Christopher Hitchens

Christopher HitchensDört Atlı yazarı
Yazar
8.3/10
38 Kişi
139
Okunma
21
Beğeni
2.321
Görüntülenme

En Yeni Christopher Hitchens Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Christopher Hitchens sözleri ve alıntılarını, en yeni Christopher Hitchens kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hristiyanlıkta veya Yahudilikte İslam'a hiçbir itibar atfedilmez fakat İslam'da diğer dinlere bir miktar itibar atfedilir. Yahudiliğin tüm kısımlarını kabul ederler. İbrahim'i ve oğlunu kurban etmeye olan istekliliğini severler. Tüm bunları severler. Kesinlikle Bakire Doğuma itibar ederler, Hristiyanlığın en saçma kısımlarına. Tüm bunların çok iyi olduğunu düşünürler. "Katılmak isterlerse herkese kapımız açık fakat son söz bizde söylenmiştir." Bu ölümcül. Ve bence varlığınız bu vaazla uyumsuz.
Sayfa 151Kitabı okudu
İslam, tek tanrıcılığın üçüncüsü olarak gelip diyor ki: "Bundan sonra başka hiçbir şeye gerek yok. Bu sonuncusu. Daha önce de Tanrı'dan sözler gelmişti; bunu kabul ediyoruz. Tek olduğumuzu iddia etmiyoruz fakat son olduğumuz iddia ediyoruz. Bu noktada başka hiçbir ek çalışmaya gerek yok." Bu dünyamızdaki en kötü şey. Dünyamızda muhakkak ki Bir insana söyleyebileceği en kötü şey şu: "Daha fazla hiçbir araştırmaya gerek yok. Bilmeniz gereken her şeyi zaten biliyorsunuz. Geriye kalan her şey ayrıntı." Bu en tehlikeli şey ve bu şey İslam'ın yaptığı ve diğerlerinin onunla aynı şekilde yapmadığı bir şey.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Konu ister astroloji, ister din, isterse ve diğer herhangi bir şey olsun, insanların kendilerini ilgilendiren şeyler üzerine şüpheci biçimi düşündükleri ve kanıtlara baktıkları bir dünyada yaşamak isterim. Astroloji zararlı olduğundan değil; muhtemelen zararlı değil tahminimce. Fakat bazı şeylere kanıt olmadan inandığınız için onlara inanmanın doğru olduğunu düşünerek dünyaya bakarsanız, çok fazla şeyi kaçırırsınız. Bir dünyada yaşayıp neden dünyada yaşadığınızı anlama o kadar güzel bir deneyim ki, dünyayı neyin gökyüzünde tuttuğunu anlamak, gerçek yıldızlar hakkında bilgi edinmek, gök bilimi hakkında bilgi sahibi olmak; bunlar astrolojinin, yani Yıldız falcılığının adiliğine düşürüldüğünde fakirleşecek şeyler. Ve bence aynısını din içinde söyleyebilirsiniz. Evren görkemli, güzel ve muhteşem bir yer ve cinlere, doğaüstü yaratıcılara ve doğaüstü müdahecilere inanmak küçültücü, dar bakış açılı ve alçaltıcı bir şey.
Sayfa 146Kitabı okudu
Yaptığım bir konuşmada bu durum kafamda tam yerine oturmuştu. Bir fizikçi konuşmanın sonunda bana geldi ve yanında bir Hristiyan olan bir öğrencisini de getirdiğini, onu konuşmanım yüzünden oldukça sarsıldığını söyledi. Ve sonrasında öğrencinin bana açıkladığı tek şey, bunun inancına açık bir şekilde meydan okunduğu ilk olay olduğuydu. Bu yüzden, bir bilimci haline gelmek için gerekli eğitim programının başından sonuna kadar inancınıza hiçbir itirazla karşılaşmadan geçebileceğinizi (çünkü bunu yapmak tabudur) söylemek burada açıkça gözüktüğü gibi doğrudur. Ve şimdi Müslüman dünyasında nükleer bomba yapabilme yeteneğine sahip olmalarına rağmen hala Cennete gitmenin ve size orada yetmiş iki bakire verilmesinin mümkün olduğunu düşünen mühendislerimiz var elimizde. Ve Francis Collins gibi insanlarımız var. Pazar günü çiyle kaplı çiy üzerinde diz çöküp kendini İsa'ya verebileceğini, çünkü donmuş bir çağlayan huzurunda olduğunu ve Pazartesi de hiçbir şey yaşamamış gibi bir fiziksel genetikçi olmaya devam edebileceğini düşünen insanlar yani.
