Dua şiddetli olmalıdır; yani dua bir dil alışkanlığı ve laklaktan ibaret olmamalıdır. Öyle ki dil ve dudak kendi işini görürken Allah'ı kandırmaya çalışanların yaptığı gibi zihin ve kalp başka şeylerle meşgul olmamalıdır.
Bu şuna benzer: Hani insanlar bir vaaz, taziye veya yas meclisine katılırlar da orada bu meclise katılmanın sevabını alırlar. Ama aynı zamanda hatibin sözlerine kulak verme yerine, dua ederek, Kuran okuyarak bunların da sevabını alırlar. Yani iki kat sevap almak isterler. Hatta bu sırada daha kurnaz olanların kulakları minberdeyken gözleri Kur'an metninde, dilleri de dua ve zikirle meşguldür. Yani üç kat sevap alırlar. Oysa bilmezler ki bu iki üç işi aynı anda yapmak birbirini geçersiz kılar.
Bir işçi hayatını her gün milyonlarca kez aynı hareketleri tekrarlayarak geçirmektedir. Belli bir nesnenin bir parçasını üretmektedir. Hicbir zaman nesnenin tamamını değil. Zekasını kullanamamaktadır. Tüm gün su çekmek için dönen dolap beygiri gibidir. Sanayileşme, insana zevk veren bilinç eylemlerinin kullanımını engellemektedir. Modern medeniyetin, zihni maddiyata feda etmesi büyük bir hatadır.
Gündelik hayatın içindeki çatışmalar, düşmanlıklar, kinler, istekler; bu anlamsız, boş, bayağı ve seviyesiz dünya lezzetleri, her zaman ve her gün seni o kadar meşgul ederler ki gerçeği unutursun .