Karavelanın basit manyetik pusulası, geceleri balinayağı ya da zeytinyağı yakan bir lambayla aydınlatılan küçük bir tahta kutu içinde tutuluyordu. Pusula kutusunun içerisinde çoğu zaman o zamanlar denizde bulundurulabilecek tek zaman ölçme olan, bir kum saati de olurdu. Saatler hâlâ çok ender bulunan şeylerdi, üstelik küçük bir gemide kullanmak için de hiç uygun değillerdi. Bir miço, dümencinin yanında sürekli onu gözlerdi. Görevi, kum saatini gözlemenin yanı sıra fenerleri ve pusula kutusunun lambasını sürekli yanık tutmak, kum akıp tükendiğinde saati ters çevirip zamanı söylemekti. Miçonun, ısıtmak için saati lambaya yaklaştırması ya da gömleğinin içine sokması, ciddi ve kırbaçlık bir suç sayılan “saati ısıtma” hilesiydi. Bunun sonucunda ince cam genleşir, kum daha hızlı akardı -bir de uzun ve sıkıcı gözleme işi kısalmış olurdu.