Cahit Sıtkı Tarancı

Cahit Sıtkı TarancıOtuz Beş Yaş yazarı
Yazar
8.5/10
2.385 Kişi
12,9bin
Okunma
2.588
Beğeni
61,1bin
Görüntülenme

Hakkında

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önemli şairlerinden birisidir. En ünlü şiirleri "Yaş Otuz Beş" ve "Memleket İsterim"'dir. 4 Ekim 1910’da Diyarbakır’da dünyaya geldi. Babası, Diyarbakır'da ticaret ve ziraatle uğraşan köklü Pirinçcizadeler ailesinden  Bekir Sıtkı Bey; annesi, babasının amca kızı Arife Hanım'dır.  Ailesi, ona dedesinin ismi olan “Hüseyin Cahit” adını verdi. Akrabaları 1934'te Soyadı Kanunu ile “Pirinççioğlu” soyadını aldığı halde aynı yıl pirinç ekiminden çok zarara uğrayan babası Bekir Sıtkı Bey, bu duruma kızarak “çiftçi” anlamına gelen “Tarancı” soyadını almıştır.  Diyarbakır'da başladığı ilk eğitimin ardından aile geleneğinden ötürü orta öğrenim için Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi'ne gönderildi. Lise öğrenimi için 1927 yılında Galatasaray Lisesi'ne geçti. Fransızcayı çok iyi öğrenerek Baudelaire, Rimbaud, Mallarme'yi özümsedi. Şiir yazmaya lise yıllarında başladı. İlk şiirleri Galatasaray Lisesi’nin “Akademi” isimli dergisinde ve Servet-i Fünun dergisinde yayımlandı. Ömürboyu yakın dost olacak Ziya Osman ile 1928-1929 yılında okulda tanıştı. 1931’de girdiği Mülkiye Mektebi'nden ikinci senenin sonunda atılınca Yüksek Ticaret Okulu'na girdi ancak memuriyet sınavını kazanıp Sümerbank’ta çalışmaya başladıktan sonra bu okuldan da ayrılmak zorunda kaldı. “Ömrümde Sükût” adlı ilk şiir kitabı henüz Mülkiye Mektebi’nde iken yayımlandı. Çalıştığı pozisyonun Zonguldak, Karabük’e atanması üzerine Sümerbank’ta başladığı memuriyetten ayrıldı; çalışma hayatını öykülerini yayımlamakta olduğu Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü. Cumhuriyet Gazetesi sahipleri Nadir Nadi ile Doğan Nadi'nin desteği ile Üniversite yüksek öğrenimini tamamlamak üzere Paris'e gitti. 1938-1940 yılları arasında Sciences Politiques'e devam etti. Paris'te iken Paris Radyosu'nda Türkçe yayınlar spikerliği yaptı; bir yandan da gazeteye öyküler göndermeye devam etti. Paris’teki öğrenciliği sırasında Oktay Rıfat ile tanıştı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman uçakları 1940 yılında Paris’i bombalamaya başlayınca öğrenimini tamamlayamadı; bisiklet ile kaçarak Lyon ve Cenevre yoluyla Türkiye'ye geri döndü. 12 Mart 1941'de askerliğini yapmak için hazırlık kıtasına katılmış, nisan ayı sonlarına doğru Ankara Yedek Subay Okulu'nda altı aylık döneminin ardından 10 Kasım 1941'de piyade asteğmeni olarak Burhaniye II. Tabur 5. Kıta Bölük Komutanlığı emrinde kıta hizmetine başlamıştır. Ünlü “Haydi Abbas” şiiri, askerlik döneminin bir ürünüdür. O yıllarda ailesi artık İstanbul’a yerleşmişti; bir süre babasının Eminönü’deki ticarethanesinde çalıştı ancak içki sorunları yüzünden babası ile arası açılınca Ankara’ya gitti. Sırasıyla Anadolu Ajansı'nda, Toprak Mahsulleri Ofisi'nde ve Çalışma Bakanlığı'nda tercüman olarak çalıştı. “Otuz Beş Yaş” şiiri ile 1946'da CHP Şiir Ödülü'nde birincilik aldı ve yurt çapında tanınan bir şair oldu. Çalışma Bakanlığı'ndaki görevi sırasında tanıştığı Cavidan Tınaz ile 4 Temmuz 1951’de evlendi. Evlendikten sonra yazdığı şiirlerini “Düşten Güzel” adlı kitapta topladı. 1953 yılında geçirdiği bir krizden sonra felç oldu. Yatağa bağlı ve yarı bilinçli durumda olan şair; İstanbul ve Ankara’da çeşitli hastanelerde tedavi gördü; bir yıl kadar Diyarbakır’daki baba evinde bakıldı. Dönemin bakanı Samet Ağaoğlu'nun yardımıyla 6 Eylül 1956'da kardeşi Halit Tarancı refakatinde Viyana'da gönderilmiştir. Zatülcenp hastalığına yakalanarak 12 Ekim 1956’da Viyana'da vefat etti Cenazesi Ankara’da Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Arkadaşı Ziya Osman’a yazdığı mektuplar 1957’de “Ziya'ya Mektuplar” adıyla yayımlandı. Kitaplarına almadığı şiirlerle şiir çevirileri ve kendisi için yazılanlar “Sonrası” adlı kitapta toplanarak 1957’de yayımlandı. Ailesinin Diyarbakır’daki evi 1973 yılında "Cahit Sıtkı Müze Evi" olarak ziyarete açıldı. Öyküleri, “Cahit Sıtkı Tarancı Hikâyeciliği ve Hikâyeleri" adıyla Selahattin Önerli tarfından 1976'da kitaplaştı. Şairi anlatan kapsamlı bir araştırma, Prof. Dr. Ramazan Korkmaz tarafından 2002 yılında "İkaros’un Yeni Yüzü – Cahit Sıtkı" adıyla yayımlanmıştır. Edebi yaşamı Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Cahit Sıtkı’nın Fransız okullarında okumuş olmasının etkisiyle ilk şiirlerinde Fransız şairlerin üsluplarıyla benzerlikler görüldü. Kimileri 'Muhit' ve 'Servet-i Fünun/Uyanış' dergilerinde yayımlanan ilk şiirlerini 1933 yılında yayımlanan Ömrümde Sükut adlı kitapta topladı. Otuz Beş Yaş şiirinin, 1946’da, Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlediği, yarışmada birincilik kazanmasıyla ününü pekiştirdi ve Cumhuriyet Dönemi’nin önemli şairleri arasına girdi. Sanat için sanat ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Açık ve sade bir üslubu vardır. Çoğu gerçeğe bağlı olan mecazları, derin, karışık ve şaşırtıcı değildir. Uzak çağrışımlara ve hayal oyunlarına pek itibar etmemiştir. Zaman zaman bazı imaj ve sembollere başvurmuştur. Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep ölümün üstüne gitmiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur.
Tam adı:
Hüseyin Cahit Tarancı
Unvan:
Şair, Yazar
Doğum:
Diyarbakır, Türkiye, 4 Ekim 1910
Ölüm:
Viyana, Avusturya, 12 Ekim 1956

