undefined Andrew Davidson Quotes
You can find undefined Andrew Davidson quotes, undefined Andrew Davidson book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Herkesin geçmişi yalnızca hatırlamayı seçtikleri anılardan ibarettir.
Sayfa 566 - martı yayıneviKitabı okudu
- Zamanı bu kadar ciddiye almamalısın....
Koskoca sonsuzluğun içerisinde bir günün ne
değeri var ki?..
- Bence her günün önemi var. Özellikle de
ölümle burun buruna geldiğin günlerin...
Hafıza ve tutkunun arasındaki o kocaman boşlukta, şu anda içinde yaşadığım bu kırık dökük cümleler imparatorluğunu yaratmak için günlerce dünyanın ucunda nöbet tuttum işte...
Kütüphanenin dışında kötülüklerle ve günahlarla bezeli bir yaşam sürdüğüm doğruydu; ama içerde bilgiye olan bağlılığım, bir azizin İncil e duyduğu bağlılıktan farksızdı...
Alevler yeterince sıcak olduktan sonra yanıp küle dönmeyecek şey yoktur ve dünya koca bir cadı kazanından başka bir şey değildir...
Perhiz mi?...Benim dışımda :)
Dünya sunduğu nimetlerle, yemeklerle ve diğer şeylerle insan bedenini şımartır. Etine kemiğine giden şey, ruhun en azılı düşmanıdır...
Perhiz, ruhun bedenle savaşında, ruhun hanesine yazılan bir artı olacaktır...
İnsan başından geçen talihsiz olaylarla barışmadığı sürece, tam hissedemez kendini...
Kazalar en beklenmedik zamanlarda hem de tüm şiddetiyle buluverir insanı.
Tıpkı aşk gibi...
Bu boktan dünyada hayatta kalabilmenin tek yolu daha başka daha güzel dünyalar hayal etmekti.
Cehennem bir seçimdir, çünkü insan istediği müddetçe kurtuluşu seçebilir.
Bu lanetli ruhlar, bile bile kalplerini soğuttukları için buradalar...
Tanrı başa çıkamayacağımız hiçbir şeyi vermez bize... İyi olacaksın!
Ve elveda Marianne...
Bütün hayatım boyunca seni beklemişim, Marianne ve sen gelene kadar bunun farkında bile değilmişim...
Benim seni sevmekten başka çarem yoktu.
Biliyorum, son sözüm senin ismin alacak...
Belki de bekleme sırası sana gelmiştir...
Aşk; durmadan, sürekli tekrar etmek zorunda olduğun bir şeydir...
Ah, hayaletler!..
Onlara odaklanamazsın, biliyorsun. Onları görmeye çalışmak, kaygan yılan balıklarını kuyruklarından tutmaya benzer. Tam onları yakaladım derken, bir bakmışsın elinden kaçıvermiş...
Bizi biz yapan taşıdığımız yara izleri değil midir ?
Sayfa 572Kitabı okudu