Akbar Ahmed

Akbar Ahmed İslam ve Antropoloji yazarı
Yazar
9.3/10
3 Kişi
7
Okunma
3
Beğeni
1.418
Görüntülenme

Akbar Ahmed

7 okunma, 3 beğeni - Akbar Ahmed kitapları, eserleri, Akbar Ahmed kimdir, öz geçmişi, Akbar Ahmed nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Akbar Ahmed sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.

Hakkında

Bilim adamlığı en başta gelmek üzere, idareci, akademisyen, basın adamı, bir zaman için siyasetçi ve hattâ şair olarak çok yönlü niteliklere sahip bulunan Ahmed, halen Cambridge'de fiilen akademisyenliğini Selwyn Koleji kadrosunda sürdürmekte olan Pakistanlı bir aydındır. Bu niteliklerini daha açık hale getirmek gerekirse; bir kere siyaset adamı olarak, Pakistan'da Belucistan eyaletinin Sibi bölgesinde bir ara önemli bir hükümet vekilliği yapması başta gelmek üzere, zaman zaman çeşitli siyasi ve idari görevlerde bulunmuştur. Bununla beraber, onun en önemli yönü, şüphesiz bilim adamlığıdır. Bugün, İslam ülkelerinde geliştirilmeleri sürdürülen çeşitli bilim dalları arasında nispeten daha geride kalan, ?insanbilim? alanında ülkesinin dışına taşmış bir ün sahibi bulunan yazar, eğitimini önce Pencab, daha sonra Birmingham, Cambridge ve Londra üniversitelerinde tamamlamış; dünyanın önemli eğitim merkezlerinde (Princeton ve Harvard) çalışmalarda bulunduğu gibi, diğer birçoklarında da (ABD'de İleri Araştırmalar İslam Enstitüsü, Cambridge'de İslam Akademisi, gene ABD'de Washington Üniversitesi, İslamabad'da Qaid-i Azam Üniversitesi) akademik kadroları içinde yer almıştır. Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine (ABD ve İngiltere dışında Sovyetler Birliği, Suudi Arabistan, Mısır, Hindistan, Fransa, Japonya...) ziyaretlerde bulunarak, çeşitli konferans ve seminerlere katılmış olan Ahmed, bu seyahatleriyle de daha bir zenginleştirdiği akademik birikimini, bir çırpıda sayılamayacak miktardaki kısa yazı ve makaleleri dışında, hiç de az olmayan kitapları ile okur-yazarların dünyasına sunmuştur. Yazar, Postmodernism and Islam başlıklı eserinde, üzerinde zihin yorduğu ?kitle iletişimi? alanında da rahatlıkla uluslararası denebilecek bir yere sahiptir. Bu bağlamda, halen, akademisyenlik hayatını sürdürdüğü İngiltere'de radyo ve televizyonlarda müslümanlık ve İslam dünyasını ilgilendiren çeşitli konular üzerine hazırlanan programlara yorumcu olarak davet edilmektedir.
Tam adı:
Akbar Salahuddin Ahmed
Unvan:
Bilim Adamı, İdareci, Akademisyen, Basın Adamı, Siyasetçi, Şair, Profesör
Doğum:
Allahabad, Hindistan, 15 Ocak 1943

