Kaymakam günlüğüne şunları yazdı: "Kökü geçmişte saklı adalet ve sefalet kısır döngüsü içinde ciddi sıkıntılar çekiyor Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Bölgeye terör belasının da musallat olmasıyla sefalete gözyaşı, korku ve ölümler de eklenmiş. Neye ve kime inanacağını şaşırmış bir halkın yaşadığı cadı kazanına dönüşmüş. Hatta burası sorunlar çözmek için uzanan eli bile yakan kor bir düğüm"
Yaşlı, zayıf, çilekeş bir teyze odama geldi ve sanki normal bir işlem yapıyormuş gibi, "Al oğlum, paran..." diyerek 300 DM uzattı bana. Paranın standartlaşmış rüşvet olduğu açıktı.
Gönlümde fırtınalar var! Zaman donmuş. Alacakaranlıkta kudurmuş umman, dev dalgalarıyla yüreğimi dövüyor sabahlara kadar. Çok acı çekiyorum, çözemiyorum bir türlü. Kor bir düğüm! Ellerim çıplak, yakıyor! Çözemiyorum.
Atamalarda en dürüst davranmaya çalışan iktidarlar da yanlış atama yapıyorlar. Çok dürüst namazlı niyazlı diye atladıkları adamların birçoğu işinin ehli değil. Bırakın kocaman kurumları idare etmeyi, adamcağızların dünyadan haberleri yok. İyilik dürüstlük iyi bir kriterdir ama iyiler ve dürüstlerin arasından ehil olanı seçmıyoruz çoğu zaman.Hem Kur’an-ı Kerim de ‘’işi ehline veriniz’’ demiyor mu bu ehil kişiler karşı düşüncelerden olsalar bile.