1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünden mezun oldu. Ölümsüz Öyküler Yayımevinin düzenlediği "Xasiork 2002 Kısa Öykü Yarışması"nda “Kayıp Dua Kitabı” isimli hikâyesi birincilik ödülüne layık görüldü. 2008'de "Alnı Mavide" ile Oğuz Atay Öykü Ödülü'nü, 2011'de Kumrunun Gördüğü adlı kitabı ile Sait Faik Hikâye Armağanı'nı aldı.Öyküleri, e-edebiyat, AdamÖykü, Özgür Edebiyat ve Patika dergilerinde yayımlandı. Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi ve Derkenar isimli internet dergilerinde kısa öyküler yazmaya devam ediyor.
Deli İbram Divanı olacak.
Bu toplantıda bize eşlik etmek isteyen arkadaşlar yorum veya dm yoluyla iletişime geçebilirler.
Sayı sınırı olduğundan dolayı kesin katılım sağlayacak arkadaşlar
“evin nerede?”
“şimdi çıkaramadım. biraz düşününce bulurum belki.”
hiç yadırgamadı beni. diğerleri gibi yüzüme boş boş bakmadı.
kalktım. yürüdüm. insan yolda da bulur evini.
1950'ler Türkiyesi. Demokrat Partinin başa geçtiği genç Türkiye Cumhuriyeti için her alanda değişim ve dönüşümün yaşanmaya başladığı zamanlar. Hikaye İzmir'e yakın Köstence'de, bir adada geçer. Balıkçı bir ailenin hayat mücadelesinden yola çıkan hikaye, adada başlayan değişim ve dönüşümle aslında bir ülkenin değişiminin hikayesini anlatırken 1950'lerden bugünlere ışık tutar. Taa o zamanlardan temeli atılan çarpık düzeni, sınıflar arası adaletsizliği, kayırmacılığı, rant uğruna yapılan doğa ve hayvan katliamlarını, zenginin daha çok zenginleştiği, arkası olmayanın horlanıp ezildiği, bu bozuk düzene karşı çıkanların ise kendi adaletlerini aradığı bir hikaye anlatır Ahmet Büke Deli İbram Divanı'nda.
Balıkçı ve Demirci Asım'ın yunusların katliamına ve Eczacı Süleyman'ın kurduğu düzene karşı çıkması, Deli İbram'ın hayata karşı duruşu, Osman ve Leyla'nın gençlik hevesleri, aşkları, ölüm, yaşam ve hayatta kalma mücadelesi ve tüm bunların yanında kitapta güzel İzmir de romanın baş kahramanları arasında. Ahmet Büke'nin zaman zaman türküler ve masalsı anlatılarla da zenginleştirdiği metin, dili ve anlatımıyla da toplumcu gerçekçi hikaye severler için biçilmiş kaftan.
Ahmet Büke kendini insandan ve toplumdan besleyen iyi bir hikaye anlatıcısı ve yazdığı öykülerle de ödüllü bir yazar olarak Deli İbram Divanı ile de 2022 ‘Vedat Türkali Roman Ödülü’ne layık görüldü. Başarıları daim olsun.
Keyifli okumalar...
Ahmet Büke daha çok öyküleri ile tanınan , 2011 yılında Kumrunun Gördüğü adlı öykü kitabı ile aldığı Sait Faik Hikâye Armağanı ödülü ile de öykücülüğünü taçlandırmış bir yazar.
Varamayan; iki bölüm ve toplam on iki öyküden oluşuyor. Birinci bölümde uzunca bir öykü olan ve kitaba da adını veren Varamayan Ahmet var. İkinci bölümü oluşturan on bir öykü ise kısa öyküler. Kitapta yer alan öyküler kendisi de Manisalı olan yazarın doğup büyüdüğü topraklardan beslenen, oraların insanlarının günlük hayatlarını, dertlerini tasalarını, insan olma hallerini anlatan, oldukça sade ve akıcı bir dille yazılmış öyküler. Kitapta benim en sevdiğim öykü kitaba adını da veren Varamayan Ahmet öyküsü oldu. Saf Ahmet'le teskereyi alıp Borlu'luya doğru yola çıktık da bir türlü Akhisar'da trenden inmeyi beceremedik. Sonunda vurduk kendimizi yola. Artık yolun sonu nereye varırsa.
Bu yıl bir ödülde yazara Vedat Türkali Edebiyat Ödüllerinden geldi, onu da söylemeden geçmeyelim. Deli İbram Divanı adlı romanı ile en iyi roman ödülü de Ahmet Büke'nin oldu.
"Bak oğlum, dedi. İnsan dediğin yozdur. Hem de Kayacık kayasından daha karadır yüzü. İnsan ne işe yarar? Bir boka yaramaz. Ama karga dediğin mübarek hayvandır. Onu bunu ayırmaz bulduğunu yer. Sonra bak insanlar ceviz dikmez. Fenalık getirir diye. Halbuki en büyük fenalık kendinden çıkar."
Keyifle okunsun...
VaramayanAhmet Büke · Can Yayınları · 2019314 okunma
Uzun süre etkisinden çıkamayacağım ve yıllar geçse bile bana bugün yaşattığı etkiyi hiç unutmayacağım bir kitap . İnce Memed kadar sevdim İbram’ı , Kuyucaklı Yusuf kadar… Ege’yi çok sevdim mesela .. Denizi .. Yunus ları.. Adaletsizlik, çıkar dünyası hep aynı mı be kardeşim.. Eczacı Süleyman’lar hep mi birbirine benzer.. Ah ya o Osman’lar Leyla’lar.. iyi ki diyorum iyi ki okumuşum. Dönüşen Türkiye’yi zalimin zulmünü , aranan hakları , güzelim aşkları Ahmet Büke’nin yalın anlatımıyla da okuyun . Tavsiyemdir.