Burhan Bozgeyik

Burhan BozgeyikMeşhurların Son Anları yazarı
Yazar
7.8/10
182 Kişi
825
Okunma
27
Beğeni
5bin
Görüntülenme

Burhan Bozgeyik Sözleri ve Alıntıları

Burhan Bozgeyik sözleri ve alıntılarını, Burhan Bozgeyik kitap alıntılarını, Burhan Bozgeyik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyayı zaptetmek istiyordu, sonunda bir sığınakta intihar etti...
Adolf Hitler
Ahmet Kaya
"Bu ülkeyi bölmek isteyen de, bölen de şerefsizdir, namerttir”, “Benim anamın başörtüsüne kimse dokunamaz”, "başörtüsünden niye gocunayım ki, bu benim de gerçeğim”
Reklam
Kurtuluş savaşında cephede şehid düşen Mehmetçiğin ceplerinden Kur'an sayfalarının çıktığı bir vakıadır.
Osmanlı padişahının kovduğu Yahudilere İngiltere kucak açacak ve işgal ettiği arazi üzerinde Yahudilere yer vererek, silah ve para ile desteklediği bu Yahudilerin Ortadoğu’dabir çıbanbaşı olması için bütün imkanlarını seferber edecekti.
"3. Dünya savaşının nasıl olacağını bilmiyorum,ama 4. Dünya savaşının taş ve sopalarla olacağını biliyorum." Einstein
Adam artık öldüğü için olabilir mi?
Türkeş'in sağlığında ona karşı en şiddetli tenkitte bulunan Marksist yazarlar ve onunla cebelleşen sol kulvardaki politikacılar, onun için "kendi yakınların kaybetmişçesine" methiyelerde bulunuyorlardı. Bütün bu tavırların kaynağı: kararlı bir kitleye sempatik gözükmek, yüzbinleri küstürmemek, dolayısıyla oy ve tiraj kaybetmemek miydi? Yoksa bu tavırlar bir samimiyetin ifadesi değilse, önceki yıllardaki tavırlar neyin nesiydi?
Sayfa 239 - Cihan yayınları Kasım 2008
Reklam
AHMED İBN-İ HANBEL:
“Âlimler hakikati söylemekten çekinirlerse, cahiller ne yapmaz? Âlimler Hakkı tesbit ve ilân vazifesini ifa edecektir?”
Bizi silah kuvvetiyle parçalayamayan düşmanlarımız, görüyorum ki, bizi fikir kuvvetiyle mahvedecekler.
Sayfa 127Kitabı okudu
"Yolculuk etmeyi seviyorum, ama varmaktan da nefrer ederim." Albert Einstein
Reklam
Kime saldırmış halen düşünceleri top10 adamın
Ne var ki, Aziz Nesin, vücudunu mükemmel bir şekilde yaratan, kâinattaki her zerreye Tevhid mührü- nü vuran Allahu Teâla'ya inanmıyordu. İslamın esaslarına inanmıyordu. İnanmayıştan ayrı olarak, inanmadığı değerlere âdeta harp ilan etmişti. Her vesileyle Müslüman halkın inancına saldırıyordu. Hele hayatının sonlarına doğru bu saldırılarının dozu daha da artmıştı.
Sayfa 216 - Cihan yayınları Kasım 2008
75 yaşında vefat eden Yaser Arafat ölümünden bir müddet önce devrin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a, "Benim gömülecek toprağım yok. Senin Türkiyen. devletin var" demişti. Bu bir hasretin ifadesiydi. Kendi topraklarının işgalden kurtulduğunu göremeden dünyaya veda etmişti.
Sayfa 275 - Cihan yayınları Kasım 2008
Böyle böyle alıştıralım...
