"Asla teslim olma," dedi o gün annem bana. Her kelimesinden kararlılık, ciddiyet ve öfke akıyordu. "Kendi kaderinin sahibi ol, Elizabeth ve hiçbir erkeğin senin efendin olmasına izin verme!"
Bu sene benim için oldukça verimli geçti. Hiç okumadığım türleri okumuş, çok beğenmem bence dediğim yazarları beğenmiş oldum. Senenin son günlerindeyken fantastik kitaplara değil de klasiklere daha yakın hissettiğimi keşfettim. Bu sene okuduğum en iyi kitaplarda çoğunlukla klasiklerdendi zaten. Her neyse... Merak eden yoktur ama ben yine de bu sene okuduğum en iyi 10 kitabı aşağıya bırakıyorum.
1-
16. Yüzyılda, VIII Henri döneminde , İngiltere Kraliyet sarayında dönen aşk ile ilgili entrikaların; Leydi Jane Parker'in gözüyle anlatıldığı, konuyla ilgili o döneme ışık tutan bir kitap. Sıkılmadan okuyabilirsiniz. Ama mutlaka okunmalı diyebileceğim bir kitap olduğunu söyleyemem.
Bu yazı kitap hakkında bir yorum değildir. Bu yazı kitabın bana hissettirdiklerinin sadece ufak bir kısmıdır.
Kalbim kırık. Kelimenin tam anlamıyla kalbim zaten kırıkken okuduğum bu kitap, kalbimi bin parçaya bölüp ateşe attı ama o ateşi nasıl söndüreceğimi de gösterdi. İyi ki okumuşum, gerçekten o kadar gerçek bir hikayeydi ki. Kendimle
İngiltere Kralı sekizinci Henry’nin ölümü ardında, İngiltere tahtını sarsacak bir savaş bırakır...
Bir zamanlar babasının kıymetlisi olan Mary, üvey kardeşi Elizabeth’in doğmasıyla gayrimeşru ilan edilir.Zamanla eski konumuna ulaşan Mary tahttaki yerini alır fakat ülkesini yönetme biçimi korku egemenliğine dönüşür...
Halkın gözdesi Elizabeth ülkesinde yeni bir sayfa açabilmek için kız kardeşinin gaddarlığına meydan okumalıdır...
"Kanlı Mary"nin egemenliği ve I. Elizabeth’le çetrefilli ilişkisinin harikulade anlatıldığı, tarih sayfalarındaki sıra dışı bir döneme hükmetmiş bir ailenin sürükleyici hikayesi…