En Eski Deniz Adalı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Deniz Adalı sözleri ve alıntılarını, en eski Deniz Adalı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaybedeceğimiz ne kaldı? Bize doğanın kirlenmesinden söz ediliyor. Doğrudur, doğayı kirleten de, insanı kirleten de kapitalizmdir.
Sayfa 22 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Doğanın bir parçası olan insan, evet insan, kirlenmektedir.
Sayfa 22 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Ulus ve ulus devlet, burjuva çıkarların ifadesidir.
Sayfa 23 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Nasıl ki, kapitalist sömürü, tek tek kişilerden soyutlanabilirse, benzer biçimde burjuva devlet de, tek tek burjuvaların bizzat yönetimde yer alması ile yönetmez. Gerçekte temsilî sistem de budur. Yani burjuvaziyi kimin, hangi partinin vb. en iyi temsil edebileceği, daha açık deyiş ile, burjuva partilerden hangisinin halkın nabzını tutabildiği önemlidir. Seçim ve partilerin görevi de budur.
Sayfa 23 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Nasıl ki, kapitalist sömürü, tek tek kişilerden soyutlanabilirse, benzer biçimde burjuva devlet de, tek tek burjuvaların bizzat yönetimde yer alması ile yönetmez. Gerçekte temsilî sistem de budur. Yani burjuvaziyi kimin, hangi partinin vb. en iyi temsil edebileceği, daha açık deyiş ile, burjuva partilerden hangisinin halkın nabzını tutabildiği önemlidir. Seçim ve partilerin görevi de budur.
Sayfa 23 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Şimdi "vatanseverlik" için yeni çerçeve çizildi; vatansever olan dinci harekete karşı olandır, laik devleti koruyandır. Öyle ki, hiçbir zaman laik olmamış, her zaman dini bir silah olarak kullanmış bir devleti korumak görevi, bazı aydınlara, bazı sol çevrelere düştü. Dün İslâmî hareketi kullanarak, komünizme karşı "vatan ve ahlâkın" korunması için göreve çağıranlar burjuvalardı. Bugün aynı devlet, bu kez İslâmî radikalizme karşı laikliği korumak için, vatanseverliği sola görev olarak biçmektedir.
Her şey vatan için!
Sihir buradadır. Burjuva egemenlik için, burjuva çıkarlar için, halklara ve işçi sınıfına kan kusturan bir sistem var karşımızda ve tüm bunlar "vatan için."
Sayfa 24 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Dün silahlarla işgal ettikleri toprakları, bugün "medeniyet" taşıyıcısı olarak, daha gelişmiş bir zor ve imha ile işgal ediyorlar.
Sayfa 28 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Osmanlı döneminde, hatta Cumhuriyetin ilk döneminde, Lazistan, Kürdistan, Rum, Ermeni, Arap vb. gibi kavramlar rahatlıkla kullanılmakta idi.
Sayfa 29 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Batı, özellikle biz Anadolu insanı için imrenilecek, hayranlık duyulacak yerdir. Batı gibi düşünmek, Batı merkezli bakış, iliklerimize kadar işlemiştir. Anadolu'da biraz mürekkep yalamış herkes, halkını beğenmez ve Batı gözlükleri ile onu aşağılar. Bu aslında 1830'lardan sonra Osmanlı'da başlar. Osmanlı aydını tercüme bürolarında, devletin aydını olarak dünyaya geldikten sonra, Avrupa'da beşik ve ilk çocukluk çağını geçirmiştir. Bir Fransız gibi ince davranmak, öyle giyinmek, öyle konuşmak ve öyle yemek yemek en önemli olandır.
Sayfa 38 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı
Din halkın afyonudur, sözünü hatırlayın. Afyon olabilmesi için dinin kesin olmayan, her anlama gelen, içeriği anlaşılmaz olan bir özelliğinin olması gerekiyor. Din gibi birleştirici olacak olan milliyetçilik de (Osmanlı'nın menfaatlerine uygun olarak), yuvarlak, her anlama gelebilir, belirsiz, her yöne çekilebilir bir niteliğe sahip olmalıdır. Kemalizm'in başarısı da buradadır. Yeri geldiğinde milliyetçi, yeri geldiğinde evrenseldir. Yeri geldiğinde Hitler'den daha faşist, yeri geldiğinde komünist parti kurucusudur. Yeri geldiğinde Türkçü, yeri geldiğinde Türkçülüğü ırkçı ilan edebilendir. Yeri geldiğinde Müslüman, yeri geldiğinde şapka için 500 bin kişiyi doğrayandır.
Sayfa 64 - Kaldıraç Yayınevi / Tarih / 3. Baskı