Zaferin kazanıldığı ilk aylarda, başörtüsüne dokunulmadiğı ve ilk önce kadınların başının açık olmasının tepkilere yol açacağının göz önünde bulundurulduğu görülmektedir. Tiyatro sanatçısı Bedia Muvahhit, çeşitli çevre tarafından,”İlk defa sahneye çıkan Müslüman Türk kızı” olarak lanse edilmektedir. İşte bu sanatçı, ilk defa sahneye çıktığında, Atatürk tarafından alnından öpülerek tebrik edildiğini, ancak bundan sonraki oyunlarında sahneye başı açık çıkmamasını söylediğini anlatıyor. Yener Süsoy’un yaptığı sohbette Bedia Muvahhit şunları söylüyor: “İzmir dumanlar içinde, düşman daha yeni gitmiş.Yerler kül içinde. Bir tek Tayyare sineması var. Yıkık, harap bir halde orada atatürk’ün emriyle oynayacağız. Elim ayağım titriyor. Arkamdan birisi itti. O zamanın belediye reisi Şükrü Kaya. Kendimi sahnede buldum. Çok acemiyim. Acemi oyuncu sahnede ellerini nereye koyacağını bilemez zaten. Neyse bir gayretle oynadım. Sonunda, atatürk sahneye geldi. Beni alnımdan öptü. “Kızım tebrik ederim. Benim istediğimi yaptın. Sakın bırakma, devam et’ dedi. “Bundan sonra Manisa, Nazilli filan gezeceksiniz. Yalnız, sahneye başı açık çıkmayacaksın’’ diye devam etti.” Siz İzmir’de Başörtüsüyle mi Çıkmıştınız?” “Hayır. Ama atatürk, “İlk defa Türk kadını sahneye çıkıyor. Başınız açık olmasın’ dedi. ‘Ne yapalım Paşam’ dedim. Bana dönüp,‘Ne renk elbise giyiyorsan; o renkten bir türban sar başına dedi. ‘Böyle böyle alıştıralım’ dedi.” (Milliyet, 15 Mart 1987)
(Milliyet, 15 Mart 1987)Kitabı okudu
Ahmed ibn-i Hanbel
Dinin bir tek hükmünden tâviz vermemek için kırbaçlanmayı, zindanı göze aldı AHMED İBN-İ HANBEL Bizzat halife Mu'tasım'ın kabul edip yaymaya çalıştığı bir görüş, Mü'minleri kalbinden yaralamıştı. Koskoca Halife bunu nasıl söyleyebilirdi. Halife Me'mundan sonra Mu'tasım da, Kur'an-ı Kerim'in, mahlûk olduğuna inanmıştı. Üstelik Mu'tasım işi daha da ileri götürmüş ve ülkenin dört bir yanına şu haberi salıvermişti: "Bütün âlimler sorguya çekilecek, kim, 'Kur'an mahlûk değildir' derse, derhal başı kesilip Bağdat'a gönderilecektir." Bu bâtil fikre ilk karşı çıkan, İmam Ahmed İbn-i Hanbel olmuştu. Kur'an-ı Mahlûk, yani, Allah'ın kelâmı değil de, O'nun yarattığı bir varlık olduğu şeklindeki uydurulmuş iddiayı şiddetle reddetmiş ve: "Kur'an mahlûk değildir! Allah'ın sıfatları gibi O'ndandır ve O'nunladır!" demişti.
Sayfa 48
"Asıl mü'min hakkıyla hürdür. Sân-i âleme Abd ve hizmetkar olan, halka tezellüle tenezzül etmemek gerektir. Demek ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur. Ama hürriyet-i mutlaka (kayıtsız şartsız bir hürriyet) vahşet-i mutlakadır, bir hayvanlıktır. Bazı sefih ve lâubaliler hür yaşamak istemediklerinden nefs-i emmarenin esâret-i rezilesi altına girmek istiyorlar. Elhasıl şeriat dairesinden hariç olan hürriyet, ya istibdat ve esâret-i nefis veya vahşettir. Böyle lâubaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle ve sefâhatle hiç sahib-i vicdan bir ecnebiye kendilerini sevdiremezler ve benzetmeler. Zira, mesleksiz ve sefih sevilmez ve bir karıya yakışır istihsan ettiği (güzel gördüğü) libası erkek giyse müsteskil olur (maskara olur)."
Sayfa 40 - İlke yayıncılıkKitabı okudu
875 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.