1967 yılında Konya/Yunak'da doğdu. 1990'da Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi’nde "M. Şemseddin Günaltay ve Fikriyâtı" isimli teziyle 1994'de yüksek lisansını, "İsmail Hakkı İzmirli ve Felsefe" adlı teziyle 1999'da doktorasını tamamladı. Bu arada 1991-1997 yılları arasında Ankara'da öğretmenlik görevinde bulundu. 1997 yılında Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi İslâm Felsefesi Anabilim Dalı'na Araştırma Görevlisi olarak atandı. Halen İstanbul Üniversitesi’nde Prof. Dr. unvanıyla öğretim üyeliği görevini sürdüren yazarın çeşitli akademik dergilerde yayımlanmış birçok makalesi de bulunmaktadır.
Nitekim insanlara hizmet ve iyilik ederek onların faydaları için çaba gösterenler, Hakk'ın nezdinde akıl sahiplerinin en hayırlısı olma şerefiyle onurlanırlar. Yardımına koşulan kardeşinizin faydası için gayret gösterip onun iyiliğini gözetenler, Allah yolunun mücahitleri gibi ebedi alemin mükafatına nail olurlar...
Lokman Hekim diyor ki:
"İki şeyi hiç unutmayacaksın, Allah ve ölüm. İki şeyi de hemen unutacaksın, başkasına yaptığın iyilik ve başkasının sana yaptığı kötülük."
Ey ilimleri öğrenmek isteyen, yazılan eserleri inceleyen, halkın sözlerini ve felsefe kitaplarını değerlendiren kişi! İncelemek üzere ele aldığın konuya bakışın Allah ile, Allah için ve Allah’a yönelik olmalı.
(Gazâlî)
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallahü aleyhi vesselam, insanlığın önderi olma vasfını yaşamış bir insandı. Sevgi ve merhameti en güzel biçimde, hayatının zorlu şartları içinde yaşamış nadir, bir şahsiyet. İnsan, özünde sakladığı merhamet hissiyatını, sevgili peygamberimizi örnek yaşantısıyla yasaya bilir. Biz merhamete muhtaç oldukça, Sevgili Peygamberimizin her zerresini özümüz de yaşamak durumundayız.
İlahiyatçı Bayram Ali Çetinkaya, siyer türünde Peygamberimizi (sav) irfan ve hikmet yönünden dönemin şiddet vukularına karşı sevgi dilini nasıl kullandığını anlatmakta, günümüzün modern düşünce durum ve karşı tavırlara karşı nasıl ideal bir insan olduğunu anlatır.
Çetinkaya, Sevgili Peygamberimizin (sav) in toplum içinde karşılaştığı zorluklara cevaben merhamet, nezaket, adaletli ve koruyan bir dilin inceliklerini örnek olaylarla okuru aydınlatır.
Bir ideal insan modeliyle kadınlara, çocuklara ve bire bir muhatap olduğu hastalara, yolculara ve misafirlere nasıl bir iletişim gücü geliştirdiğine dair bilgiler vermektedir.
Kitabın giriş başlığında son dönem 11 Eylül saldırı gibi yaşanan toplumsal olaylarda Hristiyan aleminin İslam alemine karşı tutumlarından bahsetmekte, okuru bilinclendirmektedir.
Yunus Özdemir
10. yüzyılda yaşamış bir felsefe cemiyeti olarak İhvân-ı Safâ topluluğu, geride 52 risâle bırakmışlardır. Resâil-u İhvân-ı Safâ ismiyle bilinen bu eser, yüzyıllardır İslâm dünyasının kütüphanelerinde bulunmakta ve okunmaktadır. Elinizdeki eser, İhvân-ı Safâ'nın telif ettiği risâleleri yakından ele almakta, onların düşünce dünyasına ışık
Kitap, zengin bir akademik literatür taranarak yazılmış olup, alanında yayınlanan önemli eserlerin başında gelmektedir.
Eser; akıcı ve sade üslubuyla, kitaplığımızda bulundurulması gereken önemli bir eser.
Yazar, eserin yazılma gerekçesini şöyle açıklamaktadır: “Bu çalışma öncelikle Müslüman topluma Hz. Muhammed’in (s.a.s.) hayatının tarihî