Carl Gustav Jung. (d. 26 Temmuz 1875 Kesswil, Thurgau, İsviçre. ö. 6 Haziran 1961 Küsnacht ZH, Zürih, İsviçre). İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan birisi.
Basel Üniversitesi'nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung İsviçreli bir papazın oğludur. 1895 yılında Basel'de tıp eğitimi almaya başladı ve 1900 yılında Eugen Bleuler'in asistanı olarak Burghölzli'de psikiyatrist olarak hizmet verdi. Doktorasını 1902 yılında tamamladı. Konu okült (gizli, görünmeyen) fenomenler (etkiler) ve onların Psikoloji ve Patolojiyle bağlantıları idi. Paris'te 6 ay Pierre Janet ile bilgilerini derinleştirdi. 1903 yılında Emma Rauschenbach ile evlendi. 36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Birliği'nin ilk başkanı oldu. Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung,Sigmund Freud'le beraber üzerinde çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır.
Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Gusta...
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Psikoloji okumayı seven herkes gibi benim de favorilerim; Alfred Adler, Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung. Dünyanın bu en iyi 3 psikoloğundan biri olan Freud ' in çalışmalarına baktığımız zaman toplumsal ve ikili ilişkilere yoğunlaştığını görürüz. Ama Jung, Freud' in aksine bireysel çalışmalar yapmıştır. Yani kişileri değil, kendini geliştirmenin
İlk önce duyularla hissedilmeyen hiçbir şey akılda yer almaz...
Rüyalar aslında zihin etkinliği değil de varlık çabasının bir işlevi midir? sorusu ile başlayarak girişte öncelikle şunu belirtmek istiyorum,
Jung'un rüyalar hakkındaki görüşleri metafiziksel ve dolayısıyla felsefi, hatta biraz da teolojik eğilimler göstermekte, yani bu kitapta
Kitapta inanılmaz yazım hataları var. Mesela "aynı" kelimesi her yerde "aym" olarak yazılmış. "Sonuçlarını" yerine "sonularım", "insanı" yerine "inşam" benzeri tonla hata ve bu bütün kitap boyunca böyle. Okurken "m" aslında "ın" karşlılık geldini öğreniyorsunuz artık. Bunu bir kenara bırakırsak kitap akıl ve ruh, akıl ve din, devlet ve birey, arkaik ile modern arasındaki insanın sorunlarını ele alıyor. Kelime tercihleri sade olmasına rağmen anlatıp üslübu pek öyle değil. Özellikle psikoloji alanında değilseniz(benim gib) bazı bölümlerde ne demek istemiş, yazar neyi savunuyor diye tekrar göz atmak zorunda kalabilirsiniz. Özet olarak kısa süre içerisinde okuyabileceğiniz insanın çelişkilerini tartışan kaliteli ama fazla derine girmeyen güzel bir kitap.