Alî Bin Emrullah

Alî Bin Emrullahİslâm Ahlâkı yazarı
Yazar
7.7/10
5 Kişi
26
Okunma
1
Beğeni
1.177
Görüntülenme

Hakkında

Osmanlı âlim ve evliyâlarının en meşhûrlarından. Tefsîr, hadîs, fıkıh âlimidir. 1516 (H.916) senesinde Isparta’da doğdu. Anadolu ve Rumeli’nin çeşitli şehirlerinde kâdı ve kâdıasker olarak vazîfe yaptı. 1571 (H.979) senesinde Edirne’de vefât etti. Ali bin Emrullah, dedesi Abdülkâdir Hâmidî sakalına kına kullanmakla meşhûr olduğu için Kınalızâde diye şöhret bulmuştur. Abdülkâdir Hâmidî, Fâtih Sultan Mehmed Hanın hocalarındandır. Babası Emrullah Efendi ise kâdı idi. Böylece Ali bin Emrullah küçük yaştan îtibâren tam bir ilim hânedânı içerisinde yetişti. Kınalızâde Ali Efendi, ilk tahsîline akrabâsı olan Kadri Efendiden ders alarak başladı. Sonra İstanbul’a giderek, Mahmûd Paşa Medresesinde Müderris Sinân’dan, Atik Ali Paşa’da Merhabâ Efendiden, sonra da Sahn-ı semân Medresesinde Kul Sâlih Efendiden ders aldı. Kur’ân-ı kerîmi ve pekçok hadîs-i şerîf ezberledi. Yazı, hat sanatında usta olup, tesirli bir hitâbete ve üstün bir hafızaya sâhipti.Tahsîlini mükemmel bir şekilde tamamladıktan sonra müderrislik için beklemeye başladı. Ancak uzun müddet geçmesine rağmen tâyini çıkmayınca telif ettiği bâzı eserleri alıp Şeyhülislâm Ebüssüûd Efendi’nin huzûruna çıktı. Ebüssüûd Efendi kendisine niçin geldiğini sorunca: “Biz istediğimiz müderrisliği bu eserlerin bâblarını çevirerek almak istiyorduk. Daha ne yapılmak gerekiyorsa bilelim efendim?” diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebüssüûd Efendi, Ali Çelebi’nin takdim ettiği eserleri biraz okuduktan sonra, onun ilimdeki değerini anladı ve kendisini derhâl Edirne’deki Hüsâmeddîn Medresesine müderris tâyin etti. Genç talebenin bu hareketinden pek memnun kalan Ebüssüûd Efendi yanında bulunanlara hitâben de; “İşte insan olan böyle fiîlen ehliyetini isbât sûretiyle hakkını elde eder. Emeline kavuşmak, nâil olmak için şunun bunun şefâat ve delâletine mürâcaat etmek insanlık değildir.” demiştir. Kınalızâde Ali Çelebi Edirne’den sonra 1546’da Bursa’da Hamza Bey Medresesinde, 1548’de yine Bursa’da Veliyyüddîn oğlu Ahmed Paşa Medresesinde, 1550’de Kütahya’da RüstemPaşa Medresesinde, 1551’de İstanbul’da Rüstem Paşa Medresesinde müderrislik yaptı. 1555’te Sahn-ı semân medreselerinden birine, 1558’de ise Süleymâniye Medresesine tâyin edildi. Bu vazîfelerinden sonra da; Şam, Kahire, Bursa kâdılığı, 1570’te İstanbul kadılığı, 1571’de Anadolu kâdıaskerliği yaptı. Arapça, Farsça, edebiyât, tefsîr ve hadîs ilminde emsâlsizdi. Tefsîr metinlerini anlamakta güçlük çekenler, müşkillerini hâlletmek için ona mürâcaat ederlerdi.
Tam adı:
Kınalızâde Ali Çelebi
Unvan:
Din alimi
Doğum:
Isparta, 1516
Ölüm:
Edirne, 1571

Okurlar

1 okur beğendi.
26 okur okudu.
3 okur okuyor.
8 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dünyada kalıcı değil, yolcu gibi yaşamalı! Öleceğini hiç unutmamalı!
Sayfa 16 - Hakikât KitabeviKitabı okuyor
Şi'r:
Ey ilm öğrenmekde olan mes'ûd kimse! Ömrünün bir dakikasını boş geçirme! Bu nâsihatımın kıymetini bil! Pişman olur kıymet bilmeyen kimse!
Sayfa 66 - Hakikât KitabeviKitabı okuyor
Reklam
Her kişi, aşağıda yazılı yedi şeyi dillerinden kesmeyeler:
Her işinde (Besmele-i Şerifeyi) diyeler. Her işi temâm edince, (Elhamdülillah) diyeler. Filân yere gideceğim dedikde, (İnşâallah) diyeler. Bir musibet işitdikde, (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn) diyeler. Bir hatâ söylemiş ise tevbe ve istiğfar eyleyeler. (Lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerîke leh, lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr) kelime-i tayyibesine devâm edeler. (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh) kelime-i şerifesini çok söyliyeler.
Sayfa 322 - Hakikât Kitabevi yayınlarıKitabı okuyor
Hadîs-i şerîfde, (Üç şey imânın lezzetini artdırır: Allahü teâlâyı ve Resûlünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen müslümanı Allah rızası için sevmek, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemek) ve (İbâdetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahdır) buyuruldu.
Sayfa 99 - Hakikât KitabeviKitabı okuyor
Izdırâb dolu, rü'yâdır bu hayât, doğmuşuz ölmek üzere, değil mi? Zevk ile geçerse de, birkaç sâat, derd kovalar, zevklerin herbirini!
Sayfa 351 - Hakikât Kitabevi yayınlarıKitabı okuyor
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
592 syf.
6/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Bu kitabı rahatça okuyabilmek için, geniş bir okuma yelpazesine sahip olunması gerekiyor. Çok ağır bir dili var. Farklı inanç kitapları da okumamdan kaynaklı olarak, korkutucu ve keskin bulmadığımı söyleyebilirim. İslam dinini bir bütün olarak değerlendiriyor. Yaşamın tüm evrelerine nasıl yaşanmalı sorusuna yönelik cevaplar veriliyor.
İslâm Ahlâkı
İslâm AhlâkıAlî Bin Emrullah · Hakîkat Kitabevi · 20174 okunma