Cüneyd Suavi

Cüneyd SuaviHayatın İçinden 1 yazarı
Yazar
Derleyen
8.4/10
555 Kişi
3.027
Okunma
90
Beğeni
8,9bin
Görüntülenme

undefined Cüneyd Suavi Sözleri ve Alıntıları

undefined Cüneyd Suavi sözleri ve alıntılarını, undefined Cüneyd Suavi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bahçe betonla kaplanıp güller yok edilirse, 'daire' denilen o ruhsuz mekanlarda, 'gül gibi' yaşamak nasıl mümkün olabilirdi?
Sayfa 89 - Zafer YayınlarıKitabı okudu
Diğerinin gözü hala yıldızlardaymış, biraz farklı bakıyormuş artık dünyaya. Anladığı kadarıyla 'mutluluk' denen iksir, bakmaktan çok görmesini bilenlerinmiş.
Sayfa 47 - Zafer YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Doktor, odadan çıkarken "Bu gün şubatın son günü" demiş fısıldayarak. "Kışın bitip ilkbaharın başladığı gün... size rastladığım günde baharım başlasa da, ne yazık ki bu benim sonbaharım"
“İnsanlara verecek bir şeyim yok!” Diyenlere: “Güler yüzün de mi yok?” diye sorar, güler yüzün bir sadaka olduğunu söylerdi.
Sayfa 458Kitabı okudu
TOKAT Emektar Öğretmen, dersini bitirip sınıftan çıkarken; öğrencilerinden birinin diğerine çelme taktığını gördü. Düşen çocuk, en sevdiği öğrencisiydi ve canı yandığı için ağlıyordu. Öğretmen, onu yerden kaldırdıktan sonra üstünü temizleyip eve gönderdi ve öbür çocuğu kolundan çekerek öğrencilerin terk ettiği sınıfa soktu. Kendisi, aynı köyün ilkokulunda yirmi yıldan bu yana hizmet vermiş, o köyden evlenmiş ve tayini büyük şehirlere çıkmasına rağmen; bir yuva olarak bildiği okulunu terk etmemişti. Bu yüzden, öz evlatları gibi gördüğü öğrencilerin haylazlıklarına dayanamıyordu. Çelme takan çocuğu şiddetle azarladıktan sonra, onun korkudan tir tir titremesine aldırış bile etmeden suratına bir tokat patlattı. Küçük çocuğun cılız vüzudu, tokadın şiddetinden bir yaprak gibi savrulmuş ve yeni çıkmakta olan dişlerinden akan kan, öğretmenin ceketine sıçramıştı. Öğretmen, yedi yaşındaki bir çocuğa yaptığı bu hareketten hemen sonra pişmanlık duymasına rağmen, bunun kendisi için iyi bir ders olacağını düşünüyordu. Öğrencisini bırakıp gitmeye hazırlanırken, çocuğun elini cebine attığını görüp telaşa düştü. En yakın arkadaşını bile düşüren bir yaramaz, öğretmenine de bir çakıyla saldırabilirdi. Ona karşı korunmaya hazırlanırken, küçük çocuk teyzesinin bayramda hediye ettiği mendili çıkarttı ve düştüğü yerden kalkmaya çalışırken: - Ceketiniz kanlandı öğretmenim!. dedi. Sileyim isterseniz...
YEŞİL ELBİSE Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu. -Gel seni camiye götüreyim, dedim. Bugün Cuma biliyorsun. -Sen de benim camiye gitmediğimi biliyorsun, dedi -Biliyorum ama, sebebini gerçekten merak ediyorum. -Ne bileyim olmuyor işte, dedi.Hem pantolonumun ütüsü bozulup, dizleri çıkar diye endişe ediyorum. Gayri ihtiyari gülmeye başladım. -Herhalde şaka yapıyorsun, dedim. Bunun için cami terk edilir mi? -Ciddi söylüyorum, dedi. Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu bilirsin. Gerçekten öyleydi. Giydiği birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yeşilin bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı. -Peki, dedim.Hayatında hiç camiye gitmedin mi? -Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim, dedi. Hem o yaşlarda dizlerim aşınacak diye herhalde endişe etmiyordum. Fakat artık camiye gidebileceğimi zannetmiyorum. Söyledikleri beni son derece şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman etmişti. Daha sonra el sıkışıp ayrıldık. Onunla konuşmamızdan 2 ay sonra, kendisinin camide olduğunu söylediler. Hemen gittim. Bahçedeki namaz saflarının en önünde duruyordu ve üzerinde yine yeşiller vardı. Yavaşça yanına yaklaştım ve kısık bir sesle: -Hani, dedim. Camiye gelmeyecektin? Hiç sesini çıkarmadı. Çünkü musalla taşının üzerinde, yeşil örtülü bir tabut içinde yatıyordu.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
“Çok gülmeyiniz! Zira gülmenin fazlası kalbi öldürür”
Sayfa 223Kitabı okudu
Çünkü cennet gibi muhteşem bir mükafat, “akılsız“ insanların yeri olamazdı.
Sayfa 173Kitabı okudu
566 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.