Okurlar

3 okur beğendi.
7 okur okudu.
30 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bu kitap zamanımızı anlamak yolunda bir girişimdir. İçinde yaşadığımız çağ hakkında olduğu içindir ki, kullanılan dil ve imgelerin bir kısmı, dini konuların geleneksel dilde ve bilinen saygı kalıpları içinde tartışılmasına alışmış okuyuculara ters, hatta hakaret gibi gelebilir. Bu "sağlığınıza zararlı olabilir" türünden uyarıyı araya sokarken, burada söz konusu olan şeyin ne küfür ne de keyfilik olduğunu da belirtmek isterim. Dünyamızdaki kültürel sürtüşmelere yol açmakta -ve açacak- olan; eklektisizm, sinkritizm, ironi ve kavramları yan yana koyma akımları, postmodernizmin anlaşılmasında birincil önem taşıdığından, burada incelenecektir. Bu alan, hala çok az araştırılmış bakir bir alandır. Benim inceleyeceğim, ilgili bir konu da medyanın her yerde hazır ve nazır varlığıdır. Batılı medya dört bir yanımızdadır; bizi dürtmekte, yoldan çıkartmakta, etkilemekte, biçimlendirmekte ve zorlamaktadır. Batılı medyanın doğasını anlamadan, Müslümanları anlayabileceğimizi sanmıyorum; ben de bunu yapmaya çalışacağım.
Sayfa 9 - Cep Kitapları, 1. Basım, 1995 (asıl basım 1992), Önsöz
Postmodernizm kavramını bir kültüre uygulamak üzere başka bir kültürden ödünç almaya kalktığımızda, tanımı daha da büyük önem kazanır. Ne var ki, en açık tanımlayışıyla bile açıklıktan uzak ve kaynağı belirsizdir. Tarihsel bir dönem midir (postmodernlik), yoksa güncelleştirilmiş bir tarz mıdır (postmodernizm)? Edebi bir fantezi mi, felsefi bir kavram mı yoksa mimari bir düşünce tarzı mı? Estetik bir çeşitleme mi, evrenselleştirme eğilimine bir karşılık mı, bir sanat stili mi, yoksa toplumsal bir olgu mu? Salt Avrupa'ya özgü bir olgu mu, yoksa akla yakın bir biçimde başka yerlere de uygulanabilir mi? Soruların tonu uygun geliyor, çünkü bu deyim bir ironi ve belirsizlik çağını temsil ediyor; bu deyimi kullanırken ihtiyatı elden bırakmamızı hatırlatıyorlar. Ancak postmodernizmi tanımlamaya kalkışmadan önce, ondan önce gelen ve onu ölçmemize olanak veren modernizmi tanımlamak gerekiyor.
Sayfa 19 - Cep Kitapları, 1. Basım, 1995 (asıl basım 1992), 1. Bölüm, Postmodernizm ve İslam
Reklam
Saddam Hüseyin, 1990 yazında Kuveyt'i işgal ettiğinde, ortadan kaldırdığı Kuveytlilerin bağımsızlığı değildi yalnızca. 1990'larda, yirminci yüzyıl siyasi düzeninin payandalarını yerlerine yerleştirecek, uyumlu ve dengeli bir soğuk savaş sonrası Yeni Dünya Düzeni'nin hayalini kurup, hallerinden memnun, yaşayıp gidenlerin rahatını yok
Sayfa 14 - Cep Kitapları, 1. Basım, 1995 (asıl basım 1992), 1. Bölüm, Postmodernizm ve İslam
Medya konusunda kendim de pek kesin fikirlere sahip değilim. Gerek yıkıcı gücünün, gerekse baştan çıkarıcı çekiciliğinde saklı olan tehlikelerin farkında olmakla beraber, birbirinden apayrı insanların anlaşılmasına yardım edebilecek bir gizilgüç taşıdığının da bilincindeyim. Medyanın uçurumlara köprü kurmaktaki yetisi sınırsızdır. İster akademik, ister kültürel ve siyasal olsun, ileride yapılacak girişimler işitsel-görsel (audio visual) medyadaki ve iletişim teknolojisindeki gelişmeleri hesaba katmak zorundadır; dolayısıyla kimse artık tek başına bir ada gibi varolamayacaktır. Belki de benim çizdiğim hatalı bir resimdir; belki Asyalı geçmişimden, belki de tarih ve toplumu Müslüman gözüyle algılayışımdan çok fazla etkilenmekteyim. Ne var ki, bu denemeyi yapmadan Müslümanları ve bu çağda içinde bulundukları zor durumu anlayamayız. Bu yüzden, tezlerimi Batılı medya üzerindeki araştırmalarımda öğrendiklerimle destekleyeceğim.
Sayfa 12 - Cep Kitapları, 1. Basım, 1995 (asıl basım 1992), Önsöz
Allah'ın tekrarladığı gibi hayat, boş yere yaratılmamıştır. O, insanlığı yüce mertebelere çıkarmak, dünya yüzündeki şu kısa varlığımızın ahlaki kalitesini yükseltmek için bir mücadele, cihaddır. Oyle yapmak için de cihad, her dem sürdürülmelidir.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok