Ne söylesem, nasıl anlatsam tam anlatamayacakmışım gibi geldi hep.
Öncelikle kitabın kurgusu, yazılış tarzı benim en çok hoşuma giden şeydi.
Sahaf kokusu, eski plakların cazibesi, rakı masası, yapılan sohbetler, tespitler bir de öykü içindeki öyküler... Yazarın dili son derece akıcıydı, kitabın başlamasıyla bitmesi bir oldu. Bitirdiğiniz an ciddi anlamda emek verilerek yazılmış bir kitap olduğunu anlıyorsunuz. Kitap içinde, kitaptan parçalar anlatmak, kitap boyunca bir arada tutmak ve sonunda da bir bütün haline getirmek... .
.
Beni en çok etkileyen kibrit çöplerinin hikayesi oldu sanırım. .
.
Ben daha fazla anlatmayayım, siz de okumak için daha fazla bekletmeyin...