İngiliz yazar ve gazeteci. Tarihi kurgu romanlarıyla tanınır. Asıl adı Diana Norman olan yazar Ariana Franklin müstear ismiyle yazdığı ve Ortaçağ dünyasının kendine özgü kadın adli tıp uzmanı Adelia Aguilar'ın baş kahramanı olduğu serisiyle bilinir.
Film eleştirmeni Barry Norman ile evli olan yazarın Samantha ve Emma adlı iki kızı vardır.
Büyük bir manastırın geleceği, içinde dualar eden din adamları, bütün bir kasabanın yeniden inşası, bir hanın refahı, pek çok kişinin hayatı ve hayali ölüm üstadı olan Adelia Aguliar'ın vereceği karara bağlıdır...
Kral Henry'nin yeni kanunları, reformları, adaleti sağlamada ki öncelikleri tavizsiz duruşu ve hurafeleri temizleme yolundaki
Kitap Ortaçağda İngiltere topraklarında 2. Henry'nin hüküm sürdüğü dönemde meydana gelen entrika ve cinayetlerin, o çağda pek hoş karşılanmayan adli tıp uzmanı bir kadının çözmeye çalışmasını konu alıyor. 2. Henry'nin metresi olan güzel Rosamund zehirlenerek öldürülmesinin ardından bazı ipuçları, azmettirici olarak kralın karısı Eleanor'u işaret etmektedir. Ölüm Üstadı Adelia Aguilar, bu olayı çözmek üzere bebeğinin babası olan piskopos Rowley tarafından ikna edilir. Sonuç olarak da çözer.
Yazar ''tarihi kayıtlardaki boşlukları değerlendirdim'' şeklinde ifade edip yazdığı kitabında bir çok isim, mekan ve de bolca rahip, rahibe, piskopos ve manastır kullanmış ki çok sıkıcıydı. Sadece kitabın sürükleyici, esprili, akıcı bir dili olması puanımı yükseltti. Hatta Ölüm Üstadının resmedildiği zeki, korkusuz ve güçlü kadını sempatik buldum. Özellikle önerebileceğim veya zaman kaybı olarak gördüğüm bir kitap değil.
Ölüm LabirentiAriana Franklin · Martı Yayınları · 201168 okunma
Ariana Franklin tarihi gerilim romanlarının kraliçesi sayılıyormuş.Özellikle Ortaçağ polisiyesinin en yaratıcı yazarlarındanmış.Suikastçının Duası yazarın dördüncü kitabıymış.Bu kitapla birlikte birçok ödüle sahip bir yazar.
Adelia Aguilar yazarın kitaplarının en önemli karakteri.Hikaye Ortaçağ İngiltere'sinde geçiyor.Adelia güçlü bir karakter ve doktor.O çağlarda bir kadın doktor olarak verdiği mücadele beni en çok etkileyen şey oldu.(12.yüzyılda Sicilya'nın bir parçası olan Salerno'da gerçekten bir tıp fakültesi varmış.Ne yazık ki bu fakülte kadın doktorlara tahammül edemeyen Roma Kilisesi'nin baskıları sonucunda 13.yüzyılda kapanmış.)Bir de Ortaçağ zamanında geçen hikayede bir Türk karakteri de görmek(ismi Deniz) keyifliydi.
Franklin çoğu tarihi olaylara ve kişilere bağlı kalarak yazmış.Sadece bazı yerlerinde tarihler üzerinde oynama yaptığını söylüyor.Kitap Ortaçağ'da hikayenin geçtiği bölgeler ve o bölgelerde yaşayan insanların yaşamları hakkında güzel bilgiler veriyor.
Konusu ise şöyle:Adelia'nın bir haydut olan Kurt'u öldürmesinden sonra onun sevgilisi Yaralı intikam almak için geri dönüyor.Bu arada İngiltere'den Polermo'ya,Sicilya kralı William ile evlendirilmek üzere yola çıkan Joanna Plantegenet'e refakatçi olarak Adelia ve arkadaşları görevlendiriliyor ve böylece soluksuz bir macera başlamış oluyor.
Biraz editöryel hatalar olsa da kitap keyifle okunuyor.Özellikle tarihe,maceraya ilgi duyanlar için sevebilecekleri bir kitap.