Okurlar

2.588 okur beğendi.
12,9bin okur okudu.
262 okur okuyor.
3.357 okur okuyacak.
117 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kar olmuşum yağıyorum, Kimse farkında değil.
Sayfa 108 - Can Yayınları ~~ Şubat SabahıKitabı okudu
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde kavrulup gidiyorum.
Desem ki..
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim Senden kopardım çiçeklerin en solmazını Toprakların en bereketlisini sende sürdüm Sende tattım yemişlerin cümlesini Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin. Desem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin bahçemde bahar Ve soframda en eski şarap Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme müsterih ol Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum..
Sayfa 139 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız. Ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz...
Kitap önerileri içeren bilinçlendirici okuma rehberleri
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️ İlk romanım
Kimlink
Kimlink
'i edinmek isterseniz:
Reklam
Diyarbakır..
youtube.com/watch?v=5uv-wOV... İstanbul çok güzel Nihal. Fakat içinde doğup büyüdüğümüz Diyarbakır daha güzeldir. Oranın topraklarında bize yakınlık var. Oranın taşları bize karşı hissiz değildir. Oranın havası ciğerlerimizi iftiharla şişirecek ne de olsa temiz, öz havamızdır. Oranın suları ancak bizim hararetimizi söndürebilir. O muhit içinde ancak biz varlığımızı gösterebiliriz. Ancak Diyarbakır denen yerde, yaşamanın ulviyetini kavrayabiliriz... Velhasıl şekerim, Diyarbakır’ı sevmek bir vazife ve hem de ihmal edilmeyecek mukaddes bir vazifedir.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
280 syf.
9/10 puan verdi
·
67 günde okudu
OTUZ BEŞ YAŞ - Dikkat spoiler içerebilir!
Doğup büyüdüğü evi bugün müze haline Cahit Sıtkı Tarancı bende yeri ayrı olan şairlerden biridir. Diyarbakır'a yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Şiirlerinde hayat, aşk doğa ölüm kavraarının boy gösterdiği bu kitabında derin bir hüzün buldum kendimce. Ayrıca çok akıcı idi hangi ara bitti anlamadım. Şiirin düz yazıdan farkı; az kelimeyle çok şey söylemektir. Bazı cümleler bilerek mi yarım bırakılmış onu anlamadım. Herhalde kalanını bizim düşünüp yorumlamamız için. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Otuz Beş Yaş
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,3bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Tarancı... Zor bir şair.. Şiirlerindeki sembolleri, atıfları bilmeden, altyapı olmadan okunamayacak şiirleri var. Tema aynı, bilirsiniz: Ölüm korkusu. Ayrıca, her şey zıttıyla kaimdir düşüncesinden yola çıkarak, ‘yaşama isteği’ de diyebiliriz. Temanın aynı olması, şiirlerinin sıkıcı olacağını düşündürebilir, hatta sırf bu iç karartıcılığı
Otuz Beş Yaş
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,3bin okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Otuz Beş Yaş şiiri ile yıllar öncesinden gönlümde yer edinmiş olan Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerini yeni okuma fırsatı buldum ve okurken kendimi bulduğum bir çok şiiri ile karşılaşmak, benim için hem düşündürücü hem de mısralarında kendimi bulmak büyük keyif oldu. Bazı şiirleri okurken kendimizden anlar bulabileceğimiz, hayata yönelik planlarımızı tekrardan gözden geçirmemizi sağlayacak değerli bir kitap.
Otuz Beş Yaş
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,3bin okunma