You can find Oldest Artun Ünsal books, oldest Artun Ünsal quotes and quotes, oldest Artun Ünsal authors, oldest Artun Ünsal reviews and reviews on 1000Kitap.
Yazar,ne yazık ki ülkemiz açısından (bazı bölgelerinde de olsa) ciddi sıkıntılar doğuran ve esaslı sorunlarımızdan olan Kan Davasını ele alıyor.Eksik toplumsallaşmayla birlikte, köyden kente göç eden bireylerin şiddeti de "bavulunda taşıdığını" belirten yazar, günümüzde kan davasının boyutlarını, yaptığı araştırma sonucu bilgileri paylaşıyor, okuyucuyla.
Artun Ünsal'ın anı niteliğinde ve 20 kısa bölümden oluşan ve her bir bölümde hayatından bir kesit sunan kitabı. Özellikle kitabı iki ayrı bölüm gibi düşünebilirsiniz. İlk bölüm daha ziyade Göztepe ve çocukluğu, Afaganistan, Kıbrıs, Paris hatıraları ve ikinci bölümde ise anlık izlenimleri. Anlık izlenimler derken mesela Galatasaray Üniversitesi'nin yanması, sürekli gittiği pastanenin veya bir lokantanın ve sahibinin onda bıraktığı izleri anlatışı... İkinci bölümde yer yer bazı bölümlerde sıkıcı bulduklarım oldu ama genel çerçeve itibari ile zevkli ve okunası bir kitap.
Kitabı elime geçtikten yedi gün sonra bitirdim. Konusu ile ilgiliydim zaten, anlattığı kişilerden birinin tanıdık çıkması ise sürpriz oldu. Artun Ünsal Boğaziçi’nde tanıdığı, hemen hiçbiri medyatik olmayan kişileri rahat bir dille anlatmış. Çengelköy’ün yaklaşık yirmi beş yılına kendisinin ve (bazen elli-altmış yıl öncesine de) bu kişilerin tanıklığı olarak ileride önemli hale gelebilir. Anlatım biraz daha edebi olsa, bu kadar yazım hatası bulunmasa, konunun ilgilileri dışında kalanlara da tavsiye edebilirdim.
Zamanı yeniden geriye çevirelim ve Ahmet beyin ağzından dinleyelim: 1950'li yılların Çengelköy'ü bambaşkaydı. Gerçek bir köydü adeta. Orda altmış yedi hane, burada elli, şurada orta halli Rumların oturdukları Yeni Mahalle ve elbette sahilin süsü yalıların ahalisi... Gerisi bostanlık ya da kırlıktı. Malum, Çengelköy başta zerzevatı ile ünlü bir İstanbul semtiydi. Günümüzde otopark olarak kullanılan alanda bulunan Pandeli’nin bostanını herkes bilirdi, Çengelköy'ün her yerinde öbek öbek Trabzon hurması bahçeleri vardı. “Çilek zamanında etraf mis kokardı. Talimhaneʼnin salatalığı meşhurdu. Kuleli'deki iskeleden küfelerle Eminönü’ndeki Hal’e giderlerdi." Bekâr Deresi şimdilerde Pazartesi Pazarı'nın ku- rulduğu sokağın yanından akar, denize kavuşurdu. Kanalizasyon sistemi daha yoktu, her evin bahçesinde fosseptik vardı. Yazlık Nur Sineması, Çengelköy orta hallilerinin gece eğlencesiydi. Bugün bile betondan sahnesi hâlâ durur, ama seyircilerin yerinde bir otopark var.