Askeriyede yüzbaşıyken yaralanan ve bu nedenle küçük bir memurluk görevine getirilen bir babanın kızı olarak doğan Gabrielle Sidonie Colette, Burgundian kasabasında, Saint-Sauveur-en Puisaye'de doğdu. Çocukluk ve genç kızlık yıllarını taşrada geçirdi. 20 yaşına geldiğinde kendisinden 15 yaş büyük olan yazar ve eleştirmen Henri Gauthier-Villars ile evlendi. Bir süre serbest yazar olarak çeşitli dergilere yazılar gönderen Colette, Belçika Akademisi ile Acaremie Goncourt üyesi oldu.
1906 yılına gelindiğinde Gabrielle Sidonie Colette, dul bir kadındı. Paris müzikollerine ve Moulin Rouge'a girdi. Başarısız bir yazar olan ilk kocası Henri Gauthier-Villars yönetiminde özyaşamsal çizgiler taşıyan ve çok sevilen "Claudine" romanlarını kaleme almaya başladı. 1900'lü yılların başında "Claudine Okulda", "Claudine Paris'te", "Claudine Evli", "Claudine Gidiyor" adlı kitapları çıkardı. Sözü edilen bu kitaplarda yaşamı tanımaya çalışan akıllı bir kadının çocukluğunu, gençliğini ve evliliğini anlatır. Dört kitabında ortak kahramanı olan Claudine'ın, özgürlüğünü kazanmaya çabaları burjuva toplumu fazla irdelemeden erotik bir sonla noktalanır. Yazdıklarıyla kendi yaşamını temel olarak ortaya koyan Gabrielle Sidonie Colette, gerek "Claudine'ın Evi" gerekse "Sido" adlı romanlarında kendi çocukluğunu, yaşadığı memleketin özelliklerini ve annesini anlatır.
Yapıtlarında Paris müzikhol dünyasını da sık sık irdeleyen yazar, bu çevreyi olabildiğince açık bir dille konu etmekle birlikte toplumsal-eleştirel derinlik kazandıramaz. Genç bir teğmene duyduğu aşk nedeniyle kendi kişiliğini bulan revü şarkıcısı "Mitsou" ve zengin bir hayat kadını olan annesinin bir arkadaşıyla dostluk kuran üçkağıtçı "Cheri"nin yaşamını anlattığı romanlar, yazarın olaylar karşısındaki yüzeysel değerlendirmelerine ışık tutacak niteliktedir.
"Yeşil Başaklar" ve "Kediler" adlı romanlarında ise aşk ilişkilerini, özellikle de kadınların duygu dünyasını çevre ve yaşam koşulları içinde ince bir duyarlılıkla ele alan yazar 1954'te Paris'te yaşamını yitirmiştir.
“Yaşama dair ne gösteri varsa, hayatım boyunca en çok çiçek açmalara merak saldım… Her sabah uyandığımda dünya bana yepyeni gelir, çiçek açmaktan yalnızca ölmek için vazgeçeceğim."
Alain evinde, kedisini rahat ettimek istiyordu. Saha'yı hiçbir zaman yirmi beş metrekarelik bir alana tutsak durumda sıkışmış, günün her saatinde ortalıkta dolaşırken ve kedice düşüncelerine dalmak, gölgede yalnız kalma hevesini dindirmek için, oturma odasına gelişigüzel serpiştirilmiş dev koltukların altına, minnacık Hole ya da aynayla gizlenmiş
Avareliğinde kaybolduğum bi' başkarakter oldu Renée; tüm yaşayışında geçmişin acısını mağrur, gururlu, samimice taşıyan ve derin bi' bağımsızlık, özgürlük fikriyle devinen.
Renée'nin aşkının ardında koskoca bi' anılar sandığı var. Bu sandıksa hüzün ve acıyla dolu. Tüm yeniliklere atılan ilk adım önce tek çünküsü unutamayış olan bu "anılar
Colette, 28 Ocak 1873 tarihinde gece saat ona doğru doğmuştur. Doğumu “üç gün iki gece” sürmüş ve dünyaya mosmor vaziyette gelmiştir. Başta ebeler olmak üzere etrafta bulunan herkes onun fazla yaşamayacağına kanaat getirmiştir. Colette’e kendi hayat mücadelesinde hayatının sorumluluğunu üstlenen güçlü, dayanıklı bir kadın olarak karşımıza