Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cemaleddin Server Revnakoğlu

Cemaleddin Server RevnakoğluErzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetnamesi yazarı
Yazar
6.8/10
5 Kişi
23
Okunma
4
Beğeni
1.470
Görüntülenme

Hakkında

27 Mart 1909’da İstanbul’da doğdu. Posta Telgraf Merkez Muhabere müdürlerinden Server Emin Bey’in (Üstünbaş) oğludur. İstanbul’un en eski muhtarlarından olması dolayısıyla “şeyhü’l-muhtârân” lakabıyla tanınan babası Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ileri gelenlerindendi. Sarayda yetiştiğinden “saraylı sultan”, bazı garip davranışları yüzünden “deli sultan” diye anılan annesi Çerkez asıllı Şerife Revnak Hanım, II. Abdülhamid döneminde sarayın hazinedar ustası idi. Cemalettin Server, Fethiye semtindeki Çandarlı Kara Halil Paşa Numune Mektebi’ni bitirince (1924) Galatasaray Lisesi’ne girdi. Burada Halit Fahri (Ozansoy), Hasan Âli (Yücel), Refet Avni, Fazıl Ahmet (Aykaç) ve İsmail Habip’in (Sevük) öğrencisi oldu. Bir süre sonra okuldan ayrılıp kendi kendini yetiştirmeye çalıştı. Çocuk yaşlarından itibaren İsmail Saib (Sencer), İsmail Fenni (Ertuğrul), Elmalılı Muhammed Hamdi, Ömer Nasuhi (Bilmen), Ziyâ Şükûn, M. Şerefettin (Yaltkaya), Kilisli Rifat (Bilge), Ömer Ferit (Kam), Hüseyin Kâzım Kadri, Ahmet Remzi Dede (Akyürek), Tâhirülmevlevî, Hamâmîzâde Mehmed İhsan, İsmail Fethi (İsfendiyaroğlu), Hakkı Tarık (Us) ve Rıfkı Melûl (Meriç) gibi devrin önde gelen şahsiyetleriyle tanışıp kendilerinden istifade etti. Çalışma hayatına gazetecilikle başlayan Cemalettin Server’in, Shakespeare’in “Othello” oyununu Türk sahnesinde ilk defa oynayan “Othello Kâmil Rıza”nın sanatından söz ettiği ilk yazısı 1929’da Milliyet gazetesinde yayımlandı. Bu yıllarda tiyatroyla ilgilenen Cemalettin ünlü aktör Naşid ile birlikte “Aynaroz Kadısı”nda sahneye çıktı. Eski Türk temaşa sanatları ve tiyatro tarihiyle ilgili birçok yazı kaleme aldı. Halkevlerinin sahnelediği oyunlarda fahrî rejisörlük yaptı. Gençlik yıllarından itibaren tasavvuf, tekke ve tarikatlar konusuna büyük ilgi duyan Cemalettin Server, Türk Tarih Kurumu adına 1942’de İstanbul tekkelerinin hazîrelerini dolaşmaya başladı. 1952’de İstanbul Vilâyeti Merkadler Komisyonu üyeliğine seçildi. Bunun yanında İstanbul Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nde eski eserler, tarihî arşiv ve kitâbeler uzmanı olarak çalıştı. Görevi dolayısıyla yüzlerce kitâbe derledi; bunlardan geniş bir arşiv oluşturdu. Çalışmaları sırasında Hamâmîzâde Mehmed İhsan ile Türk ve İslâm Eserleri Müzesi Müdürü Abdülkadir Erdoğan, Rıfkı Melûl Meriç, Eczacı Halit Bey ve Şinasi Akbatu’dan yardım gördü. İstanbul Fetih Derneği üyeliğinde bulunan Revnakoğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nde ilmî müşavirlik yaptı. 23 Eylül 1968’de vefat etti ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi. Uzun saçları ve çok ağdalı konuşmasıyla tanınan Revnakoğlu’nun tarikat eşyaları ve kitaplarla dolu olan evi hiç evlenmediği ve vârisi olmadığından ölümünden sonra haraç mezat satılmış, tekkeler, tarikat âdâb ve erkânına dair belgelerle şehir tarihiyle ilgili belgelerden oluşan arşivi Abdülbaki Gölpınarlı ve Halil Can’ın gayretiyle Divan Edebiyatı Müzesi (Galata Mevlevîhânesi Müzesi) koleksiyonuna kazandırılmıştır. Dergâhlar, fermanlar, şeyhler, mezarlıklar, camiler, fütüvvetnâmeler, şairler, takvimler, edebî notlar, çeşitli şiirler ve fotoğraflardan meydana gelen arşivinde A bölümünde elli sekiz, B bölümünde 255 dosya bulunmaktadır. Tarikatlar ve tekkeler başta olmak üzere çeşitli konularda gazete ve dergilerde çok sayıda makale yayımlamış, bazı yazılarında Şeyh Cemâlullah ve Revnakullah takma adını kullanmıştır. Aynı zamanda bir şehir tarihçisi olan Revnakoğlu oldukça ileri bir yaşta askerlik görevini yaptığı Erzurum’a özel bir sevgi duymuş, Hür Söz, Yeni Doğu gazetelerinde, Erzurum Halkevi ve Tarih Yolunda Erzurum adlı dergilerde şehrin tarihi, sosyal hayatı ve folkloru üzerine “Erzumiyatçı” imzasıyla makaleler yazmıştır. İstanbul tarihiyle ilgili yazıları Tarih Yollarında, İstanbul ve İstanbul Belediye Mecmuası’nda yayımlanmış, Belediye Mecmuası’ndaki yazıları Türkiye Turing Otomobil Kurumu’nun çıkardığı Belleten dergisinde toplu halde ayrıca basılmıştır (İstanbul 1963, sy. 256-257). Eserleri. 1. Yemen İllerinde Veysel Karanî (İstanbul 1959). Şeyh Cemâlullah imzasıyla yayımlanmıştır. 2. Erzurumlu İbrâhim Hakkı ve Ma‘rifetnâmesi (İstanbul 1961). 3. Eski Sosyal Hayatımızda Tasavvuf ve Tarikat Kültürü (İstanbul 2003). Çeşitli dergilerde çıkan yazılarından derlenen eser dokuz bölümden meydana gelmektedir. Kitabın ilk bölümünü, Revnakoğlu’nun aylık dergi olarak yayımlamayı planlayıp ancak iki sayı (Haziran-Temmuz 1966) çıkarabildiği Türk-İslâm Aleminde Tarikatlar Tarihi adlı çalışması oluşturur. Revnakoğlu’nun Servet-i Fünûn, Uyanış, Yenigün, Yeni Sabah, Haber, Kurun, Son Dakika, Son Telgraf gazeteleriyle Galatasaray, İstanbul Belediye Mecmuası, Aylık Ansiklopedi, Tarih-Coğrafya Dünyası, Din-Tarih Dünyası, İslâm Mecmuası, Kızılay, Yeşilay, Tarih Yıllığı, Basın Yıllığı, Tarih Konuşuyor gibi süreli yayınlarda çok sayıda makalesi çıkmıştır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 27 Mart 1909
Ölüm:
23 Eylül 1968

