1980’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olarak aynı üniversitenin Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalına asistan girdi. 1987’de Başlangıçtan XVI. Asra Kadar Anadolu Sahası Mesnevîlerinde Edebî Tasvirler konulu doktora tezini bitirdi. 1991-1993 akademik yıllarında A.B.D., Ohio State Üniversitesi’nde “Near Eastern Languages and Literatures” bölümünde Daily Life in the Ottoman Empire in Light of Literary Texts konulu disertasyonla misafir öğretim üyesi olarak bulundu. İstanbul Üniversitesinde 1993’te doçent 1999’da profesör olarak edebiyat tarihi, metin şerhi, metin tamiri ve edebî metinler ışığında toplum hayatı konularında dersler verip kitaplar yayımladı. Eserlerinden bazıları: Yahyâ Beğ'in Şehzade Mustafa Mersiyesi yahut Kanunî Hicviyesi (Enderun Kitabevi, 1998); Osmanlı Şiiri Antolojisi, (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 1999); Eski Türk Edebiyatı Tarihi (Dergâh Yayıncılık, İstanbul 2007) İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden 2010’da emekli olan Şentürk 2016’da Osmanlı Edebiyatı Araştırmaları Merkezi OSEDAM’ı kurarak uzun yıllar üzerinde çalıştığı eseri Osmanlı Şiiri Kılavuzu’nu yayımlamaya başladı. Bugüne kadar yayımladığı ciltler şunlardır: Osmanlı Şiiri Kılavuzu (Âb-Azrail) c.I, İstanbul 2016; Osmanlı Şiiri Kılavuzu (Bâb-Çüst eri) c.II, İstanbul 2017; Osmanlı Şiiri Kılavuzu (Dâbbe-Düzgün) c.III, İstanbul 2019; Osmanlı Şiiri Kılavuzu (Ebabil-Efsûn) c.IV, İstanbul 2020.
Bir ejdehâ-yı dü-serdür bu hayme-i dünya
Dehânına düşen olur hemîşe nâ-peydâ
Bu dünya çadırı iki başlı bir ejderhadır. Onun ağzına düşen elbette görünmez olur.
Kazım Taşkent, Yapı Kredi Bankası'nın kurucusudur. İş bu seri Fransa'nın ünlü yayınevi Gallimard'dan esinlenerek oluşturulmuş bir dizidir. Sadeliğiyle göz doldurur. :) Eski ciltli baskılarının olmaması hanelerine eksi puan olarak yazılabilir. Ayrıca daima pahalıdırlar.
Eserlerin çoğunu incelediğimizde diğer yayınevleri tarafından basılmadığını
Dâr-ı dünyâ delü gönlüm gibi vîrân olsa
Ne cihân olsa ne cân olsa ne hicrân olsa
Kâş ki sevdüğümi sevse kamu ehl-î cihân
Sözümüz cümle hemân kıssa-i cânân olsa
Bir demür tağı delüp boynına almak gibidür
Her kişi âşık olurdı eger âsân olsa
Şâdmânam gam-ı yâr ile sevinmez yokdur
Bir gedâ cümle cihân mülkine sultân olsa
Cân atar karşu çıkar izzet eder ey Yahyâ
Hançer-i dilber ile bir çıkışur cân olsa
Taşlıcalı Yahyâ Beğ
Ahmet Atilla Şentürk Hocanın kaleminden çıkan bu eser, merhum Halil İnalcık'ın "Şair ve Patron" tezinin tam zıttını kanıtlayan bir inceleme ve şerh kitabıdır. 16. Yy. şairi olan Taşlıcalı Yahyâ Beğ'in Kanunî Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzâde Mustafa'nın babası tarafından boğdurtulmasından hemen sonra kaleme aldığı yedi bentlik mersiye büyük bir öneme hâizdir. Çünkü mersiye ölen insanın iyiliklerini ve faziletlerini belirtmek için yazılır. Fakat Taşlıcalı Yahyâ ilk defa patrona başkaldıran; sadece uysal bir kul değil, bilakis haksızlık karşısında Kanunî'yi dahi karşısına alan güzîde bir eserdir. Divan şairlerini yalnızca padişah dalkavuğu yahut padişaha tabasbus eden bir tip olarak gören câhil-i cühelâlar içinde âdeta tokat niteliğinde bir eserdir. Attilla Hocanın "...Yahut Kanunî Hicviyesi" olarak ek başlık ile eseri adlandırmasının sebebi de sırf bu sebepledir. Taşlıcalı Yahyâ Beğ Kanunî'yi, Hürrem Sultanı ve Rüstem Paşa'yı över görünürken bu zikredilen isimleri âdeta yerden yere vurur. Üstelik öyle sanat oyunları ile bunu yapar ki padişah huzuruna çağıracak olsa her türlü mana çıkabilir. Yani ortada şairin hep başını kurtarmaya salâhiyetli bir metin vardır. Çok söz, esere merakı azaltabilir. Bu sebeple son olarak zikrettiğim eser ile Dursun Ali Tökel'in "Ölüme Sevinen Mersiye: Yahyâ Bey'in Rüstem Paşa Mersiyesi" başlıklı makalesi de kesinlikle okunmalıdır.
üniversitedeyken her sınavda muhakkak bir sorunun geldiği kitaptı. Muazzam seçilmiş şiirler ve dil içi çevirileri, muhteşem yorumlarla birleşince tadından yenmez bir kitaba dönüşüyor. Genel kültürünüzü arttıracak, yer yer hayrete düşürecek, hadi canım burda bunu mu dedi yanii sorularıyla sizi başbaşa bırakacak olmazsa olmazımmm. Hala daha açar okurum. Eski Türk Edebiyatı aşktır.
Eserde birçok divan şairinin bir sayfa kadar hayatı veriliyor. Hemen ardından bir eseri orijinal metin, Türkçe nesre çeviri ve beyit beyit şerh ediliyor. Divan şiirine ilgi duyanların kitaplığında mutlaka bulunmalı, alanında gayet başarılı bir eser.