Sayfa 131Kitabı okudu
Eğer İncil sihirli bir kitap değilse, Hristiyanlık buhar olup yok olur. Diğer dinlerin kitapları da aynı şekilde. Ve kitaplara bakıp şunları kendinize sorduğunuzda hayır demek zorunda kalırsınız: "Bu yazanların her şeyi bilen bir varlığın eseri olduğuna dair en ufak bir kanıt kırıntısı var mı burada? Zamanının en ileri teknolojisinin el arabası olduğu bir dönemde yaşayan birisi tarafından söylenmiş olamayacak tek bir cümle bulunuyor mu bu yazanlar arasında?" Eğer İncil'de DNA ve elektrik ve bizi büyüleyen diğer şeylere dair herhangi bir ifade geçiyor olsaydı tamamdı. Çenelerimiz düşer ve bu bilginin kaynağı hakkında anlamlı sohbetler yapmamız gerekirdi.
Sayfa 117Kitabı okudu
Görüşünü gerçekten savunamayacaksan, maalesef yeni bir görüş de öne süremezsin. İnanç kartını oynamana izin vermeyeceğiz. Şimdi, eğer kutsal kitabını söylediklerini bizim takdir edebileceğimiz ifadelerle savunmak istiyorsan, çok güzel. Fakat bir şey sırf kutsal kitapta yazıyor diye inandırıcı olmak zorunda değildir. Ve eğer aksini düşünüyorsan, ilk olarak bu çok kibirli bir hareket. Bu zorbaca bir hamle ve biz bunu kabul etmeyeceğiz. Ve bu hamle rakip dinlerden geldiğinde onlar da kabul etmezler.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Bir keresinde bir halk toplantısında bana şöyle sorulmuştu: "Kuantum teorisinin gizemliliğinin tıpkı üçlemenin veya aşai rabbani ayininin gizemi gibi olduğunu düşünmüyor musunuz?" Ve cevap elbette Richard Feynman'dan iki alıntı yapılarak verilebilir. Richard Feynman'ın söylediklerinden biri şuydu: "Eğer kuantum teorisini anladığınızı düşünüyorsanız, onu anlamamışsınızdır." Teorinin son derece esrarengiz olduğunu kabul ediyordu. Diğer söylediyse, kuantum teorisinde öne sürülen tahminlerin, deneylerle, Kuzey Amerika'nın genişliğinin bir insan saçı hassasiyetinde tahmin etmeye eşdeğer bir kesinlikle doğrulandığıydı. Ve böylelikle kuantum teorisi kesin doğruluktaki kestirimlerle muazzam miktarda desteklenir, Kopenhag yorumunun, esrarengizliğini anlamıyor bile olsanız bu değişmez. Gel gelelim Üçleme gizemi, bırakın doğru bir kestirim yapmayı, bir kestirim yapmaz bile.
Sayfa 105Kitabı okudu
Hiçbir dindar insan bugüne kadar Einstein'ın söylediği şu şeyi söyleyememiştir: "Eğer haklıysam, aşağıda belirttiğim fenomen bir güneş tutulması sırasında Afrika'nın Batı Kıyısında gerçekleşecektir." Ve gerçekleşti de, çok ufak bir ayrıntı farkıyla. Bunun gibi haklı çıkmış tek bir kehanet bile olmamıştır şimdiye kadar inanç dünyasında. Veya itibarını ve bir bakıma yaşamını bu fikrin gerçekleşeceği üzerine yatırmaya istekli birisi de.
Sayfa 104Kitabı okudu
Akademik ilahiyatçılar, piskoposlar ve bölge papazları bize kutsal kitaplarda yazanları düz anlamlarıyla aldığımız için saldıracaklar: "Elbette Yaradılış Kitabı'nda yazılanlara kelimesi kelimesine inanmıyoruz!" diyorlar. Ancak Adem'le Havva'nın yaptıkları üzerine vaaz veriyorlar tam şu an, sanki Adem'le Havva gerçekten var olmuş gibi; sanki kendilerini ve azıcık kültüre sahip herhangi birisinin kurgu olduğunu bildiği şeyler hakkında konuşmaya bir şekilde yetkileri varmış gibi. Ve yine cemaatlerine, yani koyunlarına, Adem ve Havva onlar sanki gerçekten var olmuş gibi konuşacaklar, sanki gerçek kişilermiş gibi. Ve bu cemaatlerdeki muazzam sayılı insan gerçekten de onların var olduğunu düşünür.
"Bugüne kadar hayatını boşa harcamış olduğunu anlıyor musun? Tüm gayretini ve tüm varlığını sadece bir mit olan şeyin yüceltilmesine adamış olduğunu fark ediyor musun?" Şöyle bile söylesek "Yaşamını bunun için belki de boşa harcamış olabileceğin ihtimalini hiç düşündün mü?" Bunu incitmeyen bir tarzda ifade etmenin hiçbir yolu yok. Fakat söylemek zorundayız gerçekten, çünkü bunu gerçekten de ve kesinlikle düşünmeliler. Bu bizim kendi hayatımızla ne yaptığımızı düşünmemizle aynı.
