Ana baba sevgisi eşit dilimlere bölünebilen bir pasta değildir; bu pastayı kesmek çok zorlu olur. Pergel ve cetvel kullanılsa bile masanın çevresinde kıskançlığın alevlenmesine engel olunamaz!
Küçük bir çocuğa bedeninin bize ait olduğu duygusunu vermek ona saygısızlık etmek değil midir? Kapısını vurmadan odasına ya da duş yaptığı banyoya girmek? Önünde çıplak dolaşmak, sözler ya da hareketlerle ona büyüklerin cinselliğini “göstermek”? Çocukların korunmaya ihtiyacı vardır. Eğer yetişkinler bunu yapmazsa, çocuklar kendi kendilerini korumaya çalışır ve bunu ana babanın danışmaya gelmesine yol açan sağlıksız belirtiler göstererek yaparlar.
"Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şey sevemez. Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şey anlatamaz. Hiçbir şey anlamayan, değersizdir. Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever, farkına varır, görür. ... Bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa sevgi de o kadar büyük olur. ... Tüm yemişlerin böğürtlenlerle aynı zamanda olgunlaştığını düşleyen kişi, üzümlere ilişkin bir şey bilmiyor demektir."
Anne/baba ve çocuk davranışları farklı durumlar üzerinden örneklendirilerek ebeveynlere kendilerine dışardan bakma fırsatı sunulmuş. Bu kitap tavsiye üzerine kurulu çocuk psikolojisi kitaplarından ayrılıyor; kitapta tavsiyeler yok, durum örneklemeleri var. Freud’un tavsiye isteyen bir anneye söylediği “Ne isterseniz yapın, nasıl olsa kötü olacak.” cümlesi ile de ilişkilendirilerek tavsiye kitabı olmadığı belirtiliyor. Özellikle annelerin kendilerine değer katma amacıyla çocuklarından yararlanma isteğinin olabileceği vurgusu çok yerinde bir tespit. “O parlasın ki ben de onunla birlikte parlayayım” düşüncesi ile anneler çocuklarını nesne yerine koyabiliyor. Bunu fark eden çocukların da nesne olmaktan çıkmak için olumsuz davranış kalıpları geliştirebileceğine hatta annenin nesnesi olmamak için cezayı bile yeğleyebileceğine değiliniyor; eğitimci olarak bu duruma çok defa şahit olabiliyorum. Bu bağlamda yol gösterici bir kılavuz olarak değil fakat farkındalık ve kendi davranış kalıplarını sorgulamak için ebeveynlerin kitabı okuması faydalı olabilir.
“ Bir çocuğun her aklına eseni yapmasını yasaklamak, ileride yetişkin olduğunda ona özgür olma fırsatını vermektir.”
Modern zamanlarda çocuk yetiştirmenin doğru bir reçetesi yok aslında. Çocuğa yetişkin gibi her şeyi açıklamanın yanlış olduğu ve yapabilecekleri ile yapamayacaklarının sınırının çizilmesi gerektiğinden bahsediyor psikanalist Catherine Mathelin bu kitapta, örnek senaryolar üzerinden anne babalara tavsiyelerde bulunuyor. Şimdiki nesilde her şeyi mükemmel yapmak isteyen aileler çocuk yetiştirme konusunda da hayli hassas davrandıkları için uzmanlardan duydukları veya kitaplardan okudukları her şeyi uygulamaya çalışıyorlar; belki bunlara gerek yok ve bazen içgüdüsel davranıp çocukla iletişim becerilerimizi arttırmak gerekiyor sadece. Boşanma sürecinde çocuklara nasıl açıklanacağı ile ilgili, okulda davranış problemi yaşadıklarında, üvey anne babaya asi davrandıklarında, evden kaçtıklarında veya altlarını ıslattıklarında yapılması gereken tek bir doğru yok, kişiden kişiye durumdan duruma değişen bu süreci deneyimlerken doğru ile yanlışı tanımlamak Freud’dan ziyade anne- babanın elinde. Bakış açınızı geliştirmek adına eğitimcilere ve anne baba adaylarına okumalarını tavsiye edebilirim.
Özellikle gidip alınacak bir kitap değil. Elinize geçerse ve de boş zamanınız varsa okuyun. Ortalama bir kitap. Fikir olarak kendime yakın bulduğum için okumaya devam ettim. Ama aydınlanma yaşadım da diyemem.