❝
Gazali'ye göre asıl sıkıntı filozofların yaratandan bir insan gibi bahsetmeleri, onun adeta mantık kuralları çerçevesinde elini koluna bağlamalarıydı. Her şeyden önce zaman ve mekan kavramları tamamen beşeri kavramlardır, bunları yaratana uyarlamak mantıklı ve pratik görünse de her zaman insana doğru yola götürmeyebilir. Dolayısıyla filozofların bahsettikleri zaman, yaratılmış zamandır ve yaratanı ölçmek için kullanılamaz. Dünyanın önceden yaratılmamış olması, onda daha sonradan böyle bir isteğin belirdiği anlamına gelmez Çünkü bu önermedeki önce ve sonra kavramları ancak insanoğlu için geçerlidir.
❞
❝
Üç çeşit kişi vardır. Birincisi ayetleri okur ve neredeyse hiç düşünmeden onların doğruluğuna inanır, ibadetlerine devam eder.
İkinci tür kişi, ayetleri okur, düşünür, kafasında tartar, birtakım şeyler bilir ve yine inanarak yoluna devam eder.
Üçüncü tür kişi ise sürekli düşünür, tartar, değerlendirir; şüphesi hiç bitmez, ama bir ayeti anladığında hissettiğini kimi zaman koca kitabı hatmedenler hissedemez.
İşte birinci ve ikinci gruptakiler ayetleri gerçek anlamlarıyla düşünürler, bunda yanlış olan hiçbir şey yoktur, üçüncü grup ise hep başlangıçların, hep daha büyük cevapların peşindedir. İnsanları bu tür gruplara ayıran şey onların eğitim seviyeleri, fıtratları veya yetiştirilme tarzları olabilir. Önemli olan, bu konuları konuşurken dikkat etmektir.
İbn-i Rüşt'e göre üçüncü tür kişiler kesinlikle birinci ve ikinci sınıftakilere bildiklerini, hissettiklerini anlatmaya çalışmamalıdırlar.
Aksi taktirde kişi küfre yönlendirilmiş olur.
Çünkü birinci ve ikinci sınıftakiler eğer inandıkları gerçek anlamaların sarsıldığını görüp, mecazi anlamların, daha derin yorumların farkına varamazlarsa, inançları pekişeceği yerde zayıflar ve kaybolur.
❞
❝
Dünyanın gerçekliği onun önceden olanaklı olduğunu gösteriyor. Her gerçeğin bir olanağa bağlı olduğunu düşündüğümüzde olanağa ihtiyacı olmayan tek varlığın Mubdi olduğu ortaya çıkıyor. Yani Neoplatonizm'in de belirttiği gibi, her şey bir şeye muhtaçtır, her sonuç bir sebebe gerek duyar. Bari'nin etrafında dalga dalga diğer varlıklar yer alır, ama hepsi de ezelden beri olanaklarını merkezdeki Allah'a borçludurlar. Merkezin dışındaki evren ise kendi kuralları çevresinde sebep-sonuç ilişkisince, mantık kuralları çerçevesinde düzenlenir. Dünya'da matematiksel, mantıksal olmayan hiçbir şey yoktur.
❞
"...Yaşıyor muydum? Ben cansız bir cesettim de haberim mi yoktu? Taptuk Şeyh beni diriltecek, benim canıma can mı katacaktı? Ben aslında ölmüştüm de haberim mi yoktu?!"