Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Albert Champdor

Albert ChampdorMısır'ın Ölüler Kitabı yazarı
Yazar
7.2/10
23 Kişi
119
Okunma
4
Beğeni
2.458
Görüntülenme

En Yeni Albert Champdor Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Albert Champdor sözleri ve alıntılarını, en yeni Albert Champdor kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçinde enkame olduğu beden tarafından işlenmiş hataları ruh hisseder.
Zaman ve ölüm geçici kabuller, düşünce oyunlarını kolaylaştıran anlaşma işaretleridir
Reklam
Osiris’in ölüm dramı kutlandığında ve yeniden dirilişinin çeşitliliği gölgeler arasında tekrar söylendiğinde yabancılara yasak olan yeraltı mabetlerinde (Cryptes) hangi sırlar açıklandı?
IV. Ramses, sana Ölüler Kitabı'nda öğretildiği gibi, bu mabede, sembolik güneş ve yılanla taçlanmış Horus önünde tanrıça Ament’in bir heykelini hediye eden ve karşılık olarak Ankh, yaşam işâreti, sırların anahtarı, tanrıların ruhunun ölümsüz tabiatına tekâbül eden, yuvarlağı ile, ne gözüken başlangıç ne de sonu olan yuvarlıklı (ansee) haçı, inisiyenin transının son kademesini simgeleyen haçı alan sen, neredesin?
Düşündürücü
Karnak mabedinin yedinci kapısı önündeki herbiri 350 ton ağırlığında ve elli metre boyundaki dikilitaşlar nerde? Mabetlere «gökyüzü durdukça durmaları ve otuz yüzyıl sonra gelecek olanlar tarafından görülebilmeleri» için yerleştirilmiş, kralların anıt şekilleri nerede? Ramesseum’un herbiri 1000 ton ağırlığındaki dev heykelleri nerede? On dört metre yükseklikte, altın ve çini hamuru ile kaplanmış, eski Teb'in kutsal duvarlarının eski kapılarını yeniden yapmak isteyen Ptoleme’lerin yüz kapısı nerede? Ouserhat kayığı, altmış kürekçinin hareket ettirdiği, teknesi altın kaplı, kabartmalarla süslü Amon’un kayığı ne oldu?
Aynı ekipten bunca ölümü nasıl açıklamalı? Otto Neubert «Bir zehir miydi?» diye yazıyor; Mısırlılar zehirlerin karışımı hakkında çok büyük bilgi sahibi idiler. Rahipler ölü odasının taşlarını mı zehirlemişlerdi? Bazı bilginler etkilerini, özellikle Mısır’ın kuru ikliminde çok uzun zaman kaybetmeyecek zehirlerin mevcut olduğunu iddia ediyorlar. Gerçek her zaman bir sırla çevrili kalacak.
Reklam
Tountankhamon’un mumyasının radyografisini incelediğinin ertesi günü Archibald Douglas Ree, anlatılmaz bir fenalık hissederek ânî bir ölümle öldü. Otto Neubert’in bize naklettiğine göre, bu kadar esrarlı ölümler hakkında, kendi adına araştırma yapmak isteyen bir Mısır hükümet mensubu, yanına bir yılan oynatıcısı alarak Krallar Vâdisine gitti. Araştırmasına başlar başlamaz o da öldü! Bundan sonra da, Eski Mısırlıların öbür dünyasına yapılan bu meş’um seferden sonra, mumyaya ilk dokunanlardan biri olan Douglas Derry; Toutankhamon’un silahları arasındaki bir maşrapaya dokunan G. Davis; Lady Carnarvon, Profesör Breastead, Winlock, Hakness, sir Alan Gardiner. Foucard, Jay-Gould, Joel Woolf toplam olarak On Yedi Kişi Öldüler!
Korkunç bir lanet, Toutankhamon'un mumyasını seyredenlerin peşini bırakmadı. Keşfinden az zaman sonra, Lord Carnarvon can çekişmeye başladı ve korkunç vizyonlar içinde, Toutankhamon’un İsmini haykıra haykıra öldü. Albay Aubrey Herbert, kralın mumyasını görür görmez, hemen hemen o anda toprağa verildi; sonra, Lord’a hastalığı süresince bakan hemşire, mezarda onu takip etti. Bütün Teb ovasında ağızdan ağıza «firavunun lâneti >> `nden söz edilmeye başlandı.
