Cüneyd Suavi

Hayatın İçinden 1 yazarı
Yazar
Derleyen
8.4/10
555 Kişi
3.080
Okunma
92
Beğeni
9,6bin
Görüntülenme

En Yeni Cüneyd Suavi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Cüneyd Suavi sözleri ve alıntılarını, en yeni Cüneyd Suavi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ANNE KALBİ Delikanlı,katı yürekli bir kızı sevmiş ve onunla evlenmek istemişti.Ancak kız,korkunç bir şart ileri sürerek: -Senin sevgini ölçmek istiyorum,dedi.Bunun için de köpeğime yedirmek üzere bana annenin kalbini getireceksin. Delikanlı,tüyler ürperten bu teklif karşısında ne yapacağını şaşırmış ve uzun bir tereddütten sonra hislerine mağlup olup annesini öldürmeye karar vermişti.Annesi,belki de durumu farkettiği için oğluna fazla direnmedi.Ve çocuk,annesini öldürerek kalbini bir mendile koydu.Delikanlı,kızın isteğini yerine getirmiş olmanın heyecanıyla yolda koşarken,ayağı bir taşa takıldı.Kendisi bir tarafa,mendil içindeki kalp bir tarafa fırladı.Canının acısından,ağzından ister istemez"Ah anacığım!"sözleri döküldüğünde annesinin tozlara bulanan ve hala soğumamış olan kalbinden bir ses yükseldi: -Canım yavrum,bir yerin acıdı mı?
Anlayamadı hiç kimse Çöldeki üç-beş çiçeğin nasıl canlı kladığını. Bilemediler nedense Çiçeklerin arasında, bir şehidin yattığını...
Reklam
NAMAZ Adam, bineceği otobüsün kalkmasına bir saatten fazla bir süre olduğu için, terminalin yarı aydınlık koridorlarını arşınlıyordu. Ellerini yıkamak üzere biraz ilerideki mescide yanaştığında, iş tulumları giymiş bir genç ona doğru gelerek: - Herhalde namaz kılacaksınız!. dedi. Abdest alma yerimiz de mevcuttur. Adam, elindeki
Mehmed'in Dönüşü Saçtan yapılmış, bir su deposuydu. Evin inşa edildiği günlerde takılmış ve yirmibeş yılı aşkın süredir çürümemişti. Fakat, o yalnızlık çekilmiyordu. Koskoca çatının içinde tek başına olması yetmiyormuş gibi, bir de gün ışığından mahrum bulunması,onu bunaltıyordu. Su deposu, takıldığının ikinci senesinde yalnızlığını
YEŞİL ELBİSE Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu. -Gel seni camiye götüreyim, dedim. Bugün Cuma biliyorsun. -Sen de benim camiye gitmediğimi biliyorsun, dedi -Biliyorum ama, sebebini gerçekten merak ediyorum. -Ne bileyim olmuyor işte, dedi.Hem pantolonumun ütüsü bozulup, dizleri çıkar diye endişe ediyorum. Gayri ihtiyari gülmeye başladım. -Herhalde şaka yapıyorsun, dedim. Bunun için cami terk edilir mi? -Ciddi söylüyorum, dedi. Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu bilirsin. Gerçekten öyleydi. Giydiği birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yeşilin bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı. -Peki, dedim.Hayatında hiç camiye gitmedin mi? -Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim, dedi. Hem o yaşlarda dizlerim aşınacak diye herhalde endişe etmiyordum. Fakat artık camiye gidebileceğimi zannetmiyorum. Söyledikleri beni son derece şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman etmişti. Daha sonra el sıkışıp ayrıldık. Onunla konuşmamızdan 2 ay sonra, kendisinin camide olduğunu söylediler. Hemen gittim. Bahçedeki namaz saflarının en önünde duruyordu ve üzerinde yine yeşiller vardı. Yavaşça yanına yaklaştım ve kısık bir sesle: -Hani, dedim. Camiye gelmeyecektin? Hiç sesini çıkarmadı. Çünkü musalla taşının üzerinde, yeşil örtülü bir tabut içinde yatıyordu.
Sayfa 126Kitabı okudu
Anlayamadı hiç kimse Çöldeki üç-beş çiçeğin nasıl canlı kaldığını. Bilemediler nedense Çiçeklerin arasında, bir şehidin yattığını..
Reklam
398 öğeden 571 ile 398 arasındakiler gösteriliyor.