundu. İlk sayısı 18 Kasım 1938'de çıkan S.E.S (Sanat.Edebiyat.Sosyoloji) adlı derginin çıkmasına büyük katkı veren sanatçı, bu derginin kapanmasından sonra pek çok başka dergi çıkardı. Amacı, faşizm ile mücadelede mümkün olduğunca çok kişiyi harekete geçirmekti. Türkiye Komünist Partisi'nin önemli üyelerinden birisi oldu.Liman Sergisi'nin açıldığı 1941 yılında Abidin Dino, siyasi nedenlerle önce Mecitözü'ne (Çorum), sonra Adana'ya sürgüne gönderildi. Adana'da Türk Sözü gazetesini yönetti. "Kel" adlı bir oyun yazdı, ancak oyun hemen toplatıldı. Çukurova'nın pamuk işçilerini konu alan resimler yaptı ve heykel ile ilgilenmeye başladı. 1943 yılında yazar ve dilbilimci Güzin Dikel ile evlendi. Sürgün sona erince İstanbul'a döndü.1950'de "Çingeneler" adlı filmin senaryosunu yazdı, senaryo yasaklandı.1952'de yurt dışına çıkış yasağı kalkınca kesin olarak Paris'e yerleşti. 1954'ten itbiaren sekiz yıl boyunca Paris'teki Mayıs Salonu sergilerine katıldı. Fransa, Cezayir, Amerika gibi değişik ülkelerde sergiler açtı. Fransa Plastik Sanatlar Birliği onur başkanlığı New York Dünya Sanat Sergisi danışmanlığı gibi görevlerde bulundu. 'İşkence', 'Atom Korkusu', 'Savaş ve Barış', 'Çıplaklar', 'Dört Kent', 'Dağ-Deniz' gibi birçok yapıtı çeşitli galeri, müze ve koleksiyonlarda yer aldı. 1966'da yönettiği Dünya Futbol Kupası'nı konu alan "Gol" adlı belgesel filmle İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi tarafından yönetmen Robert Joseph Flaherty anısına verilen belgesel film ödülünü aldı. 1968 öğrenci olayları sırasında Paris sokaklarında yürüyüşlere, toplantılara katıldı, sokaklardaki etkinlikleri çizdi. Türkiye'deki ilk kişisel sergisini 1969'da açarak Paris çalışmalarının bir bölümünü gösterdi. 1979 yılında Fransız Plastik Sanatlar Birliği"nin Onursal Başkanlığı'na seçildi, 1989'da Fransız Kültür Bakanlığı’nın Sanat ve Edebiyat Altın Şövalye Nişanı ile ödüllendirildi. Zaman zaman Türkiye'de kişisel sergiler açan Abidin Dino'nun sergileri arasında "Eller, Parmaklar, Acılar, Acayipler, Tedirginler, Domatesler" başlıklı sergisi (1984, İstanbul) ve "Bu Dünya Sergisi" (1987, İstanbul) vardır. El motiflerinden oluşan heykeli 1993'te Maçka'ya yerleştirildi. Aynı yıl, 'Biçimden Öte' ve 'Acıyı Çizmek' adlı kitaplarını yayımladı. 1990'da troid kanseri teşhisi konan sanatçı, 7 Aralık 1993 günü Paris'te yaşamını yitirdi. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Aşiyan'daki aile mezarlığında toprağa verildi.
Unvan:
Türk Ressam, Karikatürist, Yazar, Film Yönetmeni
Doğum:
İstanbul, 23 Mart 1913
Ölüm:
Paris, 7 Aralık 1993

Okurlar

243 okur beğendi.
928 okur okudu.
15 okur okuyor.
841 okur okuyacak.
14 okur yarım bıraktı.
Reklam

