Türk şair, yazar. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nü bitirdi. İlk şiirini 1984 yılında yayımladı. 1995-98 yılları arasında arkadaşlarıyla birlikte Göçebe dergisini çıkardı.Çeşitli yayın kuruluşlarında editör olarak çalıştı. 1991 ile 2002 arasında beş şiir kitabı yayımladı.
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
"Ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata." (s. 21)
Acılarmış insanı güçlü kılan?
Öyle mi sahiden?
Yoksa her bir acı bir puzzle parçaları gibi eksiltiyor ve böyle böyle mi yol alıyoruz bir hiçliğe doğru?
Yaşarken anlaşılmaya mecburum, diyor ##$##yazarSeolar:i127.$$#$$ Biliyorum ölsek bile kimse anlamayacak bizi. Tıpkı yaşarken kıymeti
NOT : Didem Madak, Nilgün Marmara, Bilinmeyen bir kadının mektubu karışımı bir kitaptır. ( Örnekler çoğaltılabilir )
NOT : Kahraman Tazeoğlu'nun kitaplarından nasibini alanlar için uygundur. Daha aklı başında acıları sunuyor. :)
Duygusal olarak çok yoğun bir kitaptı gerçekten. Okurken ne yaşadın, ne yaşattılar sana diye bir mendil uzatasım geldi sayın Birhan Keskin'e. Sevdasına karşılık nankörlükle karşılaşan bir aşk sonucu yazmış olduğu şiirleri barındırıyor. O kadar çok sevmiş ki bu şiirlerinde gösterebilmeyi çok başarılı bir şekilde göstermiş. Ayrılığın her zerresini işlemek çok meşakkatli bir iş. Sitem eden şiirleri okuru etkileyecek cinsten :
" Senin hiç sözcüğün ağrıdı mı,
alçaksın sen, ağrıdı da mı böyle?
Ben sözüme ruhumu verdim, yükseldi,
yükseği incittim, böyle!
Olanı biteni çektim, kanımı unuttum, böyle."
Küçük bir kitaba dünyaları sığdırmış koca insan... Birkaç dize de birden fazla duyguyu hissedebilirsiniz.
" Ben durdum, bekliyorum, onlar yoklar.
Çok bekledim. Böylece,
katıladım kendimi, durdum, taş oldum. Yoklar. "
Denemek isteyenler için tavsiye ederim harikaydı...
Y'olBirhan Keskin · Metis Yayınları · 20145,4bin okunma
"AH DOKTOR!!! NEVRİM DÖNÜYOR, DÜNYA DÖNMÜYOR!!"
Tıkır tıkır, tıkır tıkır... Tahta beşik sallar gibi. Bir, iki, üç, dört, beş.. On ikiye kadar. Sonra bir dakika susuyor, yeniden başlıyor.
Ah o hidrofor yok mu?! Delireceğim uykusuzluktan...
..............
Bahçeli, iki katlı, müstakil bir evde doğdum ben. Babamın kendi elleriyle