Yine hayatını zorluklarla kıl payı kurtarmış bir kadın, yine koca şiddetine ve kocasının ailesinin psikolojik şiddetine maruz kalmış bir kadın ve tüm bunların yanında evladı için elinden geleni yapıp onu cehenemden kurtaran güçlü bir anne. Kitabı okurken her anında dehşete düştüm. İran'ın baskıcı kanunlarına karşı hayatta kalmaya çalışan bir annenin gerçek yaşanmış hikayesini konu alan bir kitap. Ve İrandan bir kez daha nefret etmemi sağlayan bir kitap. Kadınların yok sayıldığı, köle gibi görüldüğü bir ülke nasıl sevilsin ki zaten.
Ne kadar acı değil mi bir kadının insan yerine konulmadığı bir dünyada yaşamak? Sanki kendilerini var eden bir kadın değilmiş gibi kadınlara psikolojik, fiziksel ve daha birçok çeşidi olan şiddeti uygulamak, kadınları köle gibi görüp istediği her şeyi yaptırmak, bunlar gibi daha nice durumları yapmayı nasıl oluyor da bir erkek kendi hakkı gibi görüyor? Nasıl oluyor da sırf cinsiyeti için bir varlık her durumda üstün görülür? Seni tamamlayan diğer yarın olan kadınlardan kendinizi üstün görmeniz ne kadar da acınası bir durum.
Neşet Ertaş'ın da dediği gibi: "Kadınlar insan, biz insanoğlu." Bir kadından dünyaya gelip, her türlü cefanı çeken, senin için her şeyi yapan kadına yaptığın her türlü şiddet o kadar tiksindirici ki, gerçekten acınacak haldesiniz.
Kızım Olmadan Asla'yı okuduktan sonra diğer kitaplarını merak ettiğim bir yazar ile geldim, 
Betty Mahmudi . Ben 