Tasarımcı Olduğu Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
Nâzım 1956'da, "Yaşayan her varlığın ölümünü yüreğime indirilmiş bir darbe gibi hissediyorum.."
Sayfa 62 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Ne yani, Nâzım öldü mü? Hadi canım sen de. Nâzım bir tabutun içinde kalacak adam değildir; ayrıca onun ölüm karşısında bile sağı solu belli olmaz.
Sayfa 43 - Sel YayınlarıKitabı okudu
düşünsene yıllar sonra İsviçre'den TR'ye tatile gelmişsin
Şaştım ve ürktüm, nasıl yaşamışız biz bu cehennem­de bu kadar sene!
Sayfa 30 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ben bu dünya sürgününde seni gördüm Zeynep.
Sevgilim, varlığın öylesi büyük bir sevinç ki benim için, ya yeryüzüne gelmeseydin, ne yapardım diye düşünüp duruyorum.
Sunu*
Şairler ölmez. Hiç kuşkusuz. Ama göreceksiniz, dostluklar da ölmüyor...
Sayfa 9 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çizeriz... boya ve fırçaya bakar....
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
’in “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin?” sorusuna Abidin Dino’nun “Mutluluğun Şiiri”yle yanıtı... Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan Ayağında Varna’nın tozu Yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan Hasretle
“Marksizm öldü diye önümüze bir tabut koydular. Açtık baktık ki tabut boş.”
Abidin Dino
Abidin Dino
“Seninle bir arada, bir çatı altında olmak gözümde, alnımda, elimde, omzumda tütüyor.”
Abidin Dino
Abidin Dino

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
26 ayrı yazardan, 27 ayrı öykü içeren bir yapıt. İstanbul’da geçen ve İstanbul’u hissettiren çok değerli öyküleri içeriyor. Eski İstanbul’u okuyorsunuz ama sanki değişen tek şey zaman da geri kalan her şey aynı gibi.. Özellikle canım
Tezer Özlü
Tezer Özlü
için alıp okuduğumu ifade etmeliyim. Düşüncelerini aktardığı, cümlelerini sıraladığı, özenle seçtiği kelimelerini içeren, O’na ait bir metni okuma ihtiyacıyla sarıldım kitaba. O’nun yazdığı bölüme bir an önce gelmek için çok sabırsızca çaba sarf ettim. Okurken de büyük bir burukluk hissettim. Sanırım O’ndan kalan son metni okumak içimi buruklaştırdı ve varlığına sarılırken yokluğunu hatırladım.. Çok değerli nostalji tadında bir kitap. Hepsi çok güzel ve değerli öyküler kesinlikle. Ben en çok Canım
Tezer Özlü
Tezer Özlü
‘ nün “ Cafe Boulevard “ ve
Nalan Barbarosoğlu
Nalan Barbarosoğlu
‘nun “ Kostümlü Hayalet “ bölümlerinden etkilendim.. İyi okumalar herkese, kitapla kalın…
İstanbul Öyküleri Antolojisi
İstanbul Öyküleri AntolojisiMurathan Mungan · İkaros Yayınları · 200956 okunma
Reklam
56 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin işin kolayına kaçmadan ama gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" Diye sormuş Nazım'ım, memleket sevdam... * Yanıtlamış Abidin: "... Ve dolaşsaydık Türkiye’yi Bir baştan bir başa. Yattığımız yerler müze olmuş, Sürgün şehirler cennet. İşte o zaman Nazım, Yapardım mutluluğun resmini Buna da ne tual yeterdi; Ne boya…" * "İz bırakmak. Bundan başka ne ki resim yapma dürtüsü? Her şey ellerle başladı, ellerle bitecek." demiş Dino kitabında. Hem yazmış hem çizmiş. Keyifli bir kitaptı.
Eller
EllerAbidin Dino · Sel Yayınları · 200585 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık...
Abidin ve Güzin Dino Nazım Hikmet’in hayatında yer tutan insanlardan. Fransa’da tanınması için uğraşan, eserlerini çeviren, basımlarını takip eden, resimleyen ve Nazım’ın sanatı üzerine yazılar yazan Abidin Dino’nun bu yazıları; Nazım Hikmet’in kendilerine yazdığı bir kaç mektup ile birlikte bu kitapta toplanmış. Her şeyden önce bir dostluk hikayesi hissettirdiği. Zor zamanlarda, sadece ve sadece düşündüklerini söyleyebilmek, yazabilmek ve resmedebilmek için çırpınan, bu yüzden takip edilen, tutuklanan, hapislerde çürüyen, öldürülmemek için -Sabahattin Ali’yi hatırlayın- yurtdışına kaçan, ama hep vatan hasreti çeken insanların paha biçilmez dostluğu… Devletler kalemin gücünden silahlı düşmandan daha çok korkarlar. Zira silahı satın almak kolay, kalemi satın almak zordur. Doğru bildiğini söyleme uğruna oradan oraya savrulan, sağlığını, ailesini, sevdiklerini kaybeden ve hatta hayatını kaybeden nice kaleme, sevgi ve saygıyla… Ne demişti büyük usta Yaşar Kemal onlar için; “O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.”
Nâzım üstüne
Nâzım üstüneAbidin Dino · Sel Yayınları · 2018108 okunma