Daniel Pennac

Daniel PennacRoman Gibi yazarı
Yazar
8.0/10
351 Kişi
1.516
Okunma
61
Beğeni
6,4bin
Görüntülenme

Hakkında

1944 yılında Kazablanka'da dünyaya gelen Daniel Pennacchioni, Korsikalı ve Provençal bir ailenin dördüncü ve son oğludur. Çocukluğu general rütbesinden emekli olan asker babasının görevi nedeniyle, Afrika'da (Cibuti, Etiyopya, Cezayir, Ekvator Afrikası), Güneydoğu Asya (Çinhindi) ve Fransa (La Colle-sur-Loup) gibi ülkelerde geçti. Babasının şiir sevgisi onda kitaplara karşı bir ilgi oluşturdu ve okumaya yöneldi. Nice'de okuduktan sonra öğretmen oldu. Bir günah keçisi olan Benjamin Malaussène ve ailesinin Paris, Belleville'deki hikayesini anlatan "La Saga Malaussène" dizisi de dahil olmak üzere çocuklar için yazmaya başladı. Yazma stili, "La Saga Malaussène"deki gibi mizahi ve yaratıcı ve "Comme un roman" makalesinde örneklendiği gibi bilimsel sayılabilir. 1990 yılında Pennac, "La petite trade de prose" ile "Prix du Livre Inter" ödülünü kazandı. 1984 tarihli romanı "L'œil du loup", Sarah Adams - daha sonra Sarah Ardizzone olarak bilinir - tarafından İngilizceye "Eye of the Wolf " (Kurtun Gözü) olarak çevrildi ve 2002'de Walker Books tarafından yayınlandı. Adams bu çalışmasıyla iki yılda bir verilen 2005 İngiliz Marsh Çocuk Edebiyatı Çeviri Ödülü'nü kazandı. 2002 yılında Grinzane Cavour Ödülü'nü kazanan Pennac ayrıca tüm çalışmalarından dolayı 2008 yılında "Grand Prix Metropolis bleu" ödülünü kazandı. Kitapları Fransa'da büyük ilgi gören Pennac, 2012 yılında Okul Sıkıntısı adlı kitabıyla Renaudot Ödülü'nü kazandı. Ayrıca 2013 yılında Bologna Üniversitesi'nden pedagoji alanında fahri derece aldı.
Tam adı:
Daniel Pennacchioni
Unvan:
Fransız Yazar
Doğum:
Kazablanka, Fas, 1 Aralık 1944

Okurlar

61 okur beğendi.
1.516 okur okudu.
42 okur okuyor.
912 okur okuyacak.
32 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir.
Sayfa 93 - Metis Yayınları
Kitabın ağırlığı, can sıkıntısının ağırlığı, bir sona varmayan çabanın çekilmez yükü.
Sayfa 19 - Metis Yayınları
Reklam
Her okuma bir direnme eylemidir. Neye karşı direnme? Bütün sıradanlıklara.
Sayfa 62 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Okuma vaktini nereden bulacağız? Çok önemli mesele. Başlı başına mesele. Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir. "Okumak? İsterim tabii ki, ama iş, ev, çocuklar, zamanım kalmıyor..." "Okumaya vaktiniz olmasına ne kadar imreniyorum!" Nasıl oluyor da, çalışan, alışveriş yapan, çocuklarını yetiştiren, arabasını süren, üç erkeği seven, dişçiye sık sık giden, evini taşıyan şu kadın okumaya vakit buluyor da, mazbut bir hayat süren mirasyedi bekar bulamıyor? Okuma vakti her zaman çalınmış vakittir. (Tıpkı yazma vakti veya sevme vakti gibi.) Neyden çalınmış? Yaşama görevinden çalınmış mesela. ... Okuma vakti, sevme vakti gibi, yaşama vaktini genişletir. Zaman çizelgemiz açısından düşünülecek olsaydı, kimse aşık olmaya kalkışmazdı. Kimin vakti vardır aşık olmaya? Ama kendine sevme vakti tanımayan bir aşık gördünüz mü hiç? Okumaya vaktim hiç olmadı ama hiçbir şey, beni sevdiğim bir romanı bitirmekten alıkoyamadı. Okuma toplumsal zamanın örgütlenmesine bağlı değildir; o, aşk gibi bir varolma tarzıdır. Mesele okumaya vaktim olup olmadığı değil (kaldı ki bu vakti bana kimse vermez), bir okur olma zevkini kendime tanıyıp tanımamamdır.
Sayfa 93 - Metis Yayınları
Ve hiçbiri kendine toz kondurmaz...
"Bir bakan, birinin kendini kutlamasını beklemez; kendi kendini kutlar."
Sayfa 14 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1000Kitap
1000Kitap
sayfamdan sahte alinti diye kaldirmis oldugunuz Alintilarimi geri istiyorum...ki ozelden size kitapta oldugunu subut ettim.Ben okumadigim kitaptan alinti paylasmam,ve goruyorsaniz eger sahte alinti nerde gorsem bildiriyorum,ama malesefki her ne kadar bildirsem de o alintilar icin gereken yapilmiyor... bana özelmi bu?!🤔🤔 Ve
Allah De Ötesini Bırak
Allah De Ötesini Bırak
kitabina yazdigim inceleme kaldirilmis....sebep?!her okudugum kitabi begenmek zorundamiyim?!kufr etmemisdim,asagilamadim ,sadece yazar Allah demis otesin birakmis yazmisdim,ve benim sahsi dusuncem....belki daha cok sey kaldirmissiniz bilmiyorum ama rica ediyorum kaldirdiginiz alinti ve iletilerim geri gelsin...
Teşekkür Ederim
Teşekkür Ederim

