Öncelikle kitap arka kapak tanıtımında olduğu gibi gözyaşları içinde filan okutmuyor kendini, aksine yüzümde bir tebessümle okudum. Başlarda basit bir kitap okuduğum düşüncesine sahiptim, ama sayfalar ilerledikçe kitabı elimden bırakamaz oldum. Ana bir konu etrafında giden kitapta, yan olaylar da beni tatmin edecek kadar mevcuttu. Hatta ana hikâye çözüme kavuştuktan sonra, bir de şöyle bir detay vardı, o ne acaba diye düşünürken buldum kendimi. Bu arada yüzümde tebessümle okudum dedim de sürekli değil elbet, burukluk hissedip üzüldüğüm kısımlar da oldu. Kitabı sevmiş ve zevkle okumuştum. Tavsiye ederim. Herkese iyi okumalar...
#SPOILER ICERIR
Kitap annesi tarafidan küçük yaşta terkedilen Abilene Tucker adındaki 12 yaşında bir kızın, babası Gideon tarafından onun eskiden yaşadığı kasabaya eski bir arkadaşına göndermesi ile başlıyor. Abilene kasabaya gittiğinde Shady'nin evinde kalıyor. Kasabada babasınin geçmiş yaşantısına ait birşeyler bulamayi umut ederken odasının tahta zeminin altına gizlenmiş kutu içinde mektuplar bulur. Kasabada tanıştığı Lettie ve Ruthanne ile bu mektupları çözmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda da bir kahin olan Bayan Sadie'den mektupların sahibi Jinx ve Ned'in hayat hikayesini anlatiyor. Bayan Sadie, Abilenne'ye olayları anlatırken biz 1918 ile 1936 tarihine gidiyoruz.
Kitap tarihi kurgu şeklinde. Kitabın iki tarihli oluşunu sevdim bi bayan Shady'nin anlattığı dönem bi de Abilene'nin yaşadığı dönem. Kitap da gazetedeki köşelerinden, reklamında sayfalar bulundurmasi güzel espiri katmis. Kitabın ismi babamı beklerken olması klasik baba kız dramı sanmayın, kitap bi otuz sayfa sonra akıcı olmaya ve merak uyandırmaya başladı. Ned ile Jinx arasındaki dostluk çok güzeldi. Genel olarak detaylı ,olay kurgusu bol olan akıcı bi romandı.
Güzel bir kitap sitesinin(@okuoku1 )kampanyası sonucu aldığım bir kitap. Kitabı okumadan önce sosyal kitap paylaşımlarındaki yorumlara bakarım her zaman, hele de ilk kez okuyacağım bir yazarın kitabı ise. Nitekim bu kitap ile ilgili okuduğum yorumlar biraz hevesimi kırdı isteksiz okumaya başladım. Ancak hiç de okunması zor bir kitap olmadığını, aksine akıcı ve merak uyandıran anlatımıyla ilgimi çekti. 12 yaşında babası tarafından bir kasabaya gönderilen Abilene, kasabada yaşadıkça babasının geçmişine ait gizemli ve heyecan dolu maceraların hikayelerini adeta yaşarcasına dinler ve öğrenir. Kasabalılar onu tıpkı zamanında babasını nasıl sahiplendilerse, Abilene 'ı de memnuniyetle oldular. Hiç de pişman olmadım, iyi ki okumuşum