Reklam
Fizik görüşleri çürütüldüğünde veya aksi iddia edildiğinde fizikçiler bunu kendilerine saygısızlık olarak görmezler. Mantıklı zihinlerin dünyada neyin doğru olduğunu gerçekten anlamaya çalışırken işleyiş şekilleri kesinlikle böyle değildir. Dinler gerçekliği temsil ediyormuş pozu takınırlar ancak iddia ettikleri fikirler sorgulandığında ortada şu hırçın, ilkel ve nihayetinde tehlikeli tepki vardır.
Dinin mantıklı eleştirinin saldırısından resmi bir çeşit yolla korunmasıyla hepimizin karşılaştığını düşünüyorum, hatta bazen laik arkadaşlarımızın ve ateist arkadaşlarımızın bile bunu yaptığını keşfediyoruz. Bu durum insanları kendi boş inançlarıyla baş başa bırakıyor. Yani "rezil bir durum olsa ve zarar verse bile, ona sakın çok yakından bakmayın."
Ateist dünya görüşünün entelektüel cesaret gerektirdiğini söylerken kastettiğim şey bu. Ahlaki cesaret de gerektirir. Bir ateist olarak, hayali arkadaşınızı terk etmiş olursunuz. Göksel bir baba figürünün sizi belalardan kurtarması şeklindeki rahatlatıcı destekten vazgeçmişsinizdir. Ölecek ve ölmüş sevdiklerinizi bir daha asla göremeyeceksinizdir. Size ne yapmanızı söyleyebilecek hiçbir kutsal kitap yok, neyin doğru olduğunu neyin yanlış olduğunu söyleyecek sihirli bir kitap yok. Entelektüel bir yetişkinsiniz. Hayatı cesaretle karşılamalısınız, ahlaki kararlarınızı cesaretle vermelisiniz. Fakst bu yetişkin cesaretinde asalet vardır. Dik duracak ve gerçekliğin keskin rüzgarıyla yüzleşeceksiniz. Eşlikçileriniz var: sizi saran sıcak insan engeli ve bir kültür mirası var. Bu miras sadece bilimsel bilgi ve uygulamalı bilimlerin getirdiği maddi rahatlatıcılar üzerine değil, sanat, müzik, kanunlar ve ahlak üzerine yapılan güzel konuşmalar üzerine de temellendirilmiştir. Ahlak ve yaşam standartları akıllı tasarımı oluşturulabilir; hayali varlıkların aksine gerçekten de var olan, gerçek, yaşayan insanların yaptığı tasarımla. Ateistler gerçeği olduğu gibi kabul etme cesaretine sahiptir; muhteşem ve şaşırtıcı biçimleri açıklanılabilir gerçeği kabul etmek cesaretini. Bir ateist olarak, sahip olacağınız tek hayatı dolu dolu yaşamak için ahlaki cesaretiniz var: gerçeklikte dolu dolu yaşayacak, onun için de eğlenecek ve sonunda onu bulduğunuzdan daha iyi bırakmak için elinizden gelen en iyisini yapacak cesaretiniz var.
Bilim bildiğimiz şeylerin muazzam hacmini ve detayını, alçak gönüllülük içinde bilmediğimizi ilan ettiği şeylerle birleştirir. Din, utanç verici bir zıtlık olarak, hem bilgimize harfi harfine sıfır katkıda bulunmuş, hem de muazzam büyüklükteki küstahça güveniyle doğru olduğunu iddia ettiği şeyleri basitçe uydurmuştur. Fakat dinle ateizmin arasındaki zıtlıkla alakalı daha az bariz bir nokta olduğunu göstermek istiyorum. Ateist dünya görüşünün hakkı verilmemiş bir entelektüel cesaret olduğunu tartışmak istiyorum.
Küstahlık haklı nedeni olmayan gururdur. Gurur haklı bir nedene dayandırılabilir ve bilim bu nedenleri fazlasıyla sağlar. Beethoven da öyle, Shakespeare, Michelangelo ve Christopher Wren de. Hawaii'deki, Kanarya Adalarında bulunan devasa teleskopu inşa eden mühendisler de öyle. Devasa radyo teleskoplarını ve güney yarım küreyi gözleyen çok büyük teleskop dizilerini inşa edenler de. Veya yörüngede dolaşan Hubble uzay teleskobunu inşa edenler veya onu uzaya gönderen uzay gemisini yapanlar da. Yerim derinliklerinde, CERN'de gerçekleştirilmiş mühendislik başarıları ve devasa boyutları son derece ufak ölçüm toleranslarıyla birleştirmeler, bana orası gezdirilirken gerçek anlamıyla gözlerimden yaşlar akıttı.
645 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.