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
136 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
KİTAP OKURUNUN HAKLARI 1) Okumama hakkı 2) Sayfa atlama hakkı 3) Bir kitabı bitirmeme hakkı 4) Tekrar okuma hakkı 5) Canının istediğini okuma hakkı 6) "Bovarizm" hakkı 7) Canının istediği yerde okuma hakkı 8) Çöplenme hakkı 9) Yüksek sesle okuma hakkı 10) Susma hakkı
Roman Gibi
Roman GibiDaniel Pennac · Metis Yayınları · 2021736 okunma
148 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitaplar ve Okumaya Dair
"Okumak fiilinin emir kipine tahammülü yoktur. Başka fiillerle de paylaşır bu nefretini. "Sevmek" fiili... "Hayal etmek" fiili..." Böyle başlıyor Daniel Pennac kitaplara ve okumaya dair görüşlerini yazdığı Roman Gibi adlı kitabına. Ne kadar güzel bir yerden açıyor kapıyı okuyucuya. Bazı eylemler gerçekten zorlamayla
Roman Gibi
Roman GibiDaniel Pennac · Metis Yayınları · 2021736 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Herkes kitap okumayı sevmek zorunda mı?
KİTAP OKURUNUN HAKLARI 1)Okumama hakkı 2)Sayfa atlama hakkı 3)Bir kitabı bitirmeme hakkı 4)Tekrar okuma hakkı 5)Canının istediğini okuma hakkı 6)"Bovarizm" hakkı 7)Canının istediği yerde okuma hakkı 8)Çöplenme hakkı 9)Yüksek sesle okuma hakkı 10)Susma hakkı (Arka kapak yazısı) ~Herkes kitap okumayı sevmek zorunda mı? Ya da sevmiyorsa nedenleri neler olabilir? Bu mevzuları o kadar muzip ve edebi bir üslupla anlatmış ki yazar, hayran kalmamak elde değil. ~Çocukken bize ebeveynlerimiz tarafından "okunan" masalların önemi vurgulanmış. Ayrıca maalesef okul (özellikle ilkokul) hayatımızda öğretmenlerin ve müfredatın bizi okumaktan nasıl "itinayla" soğuttuğunu yine muzip ve kinayeli şekilde anlatmış. ~Ha bir de kendini okuyor gösterip okumayanların haline değindiği kısım var, orası tam bir komediydi, bazı yerlerde sesli güldüğümü hatırlıyorum. :-) ~En çok da tahlil ve eleştiri yapayım derken klasik eserlerden, ve hatta edebiyattan soğutan edebiyat hocalarına ve profesörlerine yaptığı göndermeler çok trajikomikti. ●Bu zamana kadar okuduğum en sıradışı ve güzel kitaplardan biri oldu bu kitap. Kitaplara ve okumaya dair kitaplardan hoşlanan herkese tavsiye ederim. Tüm öğretmenlerin, okurların ve hatta okumayı pek de sevmeyen ama bundan da gocunan, yerinen, kendini eksik hisseden insanların mutlaka ama mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Belki de sorun sizde değildir, neden olmasın? İyi ki okudum!..
Roman Gibi
Roman GibiDaniel Pennac · Metis Yayınları · 2021736 okunma