Sonradan öğrendim; aslıda dürüst olduğunda, insanca davrandığında kimseden teşekkür beklemeyecekmişsin. Çünkü hayat adil değil ama hayatın kendi içinde ilginç bir adaleti var; insanlar unutmuyorlar ve karşılığını bir gün, birkaç iyi dost olarak alıyorsun.
Aslında dürüst olduğunda, insanca davrandığında kimseden teşekkür beklemeyecekmişsin. Çünkü hayat adil değil ama hayatın kendi içinde ilginç bir adaleti var; insanlar unutmuyor ve karşılığını bir gün, birkaç iyi dost olarak alıyorsun.
Sosyal medya çıktı son zamanlarda. "Paylaşım siteleri " denince, en küçük çocuk biliyor artık. Bizim sokağımız sosyal, bazılarımızın oturduğu apartmanlar siteydi. Tıklamaktan fazlasına ihtiyaç duyardık derdimizi anlatabilmek için. Kafa dengi arkadaşlarımız, şimdiki favori grupların yerine geçerdi. Kılıçlar tahtadandı, tüfekler plastik ama üç boyutluydu .Kimseye zarar vermeyen yaylarımız, oklarımız vardı. Kahramanlar henüz çizgi romanlarda, güzel sesler radyodayken uzun ağaç dallarından yaptığımız atlarımıza biner, dörtnala keyfini sürerdik hayatın.
Akıl vermesini sever insanoğlu. Bir sürü fikrim de hazırda beklerken üstelik, içimden geçen șu: Herkes bugüne kadar hangi tohumu, hangi fidanı biriktirdiyse eksin bir yerlere. Daha çok güzellik, keyif, tebessüm dallarda sallansın, gölgesi olsun insanları. Çocuklar ayağını basacak bir karış toprak, çimen bulsunlar, çiçekleri koklasınlar, dalında erik, kiraz görsünler; varsın dalıdan düşsünler bir ayva ağacının. Hiç değilse daha sahici, daha elle tutulur olur hayatlar.