Herodot’un, Eski Mısırlıların uyguladığı mumyalama sanatı üzerinde anlattıkları arkeologlarca doğrulanmaktadır. Erman «yüksek bir memurun mezarında bulunmuş bir kitâbe de bu bakımdan ilgi çekicidir; diye yazmaktadır.»
Sihirli gözün sağında ve solunda dört cenaze meleği veya Horus'un dört oğlu vardı. Bunlar, içine Ölünün karaciğeri ve İç organları konmuş dört kabın koruyucuları idiler: Köpek - maymun başlı Hapi, insan başlı Amset, köpek başlı Douamoutef ve atmaca başlı Kebeh- senouf. Yalnız, kalp, yerinde kalıyordu; çünkü ölüler Kitabında şöyle yazılıydı: «Gerçek kalbin seninle birlikte olacak». Bedenin İçi dikkatlice şarap ile yıkanmıştı; atar damarlara kimyasal bir madde şırınga ediliyordu. Yağlar kazınıyor, karnın içi balmumu, siyah frenk üzümü, tarçın, kavrulmuş lotus tohumlan, sedir yağına batırılmış kumaş tamponlar, mür, antiseptik yağlı cisimlerle dolduruluyordu. Gözlerin yerine sırça gözbebekleri yerleştiriliyordu. Ciğerler, karaciğer, bağırsaklar ve mîde Yunanlıların «Canope» dedikleri dört vazoya konulmadan bozulmamaları için ilaçlanıyordu.
Reklam
Rahipler ölüler Kitabının bazı bölümlerini okurken kadavranın kılları özenle tıraş ediliyor, burun deliklerinden sokulmuş özel demir araçlarla beyin parça parça çıkarılıyordu. Sonra operatör karnı açıyor, iç organları boşaltıyordu. Yan tarafın yarası balmumu veya metal bir plakla örtülüyor, karnı saran kordonlarla yerine tutturuluyordu. Bu levhanın ortasında oujda, Horus’un sihirli gözü, nekropollerde binlercesi bulunan muska görevindeki kutsal simge vardı.
İlk insanlara cesedi bozulmaz hale getirmeyi öğreten «cenaze şeritleri tanrısı» Anubis’ti. Bu da, ölüm anında cesedi terk eden ruh - kuşu’nun her an, binlerce yıl sonra, Nil Vâdîsinde yaşadığı sırada canlandırmış olduğu bedenle birleşebilmesi içindi.
Ölülerin çıktığı mahkemede etkili olabilecek «kalp skara- beleri* - bunların üzerine,kopya edenler şu duayı kazımış bulunur: «Ey anamın bana verdiği kalp! Ey bedenimin bir parçası olan kalp! Karanlıklarda tanıklık edeceğin zaman aleyhimde bulunma; Anubis, Thot ve Osiris’in karşısında benim sözümün düşmanı olma... Hâkimlerin terâzisi önünde benim gibi ol ve ismimin kokusunun kokmuş çakal gibi olmasına müsaade etme!»
Kadavra, hazırlayıcıların işi bitince, mumyalama bittikten sonra, ölünün bedeni beyaz keten şeritlerle sarılıyor. Bu şeritler Aranyaka - Upanishad’ın, Orfe ve Pitagorcuların evreni gibi, hayat akımı ağını simgeliyordu. Bu şeritler, bu «ışık giysisi» bir kuluçka ve canlanma dönemi olan ölüm uykusundan sonraki dirilişi de simgeliyordu. Ne mücevherler, ne de muskalar unutuluyordu. Toutankhamon’un boynunda bunlardan üstüste konmuş sekiz kat bulundu. Mumya mezet boyaları, bayram kokusu. safi yağı, alkış kokusu, khnoum yağı, toua yağı, sedir esansı abi- ro pudrası, Libya esansı ve baq yağı ile kokular sürülüp yağlanıyordu. Çenenin altına da Osiris sakalı konulması ihmal edilmiyordu.
Canlıların kentine o kadar yakın olan bu ölülerin Teb Topraklarını bir defa olsun görmüş bulunan hiç kimse artık hiç unutamaz. Parlak sabahların serinliğindeki gökyüzünün şeffaflığını, nehrin tekrar normal akışına kavuşmak için, genç güneşin Libya dağlarını aydınlatmasını, yerin sıcaklığının yenilenmesini, yeni bir gökyüzünün ışıl ışıl kubbesinde bir şarkı gibi hareketsiz görünmesini hatırlayacaklardır...
191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.