Okurlar

4 okur beğendi.
23 okur okudu.
4 okur okuyor.
21 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"İnsana ateşe yaklaşır gibi yaklaş. Ne çok yakın ol ne çok uzak."
Hace-i Kainat Efendimiz'e ( s.a.v.) sormuşlar: "Din nedir?" "Huy güzelliğidir." "Ondan sonra nedir?" "Huy güzelliğidir." "Daha sonra nedir?" "Huy güzelliğidir" buyrulmuş...
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Hak şerleri hayr eyler, Zannetme ki gayr eyler, Arif anı seyr eyler, Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler.
Dila terket bu zindanı, bu mihnethanedir fani, Bul ol gülzarü eyvanı ki ferşi, asuman olmuş.
Sayfa 219Kitabı okudu
Görüp tenhalığı kabr içine nefret kılma ölmekten Tariki ünsü tut kim, her avuç toprak bir ademdir...
Sayfa 228Kitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
344 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Çok berrak bir su düşünün o kadar temiz ki elinizi uzattığınızda dibine ulaşacakmış gibi... Elinizi sokarsınız suya ulaşmasınız.daha sonra dibine ulaşmak için girersiniz suya bir bakarsınız o dibini görebildiğiniz su aslında ucu bucağı olmayan bir okyanus.. İslam da böyle bizim bildiğimiz bir avuç su iken İslam bir okyanus ,bir dünya ,bir kainat Okuyalım Allahı bilmek için nefsin ve gazabın cenaze namazlarını kılalım.. "Mümkün olmazsa bir mürşid bulmak Sana yetişir şimdi kitap bir mürşid olarak"
Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetnamesi
Erzurumlu İbrahim Hakkı ve MarifetnamesiCemaleddin Server Revnakoğlu · İlk Harf Yayınları · 201113 okunma
344 syf.
1/10 puan verdi
İbrahim Hakkı, ilim adamı olarak dikkatimi çeken bir hocadır. Mezarı Siirt'in Aydınlar İlçesi'ndedir. Hocayı ilginç yapan türbesidir. Astronomi dalında uzmanlaşmış olan bir talebesi tarafından yapılan türbenin dünyada bir eşi yoktur. Türbenin tepesinde bir ayna (mercekde olabilir) vardır. O aynayı gören 3-5 km uzakta batıda bir tepenin üzerinde bir kule vardır. Kulenin üzerinde başka bir ayna vardır. Bu aynayı gören doğuda başka bir tepenin üzerinde bir duvar ve duvarın ortasında da bir pencere vardır... Senede sadece bir gün, Hocanın doğum gününde, doğan güneş; pencereden kuledeki aynaya, oradan da türbedeki aynaya yansımakta ve oradan da lahiti aydınlatmaktadır... Başka bir gün, güneş lahiti aydınlatmamaktadır. İnsanda hayranlık uyandıran bu düzeneğin etkisiyle bu kitabı okumak istemiştim. Maalesef aradığımı bulamadım. Kitap bende hayal kırıklığına sebep oldu.
Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetnamesi
Erzurumlu İbrahim Hakkı ve MarifetnamesiCemaleddin Server Revnakoğlu · İlk Harf Yayınları · 201113 okunma