1947 yılında Erzurum’da doğdu. İlk, orta ve yüksek tahsilini aynı ilde tamamladı. 1969 yılında İşletme Fakültesinden mezun oldu. 1970 yılında asistan, 1974’de doktor, 1978’de doçent, 1988’de profesör oldu. Aynı fakülteden 2011 yılında emekli oldu. Şuan tüm mesaisini iman ve Kur’an hizmeti ile geçirmekte, bu sahada eserler telif etmekte, ilmi çalışmalar yapmaktadır.
2008 yılından bu yana devam ettirdiği uzun soluklu bir çalışma olacak video ve kitap formatında hazırlanan “Sorularla Sözler” isimli programın çekimleri halen devam etmektedir.
Aynı zamanda Mesnevi-i Nuriye üzerine de çalışmalar yapmakta, video ve yazılı olarak istifadeye sunmaktadır.
Alaaddin Başar Bey’in çalışmaları internet üzerinde, Sorularla İslamiyet ve Sorularla Risale sitelerinde, kitap ve makale çalışmaları da Zafer Yayınları ve Zafer Dergisinde yayınlanmaktadır.
Gerçekten de dünyada rahat yoktur. Zira şu imtihan âleminin yapısı buna müsait değildir. İmtihanda rahat olmaz. Dış alemde olduğu gibi insanın iç dünyasında da, sürekli bir bahar gözleyemezsiniz. Onun da kışı, yazı, sonbaharı vardır.
Havası daima sakin değildir; şimşeği, fırtınası, kasırgası vardır. Onu da hep aydınlık göremezsiniz; karanlığı, gölgesi, bulutu vardır. Onda da mahsuller bir cinsten değildir; çiçeği, meyvesi, dikeni vardır. Sahası da engebesiz değildir; dağı, uçurumu, deresi vardır.
Artık nur devri başladı. Dost, düşman herkes onu konuşuyor ve bu hâl kıyamete kadar devam edecek. Bediüzzaman ismini duyan herkesin kalbinde, vicdanında, ruhunda şefkat ve hikmet manaları canlanıyor, kimsenin ruhunu korku ve endişe bürümüyor. Elbette ki gençliği imansız ve ahlaksız yapmak için çalışanlar müstesna. Onların bu isimden endişeye kapılmaları gayet normaldir. Zira, bu isim asrımızda "iman ve Kur'an hizmetini" temsil etmektedir.
Kadere çok güzel teşbihlerle bir pencere açılmış. İstifade edeceksiniz emin olun.
"Ruhla beden eşit olsaydı, ortada ne ruh kalırdı, ne beden. İnsan, ancak ruhunun sultan, her organının da birer nefer olmasıyla güzelleşir. Sultan neferle eşit olursa ortada devlet kalmaz."
Kurgusunu beğenmedim. Soru cevap şeklinde hazırlamış yazar, tabiki de kıymetli sorular ve cevaplar, fakat sağlam bir kurgusu olsaydı okuyucu namaz gibi dinin direği olarak kabul edilen bu ibadetin ifade edilişinden çok daha fazla etkilenirdi. Önemini daha iyi anlardı demek istiyorum. Yine de emeğe saygım sonsuz..
Selamun aleyküm..
Vesvese nedir? Vesvese bildiğimiz üzere; fısıltı halinde gizli konuşma, şeytanın kalbe attığı şüpheler demek.
Şeytan bunu bize nasıl telkin eder?
Şeytanın bize telkin ederken kullandığı yöntemler nelerdir?
Herşeyden önemlisi şeytan bizimle nasıl konuşur bildiğimiz konuşmak mı yoksa başka türlü mü?
Namaza büyük bir hevesle başlayıp bir hafta sonra bırakmanın ardındaki şeytanın rolü nedir?
Namazda aklına müstehcen şeyler geldiği oluyorsa ve sırf bu yüzden namazı terk ediyorsan evet dostum sende şeytanın vesveselerine düçar olmuşsun. Mesela, benim de çok sıklıkla yaptığım, kitabı okuduktan sonra anladığım; abdest alırken emin olamayarak defalarca burna su vermek ve acaba kuru yer kaldı mı sorusu idi. Üstad Risalelerin bi çok bölümünde bunlardan bahsetmiş, bu kitapta da bahsedilen kısımları sohbet eşliğinde okuyabilirsiniz.
En çok sevdiğim alıntı (#60228793 ) düşünsenize ilk insanlıktan bu yana sayısızca insan tanımış ve kendine göre insanları ayartmanın binlerce metaforunu oluşturmuş. Böyle bir düşmana karşı kayıtsız kalmak akıl karı değil.
Rabbim bize onun ve düşmanlarını tanıyacak, onlarla mücadele etmenin yolları arayacak iman gücü nasip etsin.