Cüneyt Özdemir

Cüneyt ÖzdemirEğlencesini Yitiren Ülke yazarı
Yazar
7.5/10
90 Kişi
371
Okunma
56
Beğeni
5,3bin
Görüntülenme
Reklam
Bir ilçedeyseniz, karakol komutanlığının, bölük komutanlığının, alay komutanlığının kendine göre bir istihbaratı vardır. Yalnız bu istihbarat elemanlarının birbirlerinden haberi olmaz. Gizlidir.
Eşref Bitlis, aldığı eğitim dolayısıyla Türk ordusunda ABD'den çok Alman kültürüne yatkın sayılı üst düzey subaylardan biriydi. Almanya'da dil eğitimi görmüş, Alman Kara Harp Akademisi'nden mezun olmuştu. Yakın silah arkadaşları, Eşref Bitlis'in her zaman bölgeye ilişkin Amerikan politikalarını fazla belirleyici görmediğini, Türkiye'nin çıkarlarını ön planda tuttuğunu söylüyordu.
Eşref Paşa şunu her zaman söylemiştir:
Kürt meselesi ile PKK aynı şey değildir. Bu sözlere bakarak siz yorumda bulunun! Eşref Paşa bu konuda bilinçliydi. Eşref Paşa dağdaki gerillanın kökünün kazınmasını arzu ediyordu. PKK sorununa çözüm bulmadan, Kürt sorununa eğer varsa çözüm aranmaya başlanmaz. Öcalan ve PKK ortada kalmayacaktır, ondan sonra eğer varsa çözüm aranacaktır.
1990'lar, işte böyle karanlık yıllar olarak tarihe geçti. Özellikle yolu Diyarbakır'dan geçen subaylar ya suikast sonucu ya da şaibeli kazalar nedeniyle öldüler.
Reklam
Eşref Bitlis 1993 yılında tek kelimeyle hedefti. 1990'dan bu yana PKK'yla mücadelenin en kritik ismiydi. Attığı her adım, ağzından çıkan her söz verdiği her karar önemliydi. 1993'e ulaşıldığında PKK'nın en büyük hedefiydi.
Cumhurbaşkanlarının, politikacıların, işadamlarının özel yaşantıları çeşitli vesveselerle gündeme gelmiş olsa da hiçbir orgeneralin özel hayatının kapıları görev başındayken kamuya açılamamıştı. Eşref Bitlis gibi bir asker de bu geleneği bozmamıştı. Sert ve taviz vermez görünüyordu. Özel hayatının kapıları sıkı sıkıya kapalıydı. İç tüzükler, kışlalardaki koyu tonlar, emir komuta zincirindeki uygulamalar, kapalı kapıların kaybolan anahtarlarıydı. Devlet, ciddiyetini, asık yüzünü koruyor, üniformalar özel yaşantıları perdeliyordu. Komutanların özel yaşantıları tabu alanları olarak kalıyordu.
Komutanın Şüpheli Ölümü'nü bugün bir kez daha okuduktan sonra umarım siz de benim kadar bütün bu ölümlere şüpheyle bakıyorsunuzdur. Şüphe faydalıdır... Özellikle komplo teorileri yerine gerçeklere itibar eden bir gazetecilik şüphesi tarihin unutkanlığına mahkum edilen pek çok "kahramanı" nın kırılan onurlarının itibarını iade etmek için şık bir madalyadır. Demokratik bir Türkiye özlemiyle...
Reklam
"Eşref Bitlis, PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırma taraftarıydı. Bitlis'e göre sivil çözümün konuşulabilmesi için de önce PKK'nın bitirilmesi gerekiyordu. PKK bitmese bile dağda yalnız bırakılmalı, halkla bağları tamamen koparılmalıydı. PKK'yla mücadelede sivil halk ile PKK'lılar arasında ayrım gözetilmeli, sivil insanlara en az zarar verecek bir terörle mücade yöntemi izlenmeliydi."
Yalnızlık bir alın yazısı gibi kazınmıştı bu hüzünlü şehrin omuz başına. Yaz aylarını arayan göçmen kuşlarından biriydim.
Sayfa 25 - Parantez Yayınları, Birinci Baskı, Temmuz 1998Kitabı okudu
Orijinal hiçbir şey yok. Makineler hariç.. İnsanlar dahil.
Sayfa 18 - Parantez Yayınları, Birinci Baskı, Temmuz 1998Kitabı okudu
Bugün "JİTEM" adıyla bildiğimiz kuruluşun, ilk olarak 1938 yılında oluşturulan benzer bir örgütlenmeye dayandığı söyleniyor. 1987 civarında tekrar ortaya çıkana kadar uzun yıllar kimse böyle bir kuruluştan söz etmemişti. JİTEM doğrudan Jandarma Genel Komutanlığı'yla irtibatlı bir örgüttü. Türkiye'de yedi ayrı bölgede faaliyetlerini yürütüyordu. Her bölgenin başında bir grup komutanı bulunuyordu.
Resim